780.
Yedi göğü aş (Yüksek, uzak, geçilmesi zor yeri geç),
Zühal’in (Venüs yıldızı) afsununu (Büyülü sözleri) dinleme, yıldızına, falcağızına dair
müneccimlerin (Yıldız falcılarının) laflarına
kulak asma.
Güneş
ışığından bir hırkam var, lâ’l (Parlak, renkli taş)
gibi incilerim (Şekil değiştirmeyen değerlerim) var,
sofcağızdan (Bir çeşit sertçe, ince kumaş)
şalcağızdan (Hindistan’da dokunan, özel motifleri olan
değerli bir yün kumaş) hırkaya ne ihtiyacım var benim;
Hiç
öyle bir hırkaya (Genellikle soğuktan korunmak için
giyilen bazen içi pamukla beslenmiş ceket biçiminde giysi-Dervişlerin giydiği
üst giysi) ,bürünür müyüm ben?
Bir
Arap dosta, ıslak gözlerime bak dedim;
Dudak
altından, vay sana, aldatma demeye başladı.
Hem
söylüyordum, hem de gönlümde yüzlerce düzen (Oyun)
kuruyordum.
O
da bana, gülerek, ne vakte dek ahvalini (Durumunu)
gizleyeceksin diyordu.
Sus
da padişaha bak, çünkü sen, bir doğansın (Leşe
yanaşmayan, avcı kuşsun), şu sözceğizinle eğlenip kalakalan bülbül (Sesi güzel kuş) değilsin sen.
Şu
yalancı, şu düzme beye bak hele;
Eğerceğizini vurmuş, atcağızına kurulmuş, kurumcuklar satmada (Kendini büyük ve önemli gösterme davranışı, büyüklenme, gösteriş), övünmeciklere (Bir niteliği sebebiyle kendini yücelmiş sayarak bundan abartılı bir biçimde söz etmeye) kalkışmada, başına da altıncağızla bezenmiş bir sarık sarmış.
Eğerceğizini vurmuş, atcağızına kurulmuş, kurumcuklar satmada (Kendini büyük ve önemli gösterme davranışı, büyüklenme, gösteriş), övünmeciklere (Bir niteliği sebebiyle kendini yücelmiş sayarak bundan abartılı bir biçimde söz etmeye) kalkışmada, başına da altıncağızla bezenmiş bir sarık sarmış.
O
ölümü inkâr ediyor da nerde ecel (Hayatın sonu, ölüm)
nerde diyor.
Ölümse
benim, işte şuracıktayım diye altı yönden (Yukarı,
aşağı, sağ, sol, ön, arka) de gelip çatıyor.
Ecel
ona a eşek diyor, nerde o debdebe (Görkem), o şatafat (Gösteriş)?
Nerde
o bıyık buruşun, nerde o büyük burnun, o kibrin (Kendini
beğenmen, başkalarından üstün tutman, büyüklenmen, gururun, benliğin), o
kinceğizin (Öç alma isteğin)?
Nerde
güzeller, nerde zevk-safa, halıyı, kilimi kimlere verdin?
Yastığın
kerpiç (Mezarda başının altına yastık diye konan
güneşte kurutulmuş, saman ve balçık karışımı), döşeğin de toprak.
Yemeyi-içmeyi,
uyuyup rahat etmeyi bırak, gerçek dini ara da töreciği (Toplumdaki adap, gelenek ve görenekleri), yasacığı olmayan ebedi
beyliğe erişesin.
***
DİVAN-I
KEBİR 2 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul
REMZİ KİTABEVİ 93
***
Neler
öğrendik;
1.
Allah’tan yetkisi
olmayan kişilerin sözlerinin tesiri altında olmamak için yüksek âleme çıkmamız,
sıradan bir insan olmaktan kurtulmamız gerektiğini öğrendik.
2.
Allah dostlarının
ışıklı sözlerini kendine giysi edinmişlerin başka bir süslü giysiye ihtiyaçları
olmadığını öğrendik.
3.
Dünyada sahip
olup bırakacağımız zenginliklerimizin övünç kaynağı olmayacağını öğrendik.
*
İşte böyle yaren;
Amacımızın elimizden hiç gitmeyecek konum ve durumlara
sahip olmak için uğraşmamız gerektiğini, dünyaya ait her ne varsa dünyada
kalacağını öğrendik, anladık.
*
RAVLİ