23 Mayıs 2019 Perşembe

DİVAN-I KEBİR 5. CİLT 5040 İNCİ BEYİT


(Mevlana Hazretleri aşkı anlatıyor)

5040. Şu gönül, ne sevda pişirir (Güçlü sevgiye, aşka hazırlar);
Şu can, ne biçim bir safra peydahlar ki (Sıkıntı, tedirginlik, rahatsız veren) işe işler katan (Belli çalışmaya ilave çalışma katan) akıl, seni böyle başı dönmüş (Düşünceleri dağılmış, kararmış, ne yapacağını bilemez) bir hâle getirmede?

Tebrizli Şemseddin'den, ne de güzel inciler eleyen (Şekli değişmeyen değerleri sözleri seçerek alan), mücevherler saçan bulut (Değerli sözleri havada gezip ihtiyacı olana yağmur gibi söyleyen);

Şu kavgalarla dolu dünyada ne de güzel emniyet (Güven, inanma, itimat), ne de hoş şekerler saçış (Cana yakın, sevimli ve güzel dağıtış).

Can padişahı, satranç oyunundaki piyade gibi haneden haneye (Evden eve) sürüyor (Sevk ediyor) bizi;
Acaba kazandı mı, mat mı oldu (Yenildi mi)?
Çünkü sınanan biziz.

Her yandan, cüzlerimizi (Bütünün ufak parçalarını) derleyip toplamış, âlemi düzmüş-koşmuş, onunla da bizi yoğurup macun hâline getirmiştir.

Burnumuzu delmiş (Yönlendirmek için araç yapmış), hırstan (Sonu gelmeyen istek, aşırı tutku), şehvetten (Aşırı istek) bir yulardır (Kontrol ve yönlendirme aracı), takmıştır da şu âlemin çevresinde, deve gibi döndürüp dolaştırmadadır bizi.

Biz kim oluyoruz ki?
Gökyüzüne bile öküzler gibi bir çan takmıştır (Herkese bildirmiştir);
Bizi ise gökyüzünün altında susam gibi ezip durmadadır.

Ne mutlu o deveye ki Tanrı aşkının yularıyla bağlanmıştır;
 O bizi de develer arasında boyuna estirip (Beklenmeyen bir şeyi yapmaya birdenbire karar vererek) coşturmadadır.

Sen, hiç bu sevdaya (Güçlü sevgiye, aşka) doyan âşık gördün mü?
Sen, hiç şu denize doymuş balık gördün mü?

Sen, hiçbir resim gördün mü ki ressamdan kaçsın?
Sen, hiçbir Vâmık (Seven) gördün mü ki Azrâ'dan (Sevilenden) usansın?

Âşık, ayrılıkta, anlamı olmayan ada (İsme) döner;
Fakat anlam da bir sevgili gibi adlara (İsim yapmaya, şöhret olmaya) boş-vermiştir (Önemsememiş, ilgi duymamıştır).
                   ***
DİVAN-I KEBİR 5 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
                        ***
Neler öğrendik;
1.    Gönlümüzün güçlü sevgiye, canımızın sıkıntı-tedirginlik-rahatsızlık veren işlere,  aklımızın ne yapacağını, nasıl yapılması gerektiğine karar verememekten şaşkın duruma geleceğini öğrendik.
2.    Şems Hazretlerine sevgiyle bağlanıp sırlarla donanım sağlayanların şaşkınlıktan kurtulduğu gibi en yakınlarından başlayıp uzaklara kadar ulaşan kişilere doğru görüşü ve doğru davranmayı öğrettiğini öğrendik.
3.    Şems Hazretlerinin kendine sevgiyle bağlanan kişiye güçlü kılacağını, kişiye güven, inanmanın verdiği gücü, eminlikle yaşatacağını öğrendik.
4.    Şems Hazretlerinin çeşitli oyunlar oynayarak, başımıza işler getirerek nasıl davrandığımızı görerek bizi sınadığını öğrendik.
5.    Şems Hazretlerinin bizi ezerek yok edip yeni kimlik ve kişilik kazandırarak Tanrı’nın beğeneceği bir hale sokacak duruma getireceğini öğrendik.
6.    Şems Hazretlerine sevgiyle bağlananın Tanrı aşkı ile bağlanmış olacağını, bağlanan kişinin bu bağdan asla sıkılmayacağını, korkmayacağını, ayrılmayacağını, pişman olmayacağını öğrendik.
7.    Seven ve sevilenin birbirinden kaçmadığını, usanmadığını öğrendik.
                    *
İşte böyle yaren;
 Tanrı aşkı ile Allah dostuna bağlanmış kişinin meşhur olmakla, herkesin tanımasını istemekle en ufak işi olmadığını, ayrılık üzerinden söylenen sözlerle kişiye aşk makamına uygunluktan olgunluğa doğru yol aldırıldığını öğrendik, anladık.
                     *
RAV

Popüler Yayınlar