910.
Benim yakınımsan ey dost!
Bak
da seyret, nasıl kendimden geçmişim (Kendimi aşıp başka bir yere ulaşmışım) ben;
Ne
diye sırlar (Gizlenmiş ne var) sorarsın bana?
Zaten
meşhur (Herkesçe bilinen) olmuşum, ortaya
düşmüşüm ben.
O
aslan (Şems Hazretleri), âşığın (Kendisine tutkulu sevgiyle bağlanmışın) gönül kanından
başka bir şey içmez;
Ben
de yavrusuyum o aslanın, gönül arıyorum, kan içiyorum ben.
Hastayım,
biliyorsun da Fatiha okuyorsun;
Fakat
a dostum, görmüyor musun ki zaten Fatiha’dan hastayım ben.
Gerçeği
işaretle anlatan Hallac’ı halk, darağacına çekti,
Hallaç
sağ olsaydı sırlarımın azametinden (Büyüklüğünden,
ululuğundan) o kurardı darağacımı (İdam sehpamı)
benim.
Hocam,
istersen sen ikrar etme (Tanıma, kabul etme);
Zaten
ben sana söylemiyorum ki!
Ben
ölü yıkamıyorum, kaya kaşımıyorum ki.
Ey
âlemin kul-köle kesildiği Tebrizli Tanrı Şems’i inkâr (Tanımayan,
kabul etmeyen) eden kişi, senin gibi körün ikrarından (Saklamayıp doğruyu açıkça söylemenden), zaten bezmişim
(Dünyada yaşama iş görme isteğini yitirmiş olmandan),
usanmışım (Sıkılıyorum, hoşlanmıyorum) ben.
Ne
gönlün var, ne ilâm (Çok isteğim);
Ayağım
da aşkınla bağlandı gitti;
Hâlbuki
nice bağlar kopardım, nice kayıtlardan (Davranışımı
çerçeveleyenlerden sınırlayanlardan) kurtuldum;
Yavaş
a güleç dilberim;
Yavaş
davran, sarhoşum ben.
Hayranlık
meclisinde (Beğenilen toplukta), hani o
bildiğin, tanıdığın padişahtan can gibi bir kadeh sunuldu bana;
Yavaş
davran, sarhoşum ben.
Canım
benim, bir ancağız beri gel, bundan fazla incitmebeni a güleç dilberim;
Yavaş
davran, sarhoşum ben.
Ey
sevgilinin sakisi (İnsan ruhuna Allah’ı sevdiren, Allah
nuru döken kişi), vazgeç şu ağırcanlılardan (Çok
yavaş iş yapan, tembel), bırak şu sakil (Sıkıntılı,
can sıkan) ruhluları, keşişlerden (Din ve ibadet
için kendini toplumdan soyutlamış kişilerden) hırsızlamaca sun bana
yavaşça, sun ki sarhoşum ben.
***
DİVAN-I
KEBİR 2 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul
REMZİ KİTABEVİ 93
***
Neler
öğrendik;
1.
Mevlana
Hazretlerinin içten gelen bir sevgiyle Şems Hazretlerine bağlandığını,
kendisine de böyle bağlanılması gerektiğini, böyle bağlanan kişiye de dost
dediğini öğrendik.
2.
Tüm sahip
olduğumuz değerleri yok etmeyi göze alıp özümüzü Hazreti Mevlana’ya düzeltmesi
için içten gelen bir yönelişle vermemiz, onun bizi sıfırdan yetiştirmesini için
vereceği görevleri yapmamız gerektiğini öğrendik.
3.
Hazreti
Mevlana’nın açıkça söylemediği fakat kendisine dost olanla gizli bir yol olan
gönül yoluyla paylaştığını öğrendik.
4.
Mevlana
Hazretlerinin kolayca Mevlana olmadığını, zorluklarına katlandığını, sonuçta
Tanrı şarabından içtiğini öğrendik.
*
İşte
böyle yaren;
Güzel,
yüce bir topluluğun içinde olmak istiyorsak mevcut benliğimizden kurtulmamız,
Tanrının verdiği temiz benliğe sahip olmamız gerektiğini, bu uğraşının zor,
çetin olduğunu, fakat hiç pişmanlık duyulmayacak sonuçlar elde edeceğimizi
öğrendik, anladık.
RAVLİ TANRI ŞARABI
RAVLİ MEVLANA VE HALLAC-İMANSUR
RAVLİ ALLAH’A ULAŞAN HALKIN LAFINA BAKMAZ
RAVLİ MEVLANA VE SÖZLERİNİ ANLAMAK yazarak Googleden okumalısın.
*
RAVLİ