(Mevlana
Hazretleri aşkı anlatıyor)
4880.
Bize bir yakıcı selâmdır, verirsin;
Yâ-Rabbi
(Ey Allahım)!
Ne güzel, ne hoş bir belâsın sen.
Bizi
işvelerle (Gönül çelmek için aldatıcı davranışlarla)
baştan çıkarırsın, deli-dîvâne (Çılgın) edersin,
hay-hay (Baş üstüne, elbette, isteyerek, hemen) diye
bağırtırsın.
Sen,
yoklukta, varlığını gösterdikçe ha yokluk olmuş, ha varlık, ikisi de bir.
A
binlerce çeşit tövbe (Günah veya suçtan pişman olarak bir
daha yapmamaya karar) eden;
Zâhitlik
(Dünya ve ona bağlı olanlardan uzaklaşma) yolunu
tutan.
Tövbe,
senin güzelim yüzünü gördü mü, bilir ki tövbelerin düşmanısın sen.
Kaçar
tövbe, gönül, peşinden bağırır;
Gel,
nerdesin, nereye gidiyorsun?
Tövbe
der ki:
Tövbenin
eceli geldi-çattı, artık hayır (İyilik) umma (Bekleme, isteme) tövbeden.
* Tövbe, erkek ejderhâ (Saldırgan büyük yılan) bile olsa a aşk, sen, Tanrı
zümrüdüsün (Zümrüt renginde, yücelerde yaşayan kuşsun).
A
sâzende (Rebap çalan), dokuzuncu beyitten
sonraki tercî' (Başa dön) beytini dinle de
rebabın kulağını buradur.
A
tövbeden yüzlerce okluk bağlanan (Yanmaktan korkup
kendini savunmaya çalışan);
Al
şarap kadehini, çek başına.
***
DİVAN-I
KEBİR 5 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR
BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler
öğrendik;
1.
Şems
Hazretlerinin Allah’ın verdiği hoş bir bela olduğunu öğrendik.
2.
Allah
dostunun varlık veya yokluk âleminde aynı güçte ve etkide olduğunu öğrendik.
3.
Allah
dostunu seven kişi hata yapıp günah işlese ve tövbe edip dini gerekliklere
kendisini adasa bile gönlünün bunlarla uğraşma diye aşkla uğraş diye kendine
öğüt vereceğini öğrendik.
4.
Kendimizi,
daha doğrusu gönlümüzü dinleyip aşktan soğuk durmamak gerektiğini öğrendik.
*
İşte
böyle yaren;
Pişmanlıklar
içinde olanın Tanrı şarabı sunan Allah dostunu bulup ona hizmet edip
yakınlaşması, onun sözlerini doğru ve etkin kabul edip sözleriyle kendinden
geçmesi, başka işlerle uğraşmaması, Allah dostunun korunması altına gireceğini öğrendik,
anladık.
*
RAVLİ