(Mevlana
Hazretleri aşkı anlatıyor)
5000.
Bana öylesine bir ateş saldın (İçime Allah’ı sevme
ısısı ve doğruyu görme ışık kaynağı ile her şeyin bir olduğunu birbiriyle
birleştirme amacı verdin) ki canım, yerlere döşendi;
Her
taraf tüm ateş kesilince de yüzlerce şey, tek bir şey olur-gider, ne de hoş ya.
Gönder
o aşk sâkisini (İnsan ruhuna Allah’ı sevdiren, Allah
nuru saçan) de döndürt (Devamlı boşalan kadehi
doldursun) ölümsüzlük kadehini;
Hem
de öylesine döndürt ki dalgalanıp kavuşmamız yüzünden kadehini ayırt edemeyeyim
şarabından.
Bu
anlamı kapalı sözü sen söyle;
Âlemin
tapı kıldığı Şemseddin'e de ki:
Bu
yüce nükteyi (İnce anlamlı, düşündürücü ve şakalı sözü),
yolu-yordamı güzel Tebriz'e sen götür.
Ada
(İsim yapmaya)-sana (Tanınmaya),
âra (Utanç duymaya)-namusa (Doğruluğa, dürüstlüğe) düşkün adam için can sakisi (İnsan canına Allah’ı sevdiren, Allah nuru saçan), sana
diyor ki:
Bu
çeşit kaba (Terbiyesiz, görgüsü kıt, nezaketsiz)
ve ham (Kaba, toplum kurallarını bilmeyen, incelmemiş)
kişiyi alma meclise.
Her
işi yanlıştır, bir şeycik bilmez;
Bütün
didinmesi, ya ad-san (Meşhur olmak, tanınmak) içindir,
ya ekmek (Kazanç sağlamak) için;
Mademki
senin canın olgun, al şu şarabı.
Kanımızı
döküp kısas etmekle (Yapılan kötülüğü aynı biçimde uygulayarak
cezalandırmadan) helâs olacağını
(Kurtulacağını) umma (İsteme,
bekleme);
İleri
gidenlerin, geri kalanların hatırı için öz sakini (Kimseyi
rahatsız etmeyen, kızgınlık göstermeyen davranışını) bırakma.
Çek
yücelik kadehini, feda et canını-malını;
Şu
helâldir diye maskara etme (Gülünç duruma düşürme)
kendini;
Haram
(Din bakımdan yasak olan) şeye de şarap adını
takma.
Addan-sandan
(Tanınmak, meşhur olmak için) lâf edeni bırak;
Varsın,
kendi çevresine tuzak ören kuş gibi patlasın derdinden.
Şu
tuzakta, şu yem de, sevgilinin aşkından başla bir şey arama;
Ne
gökten bahset, ne evden-barktan;
Tut
ki evi-damı görmüş-geçmişsin.
Ş-k-r
harflerine, kamıştan şeker deme;
Şekilden-sözden
ibaret olana, diri kişiye verilen lâkapları verme, onu diri sayma (Vücudu yaşayan, ruhu ölmüş kişidir) .
***
DİVAN-I
KEBİR 5 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR
BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler
öğrendik;
1.
Şems
Hazretleri her şeyi bir olduğunu, birliğe inanması gerektiğini, çok gözükenin
birin tekrarı olduğunu görmesini ve anlaması için ve önemini kavraması için
tevhid inancını Mevlana Hazretlerine önemsettiğini öğrendik.
2.
Bazı
sırları aklın hemen anlamasının yanlış sonuçlara götürdüğünden, Allah dostu sırrı
kime verecekse onu önce kendisinden geçirip (Sarhoş
edip) aklını kullanamayacağı duruma getirip canına bu sırları koyduğunu,
kişi bu sırları canının kontrolü ile aklına uygulatacağını öğrendik.
3.
Sır
sözün anlamı kapalı olan hoş sözler olarak söylendiğini öğrendik.
4.
Meşhur
olmak veya kazanç sağlamak veya kaba nezaketi olmayan kişilerin topluluğa
alınmadığını, ayakkabılarının ucunun dışarıya doğru çevrilerek nazikçe uygun
olmadıkları anlatıldığını öğrendik.
5.
Topluluğa
canı olgun, uygun kişilerin kabul edildiğini öğrendik.
6.
Yücelik
elde etmek isteyenin canını ve malını bu yola adaması gerektiğini öğrendik.
7.
Yüceliğe
doğru yol alacakların haram-helal ölçüsünden be baskısından kendilerini
kurtarmaları, çünkü bunun kuvvetli ayak bağı olacağını öğrendik.
8.
Tanınmak, meşhur olmak, maddi kazanç sağlamak
için söz söyleyenden hemen uzaklaşmak gerektiğini öğrendik.
9.
Bu
yolculukta sevgili aşkından başka bir şey aramamak gerektiğini öğrendik.
*
İşte
böyle yaren;
Şekil ve sözden başka bir özelliği olanın diri
olarak isim ve lakap vermemek gerektiğini öğrendik, anladık.
*
RAVLİ