(Mevlana Hazretleri Şems Hazretlerini
anlatıyor)
940. Gönül
ile sevgili, birbirine eş-dost olduktan sonra o mağarada olayım (Tevbe suresi 40);
Fakat sevgili gittikten sonra ne diye mağarada kalırsın a gönül?
O padişah gitmedi, gitmedi ama kem
(Kötü, fena) göz değmesin diye böyle söyle sen:
Yoksa o padişah gitseydi nasıl olur da sırlara mahrem kesilirdin? (Sırları öğrenecek öğretecek gücün kalmazdı, çok yorulurdun)
Gönlünün kökü (Sevginin, isteğin, düşünüşün, anmanın, hatırlamanın kalpte
oluşturacağı duyguların kaynağı, kökeni), onun Ab-ı hayatında (Ölümsüzlük sağladığına inanılan su) değilse nasıl
oluyor da böyle meyvelerle dolusun, ter-u tazesin (Çok
tazesin) a bahçe?
Gönlün, gül bahçesine yol almamışsa
neden böyle güzel kokulusun? Neden şeker gibi gülmedesin, gönüller almadasın?
Dev, Süleyman yok diye kınarsa
kınasın;
A dev, Süleyman yoksa ne diye işe-güce koyulmuşsun sen?
(Süleyman
peygamber Kudüs’te devleri inşaatta çalıştırmış, değneğine dayalı bir şekilde
ölmesine rağmen devlerin anlamayıp inşaatta çalışmaya devam ettiğini, ağaç
kurdunun ağacı zayıflatıp kırıldığı zaman Süleyman’ın yere düşmesi ile devlerin
öldüğünü öğrendiklerini biliyoruz)
Gönül kaynağında güzellik perisinin
evi yoksa a başı dönmüş can, ne diye böyle perilere uğramışsın?
A can Meryem'i, İsa'ya gebe
değilsin de neden o saça benzeyen saçlara uymuşsun da zünnar (Hizmet kuşağı kuşanma) peşine düşmüşün?
Tebriz'li Tanrı Şems’inin şarabıyla
sarhoş değilsen ne diye meyhanecinin evinde itikâfa girmişsin? (Bir kenara çekilmiş, ortalıkta görünmemedesin)
Bugün sema' (Gökyüzünü dinleyiş, Allah’tan gelen sözleri dinlemek) var,
şarap (İnsan eli
değmemiş Tanrı şarabı) var, boyuna sunulmada;
İhsan edilen (Karşılık beklenmeden yapılan iyilik, bağışlanma) kadehler, topluluğa döndürülüp durmada.
Tanrı suvarsın (Sular) buyruğu erişti (İhsan
suresi 21 ayet, Şu’ara suresi 79 ayet), için.
A beden, tamamıyla can kesil, ihvan-ı safadan (Tertemiz kardeşler ve vefa dostları) değil misin sen?
***
DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler öğrendik;
1. Gönülden sevgili olarak tanımladığımız kişi ile kader birliği edeceğimizi, gönlümüzün derinliklerinden, özünden gelen başkalarının duyamayacağı sırların paylaşılacağını, ölümsüzlükle daima üren veren olunacağını öğrendik.
2.
Gönlü
sevgili bulanın gül bahçesinde gibi kendisini hissedeceğini, gülerek gönüller
alan biri olunacağını öğrendik.
3.
Gönül
sahibini ölü veya diri olduğunu dışarıdan birilerinin göremeyeceğini öğrendik.
4.
Şems
Hazretlerinin öğretisiyle sarhoş olmayanın çiğ insan olarak kalacağını
öğrendik.
5.
İlahi
âlemden gönlümüze gelecek sözleri dinleyecek sarhoşlukta olmamız gerektiğini
öğrendik.
*
İşte böyle yaren;
Rabbimizin gönül sahibi dostlarına tertemiz şarapla suladığını, cennette ikram edeceği insan eli değmemiş cennet şarabı ile dostlarını sulayacağını öğrendik, anladık.
*
RAVLİ
Fakat sevgili gittikten sonra ne diye mağarada kalırsın a gönül?
Yoksa o padişah gitseydi nasıl olur da sırlara mahrem kesilirdin? (Sırları öğrenecek öğretecek gücün kalmazdı, çok yorulurdun)
A dev, Süleyman yoksa ne diye işe-güce koyulmuşsun sen?
İhsan edilen (Karşılık beklenmeden yapılan iyilik, bağışlanma) kadehler, topluluğa döndürülüp durmada.
A beden, tamamıyla can kesil, ihvan-ı safadan (Tertemiz kardeşler ve vefa dostları) değil misin sen?
***
DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler öğrendik;
1. Gönülden sevgili olarak tanımladığımız kişi ile kader birliği edeceğimizi, gönlümüzün derinliklerinden, özünden gelen başkalarının duyamayacağı sırların paylaşılacağını, ölümsüzlükle daima üren veren olunacağını öğrendik.
İşte böyle yaren;
Rabbimizin gönül sahibi dostlarına tertemiz şarapla suladığını, cennette ikram edeceği insan eli değmemiş cennet şarabı ile dostlarını sulayacağını öğrendik, anladık.
*
RAVLİ