(Mevlâna hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor)
6080. Can bile onun sırlarına mahrem değilken (Bilmezken) haberi olanların ne haberleri olacak onun yolundan?
Nerkis, bahçeye bakar-durur ama çayırdan-çimenden ne haberi vardır
onun?
Her toplum, sarhoş olmuştur da başka toplumların bizden ne haberi var ki demiştir.
Nasılsın, gönlün (Kalpte oluşan duyguların kaynağı) nasıl dedi.,
Şu ciğeri yaralanmışın gönülden ne haberi var ki?
Padişah taç urunur (Giyer), kemer kuşanır ama tacın, kemerin padişahtan ne haberi var?
Şu feryadı azalt, kimsenin haberi bile yok.,
Aşıkların ahından seher çağının ne haberi olabilir?
Sakıy (İnsan ruhuna Allah'ı sevdiren, Allah nuru saçan kişi), nar gibi şarabı getir.,
Gizlilikler aleminden o gamı gideren şarabı sun.
A gönüller alan sakıy (İnsan ruhuna Allah'ı sevdiren, Allah nuru saçan kişi), çabuk, gönülden coşup köpüren o şarabı sun.
A aşk kafiri, gel de şarabı gör..
Şarapla yok ol da aşkı ikrar et (Saklamayıp doğru ve anlaşılır şekilde söyle), .
A sakıy (İnsan ruhuna Allah'ı sevdiren, Allah nuru saçan kişi), bütün sarhoşların ellerini tut da öylece gül bahçesine götür onları.
***
DİVAN-I
KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN HAZIRLAYAN: ABDULBAKİ
GÖLPINARLI KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Bir arada olup birbirinin sırrından, gittikleri yoldan, yaşadıkları yerdeki gelişmelerden, toplumun hareketlerinden, habersiz yaşam sürüldüğünü öğrendik.
Allah dostu kendisine sevgiyle bağlananların durumunu bildiğini, duygularının, canının kaynağında olanları bilmek için ona Tanrı şarabı sunup sarhoş ederek bilgi verdiğini, doğru yola yöneltmek için faydalandığını öğrendik. öğrendik.
*
Neler öğrendik;
İşte böyle yaren;
Allah dostunun Tanrı şarabıyla kendisine sevgiyle bağlandıklarını yok edip Allah'ı sevdiğini doğru olarak sevmeyi öğrettiğini, doğruyu söylettiğini, yardım ettiğini, koruyarak başarısını sağladığını, elinden tutup güzelliklerin bahçesine götürdüğünü öğrendik.
*
RAVLİ
