940. Şu oyunda dedim, sarılacak bir sebep göster,
üst olacak bir vesile (Elverişli durum, fırsat, bahane)
bul.
Dedi ki (Şems Hazretleri):
“Ben sebeplerin dışında
girdim bu oyuna”
Her topluluk, bir kavme yakındır, o kavmin
soyundandır;
Benim de senin aşkının gamıyla yakınlığım var, o
gamla soydaşım.
A sevilen, beğenilen nur, gözümde karar et;
Dûr (Uzak) olma
gözden;
Çünkü nurun devleti sayesinde isteğin istediği şeye
bile sahibim ben.
Öyle bir kişiyim ki her ahım göklere yücelmede,
gökleri alev-alev yakıp yandırmada;
Bu kızgın, bu hırçın ateşi;
Yalım-yalım (Alev-alev)
yanan aşktan elde etmişim.
Ey aşk, uykumu alt-üst etmişsin;
Uykum, senin yüzünden ciğerimin kanlarına gark
olmuş, gitmiş.
Hadiselere gebe olan şu gece vakti, şeker madenini
arayıp aktarma, düşüncelere dalma yüzünden uykum, şeker gibi eridi gitti.
Vuslatının lütfuna eremedim (Sevgiliyle
buluşamadım ) da inceldim, onun yeni Ay’a benzeyen kaşlarına döndüm;
Artık bu Ay devrinde geceye ulaşmama, uykuya kavuşmama
imkân yok.
Bütün bu uyanık olmama rağmen gene de gece olunca
sevdalara dalar da ey aşk, uykumu al, götür demeye koyulurum.
Uyku beni görünce oturmaya kudreti kalmaz, kaçıp
gider, benden kaçar da bir başkasını yakalar, onu bastırır.
Melekûti (Tanrı’nın
yönetimini ve sahip olduğu gücü gören) aşk, yücelik, temizlik sevgisi, beşeri
gözlerimden uykuyu almış, götürmüştür de bu yüzden, gücüm yettikçe dostları
bırakmamışım, onları da uyutmamışımdır.
***
DİVAN-I
KEBİR 2 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul
REMZİ KİTABEVİ 93
***
Neler
öğrendik;
1.
Aşkın verdiği
üzüntü ile yüce insanların soyuna, mezhebine, kavmine, topluluğuna
yakınlaşabileceğimizi öğrendik.
2.
Her oluşumun bir
sebebe dayandığı gibi sebepsiz oluşumların da olduğunu öğrendik.
*
İşte
böyle yaren;
Sevgiliyi
uyanık olarak beklememiz gerektiğini, sevgili bizi uykuda görünce yüzünü
göstermeden geri gideceğini öğrendik, anladık.
*
RAVLİ