810.
Allah’a hamdolsun şu gönül (İçten gelen isteyiş),
bugün dünden de beter bir halde;
Bugün
bu sevda (Güçlü sevgi) ile bir başka rengi var
şu gönlümün.
Dün
gülfidanının altında boyuna şarap içiyordu (Güzelliklerin
içinde kendinden geçmiş olarak), o yüzden bu gün alt-üst olmuş şu gönül.
Aşk
ney’in nice demdir (Nefes) bu perdeden feryat (Haykırış)
ediyordu, aşk ney’inin zevkiyle şekere döndü şu gönül.
A
benim güzel elbiselim, a benim güzelim, sana kemer kesildim, şu gönül, kemer
gibi seni koçmuş (Genç erkek gibi),
kucaklamıştır.
Suyunun
geliştirip yetiştirmesiyle ey tatlılıklar, lezzetler denizi, şu beden sedefe
dönmüştür, şu gönül de sanki incidir.
Tebrizli
Tanrı Şems’i güneş gibi parıl-parıl parlıyor, onun güneşinin parıltısıyla şu
gönül, seher çağına dönmüştür.
Her
inanç sahibinin evi, aşkınla yıkıldı gitti;
Bu
kargaşalık yüzünden şu gönül dama çıkmıştır, kapıya sığınmıştır.
Uyuyor
gibi görünmedeyim amma çok uyanığım, her şeyden haberim var.
Kendimden
geçmişim amma senin işinde aklım başımda.
Senin
için üzüm sıkanların aralarına katılmışım, aşk teknesine girmişim;
Üzümlerini
ezeyim diye durmadan ayak vurmadayım.
Sen
yalnız ayaklarımı görüyorsun, üzümü görmüyorsun;
Bir
kadeh şıra al, iç de anla ki ben üzüm sıkmadayım.
***
DİVAN-I
KEBİR 2 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul
REMZİ KİTABEVİ 93
***
Neler
öğrendik;
1.
Şems Hazretlerini sevmenin insana aklı başında olarak tatlı bir sarhoşluk,
canlılık, neşe verdiğini, insanı değiştirdiğini Hazreti Mevlana’dan öğrendik.
*
İşte
böyle yaren;
Sadece
kişiyi görmenin yetersiz olduğunu, yaptığı işi ve alınan sonuçları da görmemiz,
dikkate almamız gerektiğini öğrendik, anladık.
*
RAVLİ