(Mevlâna hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor)
6190. Deniz, bu yakıcı (Aşk) ateşle coşmuş-köpürmüş..
Gökyüzünün beli bükülmüş bu ağır yükten.
Dağ, onun beli kemerli kullarından sayılsın diye hizmet kemerini kuşanmış.
Şu şekle sığmayanlardan bir haber ver diyen canların sesleri geliyor kulağıma.
Fakat kime söyleyeyim?
Cihanda mahrem (Başkalarına söylenmeyen, gizli), nerde?
Haberi olmayanlara neyi haber vereyim?
Denizin dışı, çer-çöpe (Çalı çırpı kırıntısına) yerdir.,
Denizin özüyse incilere duraktır.
Benim içim-dışımsa çer-çöpe (Çalı çırpı kırıntısına) sıvışmış (Bulanmış) bir toprak ki şu denize bir yol bulmuş, geçip gitmede.
Şu başsız-ayaksız gazelimize bak ki ayağımızdan tutmuş, bizi sana doğru çekmede;
Ta başadek götürmede.
Erlerle (İşini iyi bilen, yetenekli kimse ile) otur, gidip uyuma.,
Balık gibi tutup da denizin dibine dalıverme (Kaybolma).
Deniz gibi bütün gece coş-köpür (Duygu ve düşünceleri güçlü bir tepki ile dışarı vur, yukarı doğru birdenbire ve hızla çık) ;
Seller gibi dağılarak (Toplu durumdayken ayrılıp birbirinden uzaklaşma) gitme.
Ab-ı hayat (Olgun insanın hayvani bir hayata mahkum olmuş insan aklını kurtararak dirilten) karanlıkta değil mi?
Sen de onu geceleyin ara.,
Acele etme, tezce (Süratli bir biçimde) gitme.
***
DİVAN-I
KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN HAZIRLAYAN: ABDULBAKİ
GÖLPINARLI KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler öğrendik;
Aşkın yakıcı ateşinin gökyüzünü aydınlattığını, karanlıktakalanlara hizmet ettiğini öğrendik.
Aşk ateşiyle belirli bir biçime sığmayanlardan haberler geldiğini, Mevlana Hazretlerinin bunları duyduğunu öğrendik.
Mevlana Hazretleri aldığı haberleri kendisine yakın olana, haber bekleyene verdiğini, başkasına vermediğini öğrendik.
İnsanın özünün şekil değiştirmeyen mücevher olduğunu, büyüklükte gözükenin çalı-çırpı kırıntıları olduğunu, dışta olduğunu öğrendik.
Mevlana Hazretleri çer-çöple uğraşmayıp denizin derinliğine dalıp oradaki özü, inciyi elde etmek için yol bulduğunu öğrendik.
Mevlana Hazretleri gazelleriyle kişileri öze doğru çektiğini öğrendik.
İşini iyi bilen kişinin yetenekli kişi ile oturduğunu, uyumayı tercih etmediğini, kaybolup gitmeyeceğini öğrendik.
Deniz gibi coşup köpürmek, gelip gitmelerle tepkileri güçlendirmemiz gerektiğini öğrendik.
Bazı değerlerin yanlış kişilerin eline kolayca geçmemesi için karanlıkla perdelendiğini öğrendik.
*
İşte böyle yaren;
Olgun insan olmakla gelişme yolculuğunun sona ermediğini, olgun insan aklının hayvani aklın mahkumiyetinde olduğunu, kişi kötü bir sonuca varmaması için kurtarılması, yeniden insan aklını diriltmesi gerektiğini öğrendik, anladık.
*
RAVLİ
