(Mevlana
Hazretleri öğüt veriyor)
1450. Ahmağın (Aklını gereği gibi kullanmayan) biri kızdı da padişahın
meclisinden kalktı-gitti.
Padişah da ona, hadi bakalım, yel-yort (Dışarıda kendi başına koş);
Bizim yanımıza koşup gelme dedi.
Bizim canımız, bizim cihanımız olan
kişi kızabilir ancak;
Öfkelenip de kendini dünyaya maskara (Şerefsiz, onursuz, haysiyetsiz, rezil) etme.
Gönül ırmağının bendi yıkıldı (Sevgi, istek, düşünüş, anış, hatırlama gibi oluşan duygularım
başka yere doğru gitmekte);
Söz ırmağı akıp duruyor;
Fakat sen can meş'alelerine (Candan gelen aydınlığı önemse) bak;
Dilin oyalanmasına bakma.
Ben çalgı-çağanağım (Zilli tefim), çalgı çağanak benim;
Zühre (Venüs yıldızı), benim nağmelerimi çalıyor;
Aşk, aşıklar arasında benim için cilveleniyor.
Aşk sarhoş oldu da hoş bir hale geldi,
kendinden geçti de çekişmeye girişti mi, aşıklar gibi benim havamı yayar, beni
herkese duyurur-gider.
Sevgili, benim nazımı canla-başla
çeker;
Yüzümü dağlar, kulu olduğumu bildirir;
Benim yerime ona neler yapıyor diye felek bile hasetlere düşer.
Başımı elime (Ölümü göze) almışım, varlıktan geçmiş -gitmişim;
O da yoklukta ulaştığım ululuğu zerre-zerre her şeye duyurur-gider.
Aaah. gün akşam oldu;
Lütuf ceylanı (Önem verilen, sayılan birinden gelen iyilik, ve yardım) arslan kesildi (Güçlü, yiğit, yürekli ve yırtıcı bir davranış gösterdi);
Sevgili, benim sözlerime, çağrışlarıma doydu artık.
Sevgili gitti, gece vakti gönül
yapan yalnız kaldı;
Hem de bütün gece balçık icinde...
Ağzım acı mı, acı... sabah şarabı
içilecek çağa dek ah gönül, eyvah gönül diye çırpınıp durdum.
Güzel yüzlü can sakıysi (İnsan canına Allah’ı sevdiren, Allah nuru saçan),
Tanrı razılığını kazanmış zahidim (Dinin buyurduklarını
yerine getiren, yasak ettiği şeylerden sakınan kimse), elini-ayağını
kaybetsin diye testi-testi şarap sunmada.
***
DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler öğrendik;
1. Mevlana Hazretlerinin öğretisine gelenlerin can olarak kabul edileceğini, kişi canımız ve cihanımız olsa da doğrular saklanmadan, açık ve anlaşılır şekilde söylenip kişinin düzelmesi için öz eleştiri yapılacağından eleştiri olan sözlere kişinin kızabileceğini, ancak öfkelenirse, hiddetlenirse bu toplulukta yer verilmeyeceğini bilmesi gerektiğini öğrendik.
2.
Sözlerin
çok gürültü ederek, yüksek sesle söylenmesine takılıp kalmadan canımıza ışık
verip vermediğine göre değerlendirmemiz gerektiğini öğrendik.
3.
Mevlana
Hazretlerinin sözlerinin hoş ve çok yararlı sözler olduğunu, müzikle eş bir
zevk verdiğini öğrendik.
4.
Mevlana
Hazretlerinin öğretisiyle Aşkın sarhoşluğunu kazananın hoş bir hale geleceğini,
kendinden geçeceğini, hazretin huyunu alacağını, sözlerini herkese duyuracağını,
heveslendirip bu havaya sokacağını öğrendik.
5.
Şems
Hazretleri kendisine sevgiyle bağlanmış, sevgi dostluğu devam ettiren Mevlana
Hazretlerinin nazını çektiğini, görenlerin kıskanacağını öğrendik.
6.
Mevlana
Hazretleri aşk yolundan her şeyin tasarlandığı yokluk âlemine gittiğini, dünya
varlığından vazgeçtiğini öğrendik.
7.
Mevlana Hazretleri
her an Şems Hazretlerini görmek istediğini, yokluğunda her anının özlemle
dolduğunu öğrendik.
*
İşte böyle yaren;
Allah’ın emirlerini yapan, yasaklarından sakınan kişinin razılığı kazanacağını, bu kazançta Tanrı şarabı ikram edilip sarhoş olacağını, kendinden geçeceğini, Mevlana Hazretlerinden öğrendik, anladık.
*
RAVLİ
Padişah da ona, hadi bakalım, yel-yort (Dışarıda kendi başına koş);
Bizim yanımıza koşup gelme dedi.
Öfkelenip de kendini dünyaya maskara (Şerefsiz, onursuz, haysiyetsiz, rezil) etme.
Söz ırmağı akıp duruyor;
Fakat sen can meş'alelerine (Candan gelen aydınlığı önemse) bak;
Dilin oyalanmasına bakma.
Zühre (Venüs yıldızı), benim nağmelerimi çalıyor;
Aşk, aşıklar arasında benim için cilveleniyor.
Yüzümü dağlar, kulu olduğumu bildirir;
Benim yerime ona neler yapıyor diye felek bile hasetlere düşer.
O da yoklukta ulaştığım ululuğu zerre-zerre her şeye duyurur-gider.
Lütuf ceylanı (Önem verilen, sayılan birinden gelen iyilik, ve yardım) arslan kesildi (Güçlü, yiğit, yürekli ve yırtıcı bir davranış gösterdi);
Sevgili, benim sözlerime, çağrışlarıma doydu artık.
Hem de bütün gece balçık icinde...
***
DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler öğrendik;
1. Mevlana Hazretlerinin öğretisine gelenlerin can olarak kabul edileceğini, kişi canımız ve cihanımız olsa da doğrular saklanmadan, açık ve anlaşılır şekilde söylenip kişinin düzelmesi için öz eleştiri yapılacağından eleştiri olan sözlere kişinin kızabileceğini, ancak öfkelenirse, hiddetlenirse bu toplulukta yer verilmeyeceğini bilmesi gerektiğini öğrendik.
İşte böyle yaren;
Allah’ın emirlerini yapan, yasaklarından sakınan kişinin razılığı kazanacağını, bu kazançta Tanrı şarabı ikram edilip sarhoş olacağını, kendinden geçeceğini, Mevlana Hazretlerinden öğrendik, anladık.
*
RAVLİ