26 Ekim 2015 Pazartesi

DİVAN-I KEBİR 2 CİLT 910 İNCİ BEYİT

910. Benim yakınımsan ey dost!
Bak da seyret, nasıl kendimden geçmişim (Kendimi aşıp başka bir yere ulaşmışım) ben;

Ne diye sırlar (Gizlenmiş ne var) sorarsın bana?
Zaten meşhur (Herkesçe bilinen) olmuşum, ortaya düşmüşüm ben.

O aslan (Şems Hazretleri), âşığın (Kendisine tutkulu sevgiyle bağlanmışın) gönül kanından başka bir şey içmez;
Ben de yavrusuyum o aslanın, gönül arıyorum, kan içiyorum ben.

Hastayım, biliyorsun da Fatiha okuyorsun;
Fakat a dostum, görmüyor musun ki zaten Fatiha’dan hastayım ben.

Gerçeği işaretle anlatan Hallac’ı halk, darağacına çekti,
Hallaç sağ olsaydı sırlarımın azametinden (Büyüklüğünden, ululuğundan) o kurardı darağacımı (İdam sehpamı) benim.

Hocam, istersen sen ikrar etme (Tanıma, kabul etme);
Zaten ben sana söylemiyorum ki!
Ben ölü yıkamıyorum, kaya kaşımıyorum ki.

Ey âlemin kul-köle kesildiği Tebrizli Tanrı Şems’i inkâr (Tanımayan, kabul etmeyen) eden kişi, senin gibi körün ikrarından (Saklamayıp doğruyu açıkça söylemenden), zaten bezmişim (Dünyada yaşama iş görme isteğini yitirmiş olmandan), usanmışım (Sıkılıyorum, hoşlanmıyorum) ben.

Ne gönlün var, ne ilâm (Çok isteğim);
Ayağım da aşkınla bağlandı gitti;

Hâlbuki nice bağlar kopardım, nice kayıtlardan (Davranışımı çerçeveleyenlerden sınırlayanlardan) kurtuldum;

Yavaş a güleç dilberim;
Yavaş davran, sarhoşum ben.

Hayranlık meclisinde (Beğenilen toplukta), hani o bildiğin, tanıdığın padişahtan can gibi bir kadeh sunuldu bana;
Yavaş davran, sarhoşum ben.

Canım benim, bir ancağız beri gel, bundan fazla incitmebeni a güleç dilberim;
Yavaş davran, sarhoşum ben.

Ey sevgilinin sakisi (İnsan ruhuna Allah’ı sevdiren, Allah nuru döken kişi), vazgeç şu ağırcanlılardan (Çok yavaş iş yapan, tembel), bırak şu sakil (Sıkıntılı, can sıkan) ruhluları, keşişlerden (Din ve ibadet için kendini toplumdan soyutlamış kişilerden) hırsızlamaca sun bana yavaşça, sun ki sarhoşum ben.
                          ***   
DİVAN-I KEBİR 2 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul REMZİ KİTABEVİ 93
                             ***
Neler öğrendik;
1.    Mevlana Hazretlerinin içten gelen bir sevgiyle Şems Hazretlerine bağlandığını, kendisine de böyle bağlanılması gerektiğini, böyle bağlanan kişiye de dost dediğini öğrendik.
2.    Tüm sahip olduğumuz değerleri yok etmeyi göze alıp özümüzü Hazreti Mevlana’ya düzeltmesi için içten gelen bir yönelişle vermemiz, onun bizi sıfırdan yetiştirmesini için vereceği görevleri yapmamız gerektiğini öğrendik.
3.    Hazreti Mevlana’nın açıkça söylemediği fakat kendisine dost olanla gizli bir yol olan gönül yoluyla paylaştığını öğrendik.
4.    Mevlana Hazretlerinin kolayca Mevlana olmadığını, zorluklarına katlandığını, sonuçta Tanrı şarabından içtiğini öğrendik.
                                  *
İşte böyle yaren;
Güzel, yüce bir topluluğun içinde olmak istiyorsak mevcut benliğimizden kurtulmamız, Tanrının verdiği temiz benliğe sahip olmamız gerektiğini, bu uğraşının zor, çetin olduğunu, fakat hiç pişmanlık duyulmayacak sonuçlar elde edeceğimizi öğrendik, anladık.
RAVLİ TANRI ŞARABI
RAVLİ MEVLANA VE HALLAC-İMANSUR
RAVLİ ALLAH’A ULAŞAN HALKIN LAFINA BAKMAZ
RAVLİ MEVLANA VE SÖZLERİNİ ANLAMAK yazarak Googleden okumalısın.
                               *

RAVLİ

Popüler Yayınlar