(Mevlana
Hazretleri aşkı anlatıyor)
5040.
Şu gönül, ne sevda pişirir (Güçlü sevgiye, aşka
hazırlar);
Şu
can, ne biçim bir safra peydahlar ki (Sıkıntı,
tedirginlik, rahatsız veren) işe işler katan (Belli
çalışmaya ilave çalışma katan) akıl, seni böyle başı dönmüş (Düşünceleri dağılmış, kararmış, ne yapacağını bilemez)
bir hâle getirmede?
Tebrizli
Şemseddin'den, ne de güzel inciler eleyen (Şekli
değişmeyen değerleri sözleri seçerek alan), mücevherler saçan bulut (Değerli sözleri havada gezip ihtiyacı olana yağmur gibi
söyleyen);
Şu
kavgalarla dolu dünyada ne de güzel emniyet (Güven,
inanma, itimat), ne de hoş şekerler saçış (Cana
yakın, sevimli ve güzel dağıtış).
Can
padişahı, satranç oyunundaki piyade gibi haneden haneye (Evden eve) sürüyor (Sevk
ediyor) bizi;
Acaba
kazandı mı, mat mı oldu (Yenildi mi)?
Çünkü
sınanan biziz.
Her
yandan, cüzlerimizi (Bütünün ufak parçalarını) derleyip
toplamış, âlemi düzmüş-koşmuş, onunla da bizi yoğurup macun hâline getirmiştir.
Burnumuzu
delmiş (Yönlendirmek için araç yapmış), hırstan
(Sonu gelmeyen istek, aşırı tutku), şehvetten (Aşırı istek) bir yulardır (Kontrol ve yönlendirme aracı), takmıştır da şu âlemin
çevresinde, deve gibi döndürüp dolaştırmadadır bizi.
Biz
kim oluyoruz ki?
Gökyüzüne
bile öküzler gibi bir çan takmıştır (Herkese
bildirmiştir);
Bizi
ise gökyüzünün altında susam gibi ezip durmadadır.
Ne
mutlu o deveye ki Tanrı aşkının yularıyla bağlanmıştır;
O bizi de develer arasında boyuna estirip (Beklenmeyen bir şeyi yapmaya birdenbire karar vererek)
coşturmadadır.
Sen,
hiç bu sevdaya (Güçlü sevgiye, aşka) doyan âşık
gördün mü?
Sen,
hiç şu denize doymuş balık gördün mü?
Sen,
hiçbir resim gördün mü ki ressamdan kaçsın?
Sen,
hiçbir Vâmık (Seven) gördün mü ki Azrâ'dan (Sevilenden) usansın?
Âşık,
ayrılıkta, anlamı olmayan ada (İsme) döner;
Fakat
anlam da bir sevgili gibi adlara (İsim yapmaya, şöhret
olmaya) boş-vermiştir (Önemsememiş, ilgi
duymamıştır).
***
DİVAN-I
KEBİR 5 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR
BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler
öğrendik;
1.
Gönlümüzün
güçlü sevgiye, canımızın sıkıntı-tedirginlik-rahatsızlık
veren işlere, aklımızın
ne yapacağını, nasıl yapılması gerektiğine karar verememekten şaşkın duruma
geleceğini öğrendik.
2.
Şems
Hazretlerine sevgiyle bağlanıp sırlarla donanım sağlayanların şaşkınlıktan
kurtulduğu gibi en yakınlarından başlayıp uzaklara kadar ulaşan kişilere doğru
görüşü ve doğru davranmayı öğrettiğini öğrendik.
3.
Şems
Hazretlerinin kendine sevgiyle bağlanan kişiye güçlü kılacağını, kişiye güven,
inanmanın verdiği gücü, eminlikle yaşatacağını öğrendik.
4.
Şems
Hazretlerinin çeşitli oyunlar oynayarak, başımıza işler getirerek nasıl
davrandığımızı görerek bizi sınadığını öğrendik.
5.
Şems
Hazretlerinin bizi ezerek yok edip yeni kimlik ve kişilik kazandırarak
Tanrı’nın beğeneceği bir hale sokacak duruma getireceğini öğrendik.
6.
Şems Hazretlerine sevgiyle bağlananın Tanrı aşkı ile bağlanmış
olacağını,
bağlanan kişinin bu bağdan asla sıkılmayacağını, korkmayacağını,
ayrılmayacağını, pişman olmayacağını öğrendik.
7.
Seven
ve sevilenin birbirinden kaçmadığını, usanmadığını öğrendik.
*
İşte
böyle yaren;
Tanrı aşkı ile Allah dostuna bağlanmış kişinin
meşhur olmakla, herkesin tanımasını istemekle en ufak işi olmadığını, ayrılık
üzerinden söylenen sözlerle kişiye aşk makamına uygunluktan olgunluğa doğru yol
aldırıldığını öğrendik, anladık.
*
RAVLİ