(Mevlana Hazretleri Şems Hazretlerini
anlatıyor)
540. Şu tuzakta çırpınıp duran şu cana bir acı;
Yoksa kulağın onun çırpınma sesini duymadı mı?
Gönülde bir can gözün var, o göz de ağrılara uğramış;
Derdin-tasan, o gözü yaralamaktan başka nedir ki?
O göze iğneler batmaya başladı mı derman aramaya, ilaç aktarmaya koyul, koyul da o ağrıdan, o göz yaşarmasından kurtul.
A güzeller Yusuf u, gönlün de (Sevginin, isteğin, düşünüşün, anışın kalpte oluşturduğu duygunun kaynağı da) ilacı, dermanı, senin yüzünü görmektir ancak, gözün de.
Aklım başına al da sus, artık bu gazelin mahlasını (İkinci adını) sen söyle, tamamını sen buyur;
Çünkü senin sözünü, buyruğunu duymak-işitmek farzdır (Boynumuzun borcu), sevaptır (Yararı olan, uğurlu, güzel olan ve Tanrının ödüllendireceği davranıştır).
A hurilere (Cennette yaşadığına inanılan dişi varlık) bile fitne (Karışıklık, kargaşa) kesilen, güzel, benden usanmışsan bırak şu zinciri, şakırdatma da (Zincire vurulmuş delilerin zincirlerini müzik aleti gibi ritimle oynaması) kimseyi coşturma.
Bir gün, körlerin sokağından geçtin de onların gözlerine bile yüzlerce diken battı.
Bir gece, boyunu-posunu Selvi’ye (Düzgün, uzun boyunu) gösterdin;
Selviler, senin yüzünden boy attılar, uzadıkça uzamaya koyuldular.
A bu aşkın cümbüşüne, hareketine sahip olmayan, yeni huzura çıkmışlar gibi olduğun yerde şaşkın bir halde kalakalmışsın.
Deve, bedevinin nağmesiyle çölleri aşar-gider;
Sense şu nağmeye ne de yabancısın a hayvandan da aşağı adam.
***
DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler öğrendik;
1. Mevlana Hazretlerinin Şems Hazretlerini çok özlediğini, tüm varlığında hissetmesine rağmen yine de yüzünü görmek istediğini öğrendik.
2.
Şems
Hazretlerinin ışığını görme engeli olanların bile algıladığını, uyarıldığını,
güzelliğini gördüklerini öğrendik.
3.
Şems
Hazretlerinin uzun boyunu, düzgün vücudunu, güzel yüzünü görenin, kaba,
anlayışsız, eğitim görmemiş kimse bile olsalar kendilerini düzeltmeye
yöneldiklerini öğrendik.
4.
Aşkın
canlılık ve coşkusuna sahip olmayanların asil insanın huzuruna yeni çıkanların
şaşkınlığını göstereceklerini öğrendik.
5.
Devenin
bedevinin güzel, uyumlu sesiyle, sözüyle çölleri aştığını, bize sunulan bu
sözlere yabancı kalırsak aşağıda kalmaya devam edeceğimizi öğrendik.
*
İşte böyle yaren;
Örnek kişileri görüp de etkilenmeyen, yabancı kalan kişinin hayvandan da aşağı kişi olduğunu öğrendik, anladık.
*
RAVLİ
540. Şu tuzakta çırpınıp duran şu cana bir acı;
Yoksa kulağın onun çırpınma sesini duymadı mı?
Gönülde bir can gözün var, o göz de ağrılara uğramış;
Derdin-tasan, o gözü yaralamaktan başka nedir ki?
O göze iğneler batmaya başladı mı derman aramaya, ilaç aktarmaya koyul, koyul da o ağrıdan, o göz yaşarmasından kurtul.
A güzeller Yusuf u, gönlün de (Sevginin, isteğin, düşünüşün, anışın kalpte oluşturduğu duygunun kaynağı da) ilacı, dermanı, senin yüzünü görmektir ancak, gözün de.
Aklım başına al da sus, artık bu gazelin mahlasını (İkinci adını) sen söyle, tamamını sen buyur;
Çünkü senin sözünü, buyruğunu duymak-işitmek farzdır (Boynumuzun borcu), sevaptır (Yararı olan, uğurlu, güzel olan ve Tanrının ödüllendireceği davranıştır).
A hurilere (Cennette yaşadığına inanılan dişi varlık) bile fitne (Karışıklık, kargaşa) kesilen, güzel, benden usanmışsan bırak şu zinciri, şakırdatma da (Zincire vurulmuş delilerin zincirlerini müzik aleti gibi ritimle oynaması) kimseyi coşturma.
Bir gün, körlerin sokağından geçtin de onların gözlerine bile yüzlerce diken battı.
Bir gece, boyunu-posunu Selvi’ye (Düzgün, uzun boyunu) gösterdin;
Selviler, senin yüzünden boy attılar, uzadıkça uzamaya koyuldular.
A bu aşkın cümbüşüne, hareketine sahip olmayan, yeni huzura çıkmışlar gibi olduğun yerde şaşkın bir halde kalakalmışsın.
Deve, bedevinin nağmesiyle çölleri aşar-gider;
Sense şu nağmeye ne de yabancısın a hayvandan da aşağı adam.
***
DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler öğrendik;
1. Mevlana Hazretlerinin Şems Hazretlerini çok özlediğini, tüm varlığında hissetmesine rağmen yine de yüzünü görmek istediğini öğrendik.
İşte böyle yaren;
Örnek kişileri görüp de etkilenmeyen, yabancı kalan kişinin hayvandan da aşağı kişi olduğunu öğrendik, anladık.
*
RAVLİ