(Mevlâna hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor)
6800. Gizli-açık tövbe edip (İşlediğim günah ve suçtan pişman olarak bir daha yapmama kararı alıp) duruyorum.,
Suçluyum, efendime (Buyruğu yürüyen, sözü geçene) karşı kötü işler işledim ben.
Tebriz (Şehri), Efendim Şemseddin'in (Şems Hazretleri) yüzünden ululanmıştır;
Bense derlediğim, yediğim meyveler, içtiğim sular yüzünden kan ağlamaktayım.
Bize kastettiler (Kötülük etmek, kıymak, zarar vermeyi istediler), bizi azarladılar:
Hem de hiç sebepsiz.,
Bedenimiz de onun kanadından başka bir kanatla uçamaz, canımız da.
Beni hasta etmekten başka bir şey dilemiyor;
Fakat ne dilerse odur güzel olan bence.,
Acaba onun halinden, onun gamından (Üzüntüsünden), onun yüceliğinden, onun ışığından kim haber verecek bana?
Bana surat asınca (Kaşlarını çatıp yüzüne küskün veya dargın bir anlam vermek, somurtmak) zevkten (Hoşuma giden veya çekici bir şeyin elde edilmesinden, düşünülmesinden doğan hoş duygu ile) erir-giderim;
Bir de neşelendirse, tatlı yüz gösterse ne hallere girerim acaba?
Gamı bile beni diriltirse bana bakar, beni gözetirse neler olurum
ben?
Bizi (Allah dostlarını) aradılar, istediler mi, ne korku kalır bizde, ne ürküntü (Bir şeyden korkarak birden sıçramak);
Fakat bizden kaçıp giderlerse ne zevkimiz kalır, ne neşemiz (Mutlu olmaktan doğan ve dışa vurulan sevincimiz kalmaz).,
Ama bunu elde edemeyen kişi, iki (Madde ve mana) dünyada
da ne hale düşer acaba?
Toplumlar gördüm:
Onunla dinçelmişler (Gücü ve sağlık durumu yerinde olarak, canlılığa, zindeliğe kavuşmuşlar);
Ne kadehleri var, ne üzümleri.,
Şeker yersen boşuna değil bu;
Çünkü şeker de onun tatlı dudaklarından şekerler tatmada.
Gönüllerimiz (Kalbimizde oluşan duygularımız), onunla şaşılacak mı, şaşılacak şeylerle doldu.,
Seher çağı (Sabahın güneş doğmadan önceki zamanı), onun yüzünden bir eser;
Gece, onun amber (Amber balığından çıkartılan güzel kokulu, kül renginde bir madde) gibi simsiyah saçlarından bir soluk.
Ben de sustum, onlar da sustu;
Ne arıyorlar, ne yoruyorlar.,
Ondan haber verenden haber aldım ben;
Artık başka haber gerekmez bana.
Görünmediler mi gamlara (Üzüntülere) dalarım;
Yaklaştılar mı ne de neşelenirim (Neşeli duruma gelirim, şenlenirim, keyiflenirim) ya.,
Kapımı çalar, hiçbir şeyi gizlemez;
Zati (Zaten) kimse ondan bir sır (Amaca ulaşmak için kullanılan, başvurulan özel ve gizli yöntemi) elde edemez ki.
***
DİVAN-I
KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN HAZIRLAYAN: ABDULBAKİ
GÖLPINARLI KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler öğrendik;
Mevlana Hazretleri Şems Hazretlerinin kendisini göstermemesinden suçluluk duyduğunu, yeteri kadar hizmet edemediğinden üzgün olduğunu öğrendik.
Mevlana Hazretleri ile Şems Hazretlerinin dostluğunu çevrelerinden anlayış ve kabul görmediğini, Şems Hazretlerine zarar vermek istendiğini öğrendik.
Şems Hazretlerinde olan yüceliği, ışığını herkesin göremeyeceğini, Mevlana Hazretlerinin bize tanıttığını öğrendik.
Mevlana Hazretleri Şems Hazretlerine çok önem verdiğini, yüzünün her hareketinden zevk ve neşe duyduğunu öğrendik.
Allah dostlarının kendilerini arayanlar olunca kendilerinde korku ve zarardan kaçmanın kalmayacağını öğrendik.
Allah dostu olduğu yerde kişilerin sağlığa, zindeliğe, güce kavuştuklarını, tatlılığa şekersiz ulaştıklarını öğrendik.
Mevlana Hazretleri kalbinde oluşan duygularının kaynağını Şems Hazretlerine yönlendirdiğinden her gördüğünü onun güzelliğini hatırlattığını, onun kokusunu aldığını öğrendik.
*
İşte böyle yaren;
Şems Hazretlerinin Mevlana Hazretlerine sırlar bağışladığını, bu sırları herkesin elde edemediğini, Mevlana Hazretlerinin Şems Hazretlerinden aşırıp bize bağışladıklarını öğrendik, anladık.
*
RAVLİ
