830.
Senin şekerini tatmadayım, senin şerbetini içmedeyim, senin ayağının bağını (Engelini) çözmeye çalışmadayım.
Ben,
ciğeri hasta bir avınım senin;
Ciğerimi
yiyen aslanımsın sen (Şems Hazretleri).
Canımla
canın sanki birleşmiştir, bir olmuştur.
Bu
tek cana and (Yemin) olsun ki senden başkasından
bezmişim (Bıkıp usanmışım).
Güzelliğinin
bağından koparılmış bir demet çimenim, bir bağ otum;
Lütuf
(İyilik, yardım), ihsan (Karşılık beklemeden
iyilik etmek, iyi davranma, bağışlama) elbisenden tek bir külahım (İçine bir şeyler konulan huni biçiminde yapılan kâğıdım)
sanki.
Şu
âlem, senin çevrende, duvarların üstüne sancılmış (Saplanmış)
tikendir adeta;
Vuslat
(Sevgilinin) gülünü koklamak ümidiyle bir
tikendir, çiğneyip durmadayım.
Tiken
böyle olursa gül bahçen nasıldır ey sırları esrarımı silip süpüren, alıp
götüren güzel.
A
canım benim, gökyüzünde bile Ay’a güneş eş olmuştur, anlıyorum ki sen de beni
yabancılar meclisinde bırakmayacaksın (Beni).
Bir
dervişin yanına gittim, Tanrı sana yardır (Sevgilidir),
yaverdir (İşlerini görendir) dedi,
Sanki
onun duasıyla senin gibi bir padişah yar (Sevgili,
dost, tanıdık) oldu bana.
Bütün
âlemi hamam kapısındaki resimler gibi gördüm a benim sarığımı kapıp götüren (Arkasından koşturan)
güzel, ben gene sana el atacağım, sana yapışacağım.
Her cins, zincirini sürüyüp kendi cinsinin yanına gider, ben kimin
cinsiyim ki burada şu tuzağa tutulmuş kalmışım.
Sevgili,
gizlice, hırsızlamacasına gönlümün çevresinde dönüp duruyorsun, ey ayyar (Dolandırıcı) dilberim (Alımlı
güzelim), ne aradığını, ne istediğini biliyorum ben.
***
DİVAN-I
KEBİR 2 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul
REMZİ KİTABEVİ 93
***
Neler
öğrendik;
1.
Mevlana
Hazretlerinin gönlünü, kalbini sevgi yolu ile Şems Hazretlerine verdiğini,
kendini yok ederek ondan var olduğunu öğrendik.
2.
Kim gönlünü başka
birisine verdiği zaman onunla aynı cinsten olduğunu, sırlarını bileceğini
öğrendik.
3.
Her işi yapanın
Allah olduğunu, Allah’ın bize sevgiliye nasıl davranılırsa öyle davrandığını
öğrendik.
*
İşte
böyle yaren;
Her
cinsin kendi cinsine doğru gittiğini, köpek köpeğin, aslan aslanın yanına
gittiği gibi gideceğini öğrendik, anladık.
*
RAVLİ