(Mevlana Hazretleri Şems Hazretlerini
anlatıyor)
870.
(Aşk) Dedi ki:
Yüzünün güzellik vasıfları sayıya sığmayan Tebrizli Tanrı Şems'i (Güneşi) var ya, onun ışığından bir ışığım ben.
Sizin
sözünüze kulak vermedeyiz;
Ne vakte dek susacaksınız siz?
Biz de ne vakte dek sarhoş olacağız, meyhaneye düşeceğiz, kendimizden geçeceğiz.
Biz
(Aşkın ateşinde) yanmış-yakılmış bir halde
kalacağız, siz bezmiş, usanmış bir halde kalacaksınız;
Peki, söylemiyorsunuz da;
Bu töre ne vakte dek sürecek böyle?
Gönül
alt-üst oldu, a Ay (Karanlıkta kalanların yolunu
aydınlatan), ne zamane dek taş çalacaksın (Ses
çıkartacaksın)?
Meclis birbirine girdi, herkes coştu-köpürdü;
A güzel, bu kavga-gürültü ne zamana dek gidecek?
Dün,
akıl yerlere düştü de derken eline bir sopa aldı, rintlerin (Sarhoşların) halkasına girdi;
Fakat bu kötü iş ne vakte dek sürecek.
Sakimiz
(İnsan ruhuna Allah’ı sevdiren, Allah nuru saçan)
ona bir kadeh şarap sununca Manastırın kapısını kırdı da şu tapınak ne zamana
dek duracak dedi.
Şimdi
neşe zamanı, boş yere ne vakte dek gam yiyeceğiz (Üzüntüde
kalacağız) dedi de tespih-i (Belirli dini
sözleri tekrarlamak ve elde oyalanmak için kullanılan, türlü maddelerden boncuk
biçiminde yapılmış diziyi ) attı,
yobazlıktan
(Dinde
bağnazlığı (Bir düşünceye, bir inanışa aşırı ölçüde bağlanıp ondan başka
bir düşünce ve inanışı kabul etmeyen kişi) aşırılığa
vardıran, başkalarına baskı yapmaya yönelen), mürailikten (İkiyüzlülükten) arındı (Temizlendi,
rahatladı)-gitti.
Susanlar,
sarhoşlukla şaraplar içerler, mezeler yerler:
A tatsız-tuzsuz sözlere kızışıp girişen, ne vakte dek sürecek bu.
Ateşten
böyle kaçma da ham ( Eğri) kalma;
Bu halkadan sıçrar, kaçarsan o tuzakta kalakalırsın.
Dostlardan
(Mevlevilerden), yağmurdan kaçar gibi kaçma, baş
çekme;
Baş çekersen (Bizim topluluktan ayrılıp kendi başına iş yaparsan) zamanede (İçinde bulunduğun zamanda) başın döner (Sıkıntı yaratan bir durum karşısında bunalırsın), öylece başı dönmüş bir halde (Şaşkın bir halde) kalırsın.
***
DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler öğrendik;
1. Bu kadar doğadaki güzelliği görmenin hayretinden Mevlana Hazretlerinin kendinden geçip secdeye kapandığını, sevgili olarak gördüğü aşka bu işlerin sonucunu sorduğunu, onun da Şems Hazretlerinin yüzünün sayıya sığmayan güzellik niteliklerinden aldığı ışığından bir ışık olarak meydana çıktığını öğrendik.
2.
Mevlana
Hazretlerinin aşka tutulanın yanışının, sarhoşluğa düşmesinin, kendinden
geçmesinin, gönlün alt-üst olmasının, bezmiş usanmış biçimde ne zamana kadar kalınacağını,
bunun kadar süreceğini aşka sorduğunu öğrendik.
3.
Aklın
aşk meclisinde en aşağılarda kalacağını, kavga gürültüye sebep olduğunu
öğrendik.
4.
Aklın
Tanrı şarabı içince toplumun kesin kurallarının baskısından kurtulmak için
çareler aramaya başladığını öğrendik.
5.
Aşkın
neşe verdiğini, üzüntülerden kurtardığını, inancımızı başkalarına zorlamamamız,
alıştığımız işin ille de doğru olduğunu baskı haline getirmememiz gerektiğini
öğrendik.
6.
Susmanın
en iyi davranış olduğunu, tatsız-tuzsuz sözlerden kurtulacaklarını öğrendik.
7.
Ateşte
demir nasıl ki yeni şekil alacak hale geleceğinden bizim de öz eleştiriden
korkmamamız, yeniden güzel bir şekil almamız gerektiğini öğrendik.
*
İşte böyle yaren;
Eleştiren Allah dostlarından kaçmamak, uzak durmamak gerektiğini, uzaklaşanların şaşkın ve sıkıntıda hayat süreceklerini öğrendik, anladık.
*
RAVLİ
Yüzünün güzellik vasıfları sayıya sığmayan Tebrizli Tanrı Şems'i (Güneşi) var ya, onun ışığından bir ışığım ben.
Ne vakte dek susacaksınız siz?
Biz de ne vakte dek sarhoş olacağız, meyhaneye düşeceğiz, kendimizden geçeceğiz.
Peki, söylemiyorsunuz da;
Bu töre ne vakte dek sürecek böyle?
Meclis birbirine girdi, herkes coştu-köpürdü;
A güzel, bu kavga-gürültü ne zamana dek gidecek?
Fakat bu kötü iş ne vakte dek sürecek.
A tatsız-tuzsuz sözlere kızışıp girişen, ne vakte dek sürecek bu.
Bu halkadan sıçrar, kaçarsan o tuzakta kalakalırsın.
Baş çekersen (Bizim topluluktan ayrılıp kendi başına iş yaparsan) zamanede (İçinde bulunduğun zamanda) başın döner (Sıkıntı yaratan bir durum karşısında bunalırsın), öylece başı dönmüş bir halde (Şaşkın bir halde) kalırsın.
***
DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler öğrendik;
1. Bu kadar doğadaki güzelliği görmenin hayretinden Mevlana Hazretlerinin kendinden geçip secdeye kapandığını, sevgili olarak gördüğü aşka bu işlerin sonucunu sorduğunu, onun da Şems Hazretlerinin yüzünün sayıya sığmayan güzellik niteliklerinden aldığı ışığından bir ışık olarak meydana çıktığını öğrendik.
İşte böyle yaren;
Eleştiren Allah dostlarından kaçmamak, uzak durmamak gerektiğini, uzaklaşanların şaşkın ve sıkıntıda hayat süreceklerini öğrendik, anladık.
*
RAVLİ