(Mevlana Hazretleri Şems Hazretlerini
anlatıyor)
490. İki göz bulutum o denizin incisini aldı mı da yürüyüp giden bulutum vefa (Sevgiyi sürdürmede, sevgi, dostluk bağlılığında) göğüne ağar (Çıkartır).
Fakat dilimden süsenler bitip gelişinceye dek bunları Tebrizli Tanrı Şemsinin kapısına götüremem de götüremem.
Hocam, sen söyle, kime benziyorum, kime benziyorum ben?
Garip (Gurbette yaşayan) bir kişiyim ben, şu dünya şehrinden değilim ben.
Halk haset (Kıskançlık, çekememezlik) etmesin diye soluk almasam, söz söylemesem buna gücüm yeter, yeter ama bilmemeye gücüm yetmez.
O kel (Kusuru ortaya çıkmasın diye), bir külah buldu da kendini gülden gizledi;
Sonra da ben dünyayı biliyorum diyor, kızgın bana.
Barışır-uzlaşırsa ona tam bir ilaç veririm;
Kel olma ayıbından da kurtarırım onu, gül kaydından da.
Senin şehrinden gittik, fakat seni doyasıya göremedik;
Ağacının dalından böylece ham düştük (Olgunlaşamadık)-gitti.
Ay yüzlüm, Selvi boyunun gölgesinde doyasıya uyuyamadık; gözcünün korkusundan bağında-bahçende doyasıya yayılamadık.
Sevgi tavana balık gibi düştük;
Yandık-yakıldık ama pişemedik.
Defineye benziyorsun, sevginle yıkık yerlere yöneldik;
Sonunda yılan gibi toprağın dibinde gizlendik.
***
DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler öğrendik;
1. Mevlana Hazretleri denizin dibinde olsa bile uygun kişiyi alıp sevgiyi sürdürenlerin, sevgi, dostluk bağlılığı olan kişilerin bulunduğu göğe çıkardığını öğrendik.
2.
Uygun
kişiyi olgun hale getirdikten sonra Şems Hazretlerin kapısına kadar
götüreceğini öğrendik.
3.
Mevlana
Hazretleri kıskançlığın belasına uğramamak için sustuğunu söz söylemediğini
ancak bildiğini söylemekten çekinmediğini öğrendik.
4.
Kendi
eksikliğini bilmeden başına hoca diye külah geçirenin ben dünyayı biliyorum
diye Mevlana Hazretlerine kızdıklarını öğrendik.
5.
Eksikliğini,
elverişsiz durumunu bilen kişinin düşünce ve çıkar ayrılığını kaldırarak
barışıp uyuşana Mevlana Hazretlerinin ilaç verdiğini, bu ayıplardan
kurtardığını öğrendik.
6.
Şems
Hazretlerinin bulunduğu şehre giden Mevlana Hazretlerinin hazreti bulamadığını
yeteri kadar faydalanmadığını öğrendik.
*
İşte böyle yaren;
Her kıymetli hazine nasıl ki toprağa gömüleceği gibi insanın da toprağa gömüldüğünü öğrendik, anladı.
*
RAVLİ
490. İki göz bulutum o denizin incisini aldı mı da yürüyüp giden bulutum vefa (Sevgiyi sürdürmede, sevgi, dostluk bağlılığında) göğüne ağar (Çıkartır).
Fakat dilimden süsenler bitip gelişinceye dek bunları Tebrizli Tanrı Şemsinin kapısına götüremem de götüremem.
Hocam, sen söyle, kime benziyorum, kime benziyorum ben?
Garip (Gurbette yaşayan) bir kişiyim ben, şu dünya şehrinden değilim ben.
Halk haset (Kıskançlık, çekememezlik) etmesin diye soluk almasam, söz söylemesem buna gücüm yeter, yeter ama bilmemeye gücüm yetmez.
O kel (Kusuru ortaya çıkmasın diye), bir külah buldu da kendini gülden gizledi;
Sonra da ben dünyayı biliyorum diyor, kızgın bana.
Barışır-uzlaşırsa ona tam bir ilaç veririm;
Kel olma ayıbından da kurtarırım onu, gül kaydından da.
Senin şehrinden gittik, fakat seni doyasıya göremedik;
Ağacının dalından böylece ham düştük (Olgunlaşamadık)-gitti.
Ay yüzlüm, Selvi boyunun gölgesinde doyasıya uyuyamadık; gözcünün korkusundan bağında-bahçende doyasıya yayılamadık.
Sevgi tavana balık gibi düştük;
Yandık-yakıldık ama pişemedik.
Defineye benziyorsun, sevginle yıkık yerlere yöneldik;
Sonunda yılan gibi toprağın dibinde gizlendik.
***
DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler öğrendik;
1. Mevlana Hazretleri denizin dibinde olsa bile uygun kişiyi alıp sevgiyi sürdürenlerin, sevgi, dostluk bağlılığı olan kişilerin bulunduğu göğe çıkardığını öğrendik.
İşte böyle yaren;
Her kıymetli hazine nasıl ki toprağa gömüleceği gibi insanın da toprağa gömüldüğünü öğrendik, anladı.
*
RAVLİ