(Mevlana Hazretleri Şems Hazretlerini
anlatıyor)
710. Ekin (Tahılın tarlaya atıldığı andan harman oluncaya kadar aldığı durumu) istiyorsan bizim harmanımıza (Herhangi bir şeyin toplu halde bulunduğu, işlendiği yere) gel:
Kebap (Doğrudan doğruya ateşte pişirilen) eriysen (İşini bilen, yetenekli, yiğit kişiysen) gönlümüze meylet (Yönel).
Yook, eğer gelmezsen seni çeke-sürüye
getiririm ben;
Bizim halkamızdansın (Aşılması, çözümü güç durumların halledilmesinin olduğu yerdesin);
Ne garipsin (Kimsesiz, zavallısın), ne de karga (Başı aşağı gelecek durumda değilsin).
Çocuk, kendiliğinden mektebe (Okula) gitmez, onu zorla götürürler;
A hocam, kendini hesaptan dışarı mı sanmışsın (Daha çocukluktan çıkamamışsın) yoksa?
İşret (Tanrı
şarabını içecek) kadehini al, bağdan (Seni
bağlayanlardan)-kayıttan (Sınırlamalardan,
davranışlarımı çerçevelemekten) sıçra (Yukarı ve
ileriye atıl), kurtul (Sıkıntı veren durumlardan
ayrıl );
Kendinden haberin oldukça soruya- cevaba bağlı kalırsın.
Sonunda, her solukta sarhoşların
naralarını işit;
A bunamış (Zihin gücünü yitirerek ne yaptığını bilemez duruma gelen) ahmak (Aklını gereği kullanamayan), bir bak da gör, ne çeşit bir azap (Büyük sıkıntı, eziyet, ezinç) içindesin.
İki-üç gün elini tutayım da
coş-köpür (Duygu ve düşüncelerini güçlü bir tepki ile
dışarı vur), bir daha da yüzünü (Birinin görüle
gelen, umulan hoşgörürlüğüne güvenerek) devletten (Tanrının verdiği gücü kullanmaktan)-ikbalden (Baht açıklığından) çevirme sakın.
Sarhoş olduğun (Çok fazla mutluluk duyduğun) yere yıkılıp orada uyuma
(Durgun kalma, iş görmemek halinden kurtul);
Sakıy (İnsan ruhuna Allah’ı sevdiren, Allah nuru saçan kişi) nerdeyse oraya koş.
Ne vakte dek ateşe gireceksin a
gönül, demir değilsin ya;
A ağlayan göz, yeter artık, bulut değilsin sen.
A Ay yüzlü sakıy (İnsan ruhuna Allah’ı sevdiren, Allah nuru saçan kişi),
gözlerin ne de sarhoş (Dalgın, şaşkın bakıyor);
Parmakcıklarını şıkırdat (Oyna);
Doğru yoldasın.
Ağzını aç da söylemediklerimi sen
söyle;
Gönüller kapısını aç, söz söyleyecek padişahsın sen.
***
DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler öğrendik;
1. Var oluşun hakikatini, sürecini toplu bir halde anlamak için Mevlana Hazretlerinin öğretisini almamız gerektiğini öğrendik.
2.
Mevlana
Hazretlerinin öğretisinde; sevgide, istekte, düşünüşte, anışta kalpte oluşan
duyguları yaşamak isteyenin işini iyi bilen, yetenekli, kahraman, yiğit
kişilerin gerektiği gibi olgunlaşacaklarını öğrendik.
3.
Uygun
olanı Mevlana Hazretlerinin kendisine kendiliğinden gelmeyeni zorla
topluluğunun içine kattığını, kimsesizlikten kurtardığını, baş aşağı gelmeden
koruyacağını öğrendik.
4.
Kişi
öğretmen bile olsa olsun Mevlana Hazretlerine öğrenci mesafesinde olduğunu,
ondan dersler alması gerektiğini öğrendik.
5.
Kişinin
bağlarından, güvencelerinden kurtulmadıkça ileriye ve yukarıya gidemeyeceği
için Tanrı şarabı sunan Allah dostundan bu şaraptan içip sarhoş olmak, soru ve
cevapların aklımızın oyalanmasından kurtulmamız gerektiğini öğrendik.
6.
Mevlana
Hazretlerinin öğretisini almayanların büyük sıkıntılar, eziyetler içinde aklını
doğru kullanamadıkları için bunayacaklarını öğrendik.
7.
İnsan
ruhuna Allah’ı sevdiren, Allah nuru saçan kişiyi bulmamız, ona doğru koşmamız
gerektiğini öğrendik.
8.
Mevlana
Hazretlerinin yaşadığı, bize öğrettiği yolun doğru yol olduğunu, bu doğru yolda
ilerlememiz gerektiğini öğrendik.
*
İşte böyle yaren;
Mevlana Hazretlerinin sözlerini söyleyenlerinin gönül kapılarını açacağını, gönülden hazretin söylemedikleri sözleri de söyleyecek duruma geleceklerini öğrendik.
*
RAVLİ
710. Ekin (Tahılın tarlaya atıldığı andan harman oluncaya kadar aldığı durumu) istiyorsan bizim harmanımıza (Herhangi bir şeyin toplu halde bulunduğu, işlendiği yere) gel:
Kebap (Doğrudan doğruya ateşte pişirilen) eriysen (İşini bilen, yetenekli, yiğit kişiysen) gönlümüze meylet (Yönel).
Bizim halkamızdansın (Aşılması, çözümü güç durumların halledilmesinin olduğu yerdesin);
Ne garipsin (Kimsesiz, zavallısın), ne de karga (Başı aşağı gelecek durumda değilsin).
A hocam, kendini hesaptan dışarı mı sanmışsın (Daha çocukluktan çıkamamışsın) yoksa?
Kendinden haberin oldukça soruya- cevaba bağlı kalırsın.
A bunamış (Zihin gücünü yitirerek ne yaptığını bilemez duruma gelen) ahmak (Aklını gereği kullanamayan), bir bak da gör, ne çeşit bir azap (Büyük sıkıntı, eziyet, ezinç) içindesin.
Sakıy (İnsan ruhuna Allah’ı sevdiren, Allah nuru saçan kişi) nerdeyse oraya koş.
A ağlayan göz, yeter artık, bulut değilsin sen.
Parmakcıklarını şıkırdat (Oyna);
Doğru yoldasın.
Gönüller kapısını aç, söz söyleyecek padişahsın sen.
***
DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler öğrendik;
1. Var oluşun hakikatini, sürecini toplu bir halde anlamak için Mevlana Hazretlerinin öğretisini almamız gerektiğini öğrendik.
İşte böyle yaren;
Mevlana Hazretlerinin sözlerini söyleyenlerinin gönül kapılarını açacağını, gönülden hazretin söylemedikleri sözleri de söyleyecek duruma geleceklerini öğrendik.
*
RAVLİ