3 Ekim 2015 Cumartesi

DİVAN-I KEBİR 2 CİLT 690 İNCİ BEYİT

690. Niceye bir surete (Biçime, yola, tarza), harfe bürünmüş gazeller söyleyip duracaksın?
Candan suretsiz, harfsiz bir başka gazel duy.

Deniz değiliz amma nihayet inci tanesiyiz (Şekil değiştirmeyen değerli süsüz) biz;

Meydanda değiliz amma sonucu, şerefimiz var, debdebemiz (Haşmetimiz, ululuğumuz, büyük bir gösterişimiz) var.

Şarap sunarsan (Bizi kendimizden geçirecek Tanrı sözleri söylersen) ne hoş;

Fakat sunmazsan da, zaten dün sunduğu şarap (Tanrı sözleri) bizi o hale getirmiş ki sunduğundan da haberimiz yok, sunmadığından da.

Ey aşk (Aşırı sevgi ile bağlılık duygusu), ne güzelsin, ne arı-durusun, ne yücesin, hoşsun;

Altın gittiyse, kese elden çıktıysa ne olur ki?
Nihayet altın madeniyiz biz.

A kınayanlar, a bize dil uzatanlar, siz hamsınız (Kabasınız, kuralları bilmiyorsunuz, incelmemişsiniz) bari bize dokunmayın, olasıya sarhoşuz nihayet.

Parası-pulu olmayan, babasından miras yemeyen harami (Hırsız, haydut, eşkıya), hırsızlık etmese bile pek âlâ (İyi, pekiyi) der, iyi amma ne yiyip içeceğiz biz?

Ârımız (Utanç duyacağımız)-hayatımız (Güzel yaşantımız) pek yok, şuhuz (Neşeli ve serbestiz), şeniz (Mutluyuz, sevinçliyiz), bir kazanca (Bir emek sonucunda elde ettiğimiz para yok), bir işe (Kazanç getirecek işe) de sahip değiliz;
Peki, Müslümanların mallarından başka neyi çalıp çırpalım öyleyse?

Zembili (Örme sepeti) alıp götürdüysek içine hurma (Tatlı meyve) doldurduk;
Nil’den su içtiysek ne var, sonucu şekerkamışıyız biz.

Şahne (Polis) bizi yakalar, kuyuya, zindana götürürse biz de çene topağı kuyusundan (Tükürüğümüzden) su içeriz gider.

Kuyusu da hoş, zindanı da, sakisi de güzel, hatta sarhoşları da, parasız-pulsuz kişilerin, gümüş gibi bedenimiz var demeleri de.
                          ***   
DİVAN-I KEBİR 2 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul REMZİ KİTABEVİ 93
                             ***
Neler öğrendik;
1.    Mevlevilerin kazancının sıradan insanların yaptığı kazançtan olmadığını öğrendik.
                                  *
İşte böyle yaren;
Mevlevilerin utanç duyacakları davranışları olmadığını, sade bir yaşantıyı tercih ettiklerini, dünyalık kazanç peşinde koşmadıklarını, neşeli ve serbest olarak, sevinçli ve mutlu bir yaşam yaşadıklarını öğrendik, anladık.
                               *

RAVLİ

Popüler Yayınlar