DİVAN-I KEBİR 7-8 CİLT 2710 İNCİ BEYİT

(Mevlana hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor)
 
2710. A yeşillikte, lalelikte yatmış, uyumuş güzel, şarabı (Tanrı şarabını) sarhoşlardan alıp da şuna-buna sunmaya kalkışma.
 
Tohumu çöle saçma (Ürün vermeyecek yere bırakma);
Kargalarla-kuzgunlarla (Kötü, uğursuz, sıkıntılı kişilerle) düşüp kalkma...
Teklik incini (Şekli değişmeyen mücevher sözünü) boş yere şuna-buna verip durma.
 
A aşık, bütün varlık alemi, peşin parayla dolmuş;
Nasıl oluyor da görmüyorsun, nasıl?
Paran, peşin bugün, çalış da veresiye (Karşılığını sonra ödenmek üzere) verme.
 
Hem sen sensin, hem sen, benim;
Yurdumdan hiç gitme...
Kuş sensin, yavru benim;
Yavruyu her hor (Değersiz, önemi olmayan, aşağı) kişiye verme.
 
Kendi-kendisine rehin olmuş (Aşırı derecede meşgul eden, oyalayan) kişinin bilgisine de kulak asma, hünerine (Beceri isteyen ustalığına) de aldırma pek...
Senin bilgin sana yeter, o şundan şuna nakledile gelmiş (Bir yerden alıp başka bir yere iletme) sözlere fikir yorma (Yorum yapma).
 
Dağ delenlere (Su yolu açanların) padişahlar padişahısın sen...
Ağır bir külüngün (Taş parçalayan kazman) var;
Ferhat'tan başkasına verme onu.
 
Yeter, sus artık.,
Akıldan doğan şu söz, çocukça bir oynayıştan ibaret;
Olgunluğa ulaşmış arife (Çok anlayışlı ve sezgili kişiye)  ibadetle oyalananın tesbihini (Belirli dini sözleri tekrarlanacak sözleri) verme.
 
A yüzü kutlu sakıy (İnsan ruhuna Allah'ı sevdiren, Allah nuru saçan uğurlu insan), sun o nar renkli kadehi...
Bana şarap sunmayacaksan bari sevgilinin hatırı için sun.
 
Gönüller alan sakıysin (Kalpte oluşan duyguların kaynağına Allah'ı sevdiren, Allah nuru saçansın), hastalara dermansın (Güç veren ilaçsın sen);
Neşe şerbetisin, şifa ilacısın;
Tez (Acele) hastalara sun (Tanrı şarabı dolu) kadehi.
 
O kadehe dök şarabı, düşüncenin vur boynunu...
Aman a gönül (Kalpte oluşan duyguların kaynağı), medet (Yardım et) a sevgili, kırma gönlümüzü (Çok üzecek, gücendirecek davranışta bulunma).
                   ***
DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
HAZIRLAYAN: ABDULBAKİ GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
                            ***
Neler öğrendik;
1. Mevlana Hazretleri Şems Hazretlerinin insanı sarhoş eden Tanrı sözlerini sıradan insanlara tanıtmaya, bilgi vermemesi gerektiğini tembihlediğini öğrendik.
2. Basit, adi, herhangi bir özelliği olmayan, sıradan kişilere Tanrı sözlerinin söylemenin boşa  giden sözler olduğunu, onların incinin değerini bilemeyecek yapıda kişiler olduğunu öğrendik.
3. Aşık kişinin anı yaşadığını, işlerini özensiz, gönülsüz yapmayacağını, önemseyerek yapacaklarını, işleri ileriye atmadıklarını öğrendik.

4. Mevlana Hazretleri Şems Hazretleri ile kendisinin aynı cinsten olduğunu, başkalarına kendisini bırakmamasını istediğini öğrendik.
5. Kişinin kendisini aşırı derecede meşgul edecek , oyalayacağı işlere girişmiş kişinin bilgisini önemsememek, beceri isteyen ustalıkla yaptıklarını aldırış etmemek gerektiğini, şuradan buradan nakledilen bilgilerin önemli olmadığını, kendi bilgimizin yeterli olacağını öğrendik.
6. Büyük işler yapacak kişiye onun ihtiyaç duyacağı malzemeyi vermemiz, başkasına vermememiz gerektiğini öğrendik.
7. Akıldan doğan sözün çocukça bir oyun olduğunu, çok anlayışlı ve sezgili kişiye tespih çekip oyalanmamasını önermenin yanlış olacağını öğrendik.
8. Mevlana Hazretleri Şems Hazretlerinden kendini sarhoş edecek Allah'a ait sözlerden sözlenmesini istediğini öğrendik.
                           *
İşte böyle yaren;
Şems Hazretlerinin duygusal hastaların doktoru ve ilacı olduğunu, neşe verdiğini, sağlık kazandırdığını, ilacının Tanrı şarabı olduğunu, düşünceden kendimizi kurtarıp sevgilimiz olan Şems Hazretlerinden yardım istememiz gerektiğini öğrendik, anladık.
                           *
RAVLİ