(Mevlana
Hazretleri öğüt veriyor)
1420. Kalk, gökyüzüne yücel, meleklerle bildik ol;
Gerçeklik durağına gel, o eşiğe hizmet et.
Güzelim hayali, mademki gönlünde yurt edindi;
Mademki sen de eridin, hayale döndün;
Yürü, gönülde, akılda yurt edin.
iki leğen var, birinde ateş, öbüründe altın;
Ateşi seç, at elini ateşe.
Kelim'e (Söz söyleyene) dön de altın dolu leğene göz bile atma;
Ateşi al, dilini-dudağını vatan et yalımlara (Alevlere).
Aslanın saldırışını yasa et (Hedefini seçer, düşünceyi, duyguyu, gücünü bir noktada toplar, hırslanır, hedefine yaklaşır, saldırır) kendine;
Düşmanın kafa tasını kase (Kullanabileceğin alet) edin;
Yudum-yudum düşman kanını çalgıyla-çağanakla (Zilli tefle) içilen şarap gibi iç.
Sakıy (İnsan ruhuna Allah’ı sevdiren, Allah nuru saçan), senin işin-gücün, ikiliği def etmektir (Kovmaktır);
Gel-gel de elime o tek kadehi sun, ayrılığı-aykırılığı gideriver.
Bu vatanın altı (Yukarı, aşağı, sağ, sol, ön, arka) yanı var, burda tek kıble (Sıkıntılı bir durumda yardım umularak başvurulan yeri) arama;
Kıblenin bulunduğu yer, vatansızlık ilidir (Şehridir);
Yürü, yoklukta (Görünmeyen âlemde tasarlanıp sonra dünyada vücuda getirildiği yerde) yuva kur.
Şu zaman, bir eskicidir, onda ölümsüz ömür arama;
Ölümsüz yaşayış yaylasını zamanın dışında ara.
Sen bir başağa benzersin, canın buğdaydır, bedenin de saman;
Eşek değilsen ne diye ot otluyorsun, yüzünü öze (Bir bütünü oluşturan, bütünden ayrıştığında da kendi başına anlam taşıyan parçaya) çevir.
Dil kapının dışındaki halkadır, ne diye kapı halkası olup kalıyorsun (Söz söylemekle yetinme);
Kapıyı kırda gir içeriye, cana doğra yürü-git.
***
DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler öğrendik;
1. Yeryüzüne bağlı kalmaktan kurtulmak için var olan her şeyin tümüne, gerçekliğine varmamız, meleklerle tanışmak için, gökyüzüne yükselerek yüce bir duruma gelmek için, gerçekleri anlar, kavrar duruma gelmek için, yerimizden ayrılmamız hareket etmemiz gerektiğini öğrendik.
2.
Sevdiğimiz
aklımız da, isteğimiz de, düşünüşümüz de, anışımız da ve duygularımızın kaynağı
olan kalbimiz de yer yurt edindiğinde hareketlenip gönülde
ve akılda yurt edinmemiz gerektiğini öğrendik.
3.
Para
kazanmak ile uğraşa bakma, öz eleştiri yaptıracak söz söyleyenin benliğimizi yakıcı sözlerini kendimize kültür edinmemiz
gerektiğini öğrendik.
4.
Aslanın
önce hedefini seçtiğini, çok karışıklık olsa bile bu hedefi gözünden
kaçırmadığını, koşulların sağladığı olanaklarla saklanarak hedefe yaklaştığını,
hedefe saldırdığını, yaralansa bile vazgeçmeden mücadele ettiğini, icabında
geri çekilip teniden saldırdığını, elde ettiğinin de
zevkine vardığını öğrendik.
5.
İnsan
ruhuna Allah’ı sevdirenden, Allah nuru saçandan
ben-sen ikiliğinin kalkmasından
olan sarhoşluğu sunmasını, ayrılığı-aykırılığı gidermesini istememiz
gerektiğini öğrendik.
6.
Vatanın
tek bir yer olmadığını, altı yanı-yönü olduğunu, yerimiz- yurdumuz olması
gereken yerin yokluk âlemi olduğunu öğrendik.
7.
Şu
andaki zaman yaşayışımızın ölümle sonuçlanacağını bilmemiz, eğer ölümsüz yaşayış arıyorsak bu zamanın dışında ki yaylada yaşam
aramamız gerektiğini öğrendik.
*
İşte böyle yaren;
Yüzümüzü özümüze, aslımıza, hakikatimize, çevirmemiz, canımıza doğru gitmemiz gerektiğini, dışta kalıp yüzeysel manzaralara aldanmamak gerektiğini öğrendik, anladık.
*
RAVLİ
1420. Kalk, gökyüzüne yücel, meleklerle bildik ol;
Gerçeklik durağına gel, o eşiğe hizmet et.
Güzelim hayali, mademki gönlünde yurt edindi;
Mademki sen de eridin, hayale döndün;
Yürü, gönülde, akılda yurt edin.
iki leğen var, birinde ateş, öbüründe altın;
Ateşi seç, at elini ateşe.
Kelim'e (Söz söyleyene) dön de altın dolu leğene göz bile atma;
Ateşi al, dilini-dudağını vatan et yalımlara (Alevlere).
Aslanın saldırışını yasa et (Hedefini seçer, düşünceyi, duyguyu, gücünü bir noktada toplar, hırslanır, hedefine yaklaşır, saldırır) kendine;
Düşmanın kafa tasını kase (Kullanabileceğin alet) edin;
Yudum-yudum düşman kanını çalgıyla-çağanakla (Zilli tefle) içilen şarap gibi iç.
Sakıy (İnsan ruhuna Allah’ı sevdiren, Allah nuru saçan), senin işin-gücün, ikiliği def etmektir (Kovmaktır);
Gel-gel de elime o tek kadehi sun, ayrılığı-aykırılığı gideriver.
Bu vatanın altı (Yukarı, aşağı, sağ, sol, ön, arka) yanı var, burda tek kıble (Sıkıntılı bir durumda yardım umularak başvurulan yeri) arama;
Kıblenin bulunduğu yer, vatansızlık ilidir (Şehridir);
Yürü, yoklukta (Görünmeyen âlemde tasarlanıp sonra dünyada vücuda getirildiği yerde) yuva kur.
Şu zaman, bir eskicidir, onda ölümsüz ömür arama;
Ölümsüz yaşayış yaylasını zamanın dışında ara.
Sen bir başağa benzersin, canın buğdaydır, bedenin de saman;
Eşek değilsen ne diye ot otluyorsun, yüzünü öze (Bir bütünü oluşturan, bütünden ayrıştığında da kendi başına anlam taşıyan parçaya) çevir.
Dil kapının dışındaki halkadır, ne diye kapı halkası olup kalıyorsun (Söz söylemekle yetinme);
Kapıyı kırda gir içeriye, cana doğra yürü-git.
***
DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler öğrendik;
1. Yeryüzüne bağlı kalmaktan kurtulmak için var olan her şeyin tümüne, gerçekliğine varmamız, meleklerle tanışmak için, gökyüzüne yükselerek yüce bir duruma gelmek için, gerçekleri anlar, kavrar duruma gelmek için, yerimizden ayrılmamız hareket etmemiz gerektiğini öğrendik.
İşte böyle yaren;
Yüzümüzü özümüze, aslımıza, hakikatimize, çevirmemiz, canımıza doğru gitmemiz gerektiğini, dışta kalıp yüzeysel manzaralara aldanmamak gerektiğini öğrendik, anladık.
RAVLİ