21 Ekim 2015 Çarşamba

DİVAN-I KEBİR 2 CİLT 860 İNCİ BEYİT

860. Bu dertten (Aşk derdinden) ağlarım, inlerim amma bu onulmaz (İyileşmez) yarayı, bu iyileşmez illeti (Hastalık derecesine varan alışkanlığı) yüzlerce devlete de değişmem.

Çenk (Arpı andıran telli bir çalgı) gibi feryat ederim, çünkü definenin başucundayım ben.
Ben diyorsun dedin, ululukla, benlikte eşsin;
Hayır, ben benlikten uzağım, ululuk yok bende;
Fakat bendeki benlik, senden geliyor, bu ululuk senin ululuğundan vuruyor, senin ululuğundan geliyor bana.

Ben çiyim (Gece soğuktan oluşan bir damlayım), yanıp kavrulmuşum, gülüyorum, ağlıyorum;
Hem şaşırıp kalmışım, hem halkı hayretlere salmışım;
Vuslattayım (Sevgiliyle buluşmuşum), aynı zamanda ayrı düşmüşüm dosttan.

İster anlayışı kıt (Yetersiz) bir adam olayım, ister eğri ağızlı (Sözleri doğru ve düz olmayan) bir adam (Olayım), senin talebenim, o gülen dudaklarından bir gülüş öğrenmek istiyorum.

Ey anlayış (Görüş ve düşünme yolu), duyuş (Sezgi) kaynağı, talebe istemiyor musun yoksa?
Bilmem ne düzene başvurayım da kendimi sana yayayım, ayrılmayayım senden.

Hiç olmazsa kapı aralığından şimşek gibi bir çak, bir yüzünü göreyim de o dehlizdeki (Üstü kapalı dar ve uzun geçitten) ateşten yüzlerce mum uyandırayım (Yanmayan mumun fitiline ateşi değdirerek yakayım), her tarafı ışıtayım.

Bir an olur, öşürcüyüm (Tahsildarım) diye varımı-yoğumu alırsın, bir an gelir kılavuzum (Yolu yöntemi gösterenim) diye önüme düşersin.

Gâh (Bazen) suç işlemeye sürersin beni, gâh pişmanlığa götürürsün başımı, sonumu bük, çünkü ben hemzeli kelimedeki hemzeyim (Gırtlakta, ses tellerinin birbirine yapışması sonucu havanın akışını birdenbire engellemesiyle oluşan ve bir kesinti izlenimi veren ünsüzüm) adeta.

Pazarda, çarşıda tavadaki balığa benziyorum, tavada o yana, bu yana döne-döne yanıp kavruluyorum.
                          ***   
DİVAN-I KEBİR 2 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul REMZİ KİTABEVİ 93
                             ***
Neler öğrendik;
1.    Aşkın bir dert, bir hastalık olduğunu, fakat diğer bütün dertlerden, bütün hastalıklardan kurtardığını öğrendik.
2.    Hazreti Mevlana’nın benlikle davranmadığını fakat benlik olarak gözüken ululuğunun aşktan geldiğini öğrendik.
3.    İçinde Allah sevgisinden başka sevgiye yer vermemiş Şems Hazretlerine Hazreti Mevlana’nın yakın olmak için her şartı peşinen kabul ettiğini öğrendik.
4.    Mevlana Hazretleri Şems Hazretlerinden aldığı aşk ateşini Allah’ı arayan her samimi kişiye taşımak suretiyle her yeri aydınlatmak istediğini öğrendik, anladık.
                                  *
İşte böyle yaren;
Gönlünde Allah sevgisi olan kişinin dediklerini bizi özgür kılana kadar aynen yapmamız gerektiğini öğrendik, anladık.
                               *

RAVLİ

Popüler Yayınlar