(Mevlana Hazretleri Şems Hazretlerini
anlatıyor)
640. Kapısız, damsız (Çatısı olmayan) mezarı (Dünyayı) yurt edinmişsin a kapıda, damda yüzlerce nazla salınıp koşan dilber.
Nerde kaşlarının cilvesi, nerede gözlerinin
süzgün bakışı?
A her ikisine de ölümün kötü gözü değen güzel.
A eli, aziz (Ermiş, eren) kişilerin öpüş yeri olan;
Eli kesilmiş (İş yapamaz) bir halde yokluk elinde kalmışsın.
Gönül kuşun, gökyüzüne uçmuş,
tuzağı yırtıp kurtulmuşsa bunların hepsi de kolay.
Can (Yaşam),
esenliğe (Sağlığa, afiyete, sıhhate, korkudan,
tehlikeden eminliğe) kavuşursa şekil eksik olmuş, ne çıkar?
Ayak kurtulduktan sonra çizme yırtılmış, ne olur ki?
A can lezzetinden (Zevkinden) haberi olmayan, can, şu bedenden kurtulursa
yüzlerce şükreder.
Nerde çamurlu suyun tadı, nerede
Ab-ı hayatın (Ölümsüzlüğün) tadı, nerde gök
kubbe, nerede kubbe şeklindeki dam (Çatı)?
Yarabbi, ne tılsımdır bu ki şu boz
bulanık ( Çok bulanık) cehennemin dibinde
oturuyoruz da o ölümsüzlükten tiksiniyoruz.
Gökler haset ediyor, melekler secde
ediyor bize;
Fakat pis himmetimiz (Beğenilmeyecek zararlı çalışmamız, boşa emek vermemiz, sonuçsuz gayretimiz) yüzünden de şeytan bile kaçıyor bizden.
Söze yum ağzını (Sus, konuşma), dudak şarabını iç de mahmur gözler, gördükleri
şeyleri hikâye etsin.
***
DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler öğrendik;
1. Dünyayı yurt edinmiş, sonraki hayatı düşünmeyen güzel de olsa, eli öpülen çok değerli kişi de olsa ölümün eline düşeceğini, bir şey yapamayacak duruma geleceğini öğrendik.
2.
Dünyada
yaşarken gönlünü gökyüzüne uçuran, dünya tuzaklarından kurtulan kişinin can
esenliğine kavuşacağını, üzüntülerden kurtulacağını öğrendik.
3.
Canımızı
bedenimizin hapsinden kurtarıp yüce makamlara yükseltmek gerektiğini öğrendik.
4.
Tat
almamız sadece yiyeceğe bağlı kalmaması gerektiğini, ölümsüzlüğün, gök kubbenin
tadını da almamız gerektiğini öğrendik.
5.
Ölümsüzlüğü
kazananı göklerin kıskandığını, meleklerin secde ettiğini, şeytanın kaçtığını
öğrendik.
*
İşte böyle yaren;
Söz söylemeyi bırakıp aşk şarabı olan Tanrı şarabından içerek sarhoş olmamız, mahmurluğumuzda gördüklerimizi hikâye etmemiz gerektiğini öğrendik, anladık.
(Yaren aklın başındayken seni sarhoş edip aklının birden anlayamayacağı, kavrayamayacağı sırlar öğretilir, kendine gelince bunları hatırlayamazsın ama çok önemli bilgiler edindiğin için sevinç duyarsın, sonra sırları yavaş-yavaş hatırlar yaşamında kullanırsın)
*
RAVLİ
640. Kapısız, damsız (Çatısı olmayan) mezarı (Dünyayı) yurt edinmişsin a kapıda, damda yüzlerce nazla salınıp koşan dilber.
A her ikisine de ölümün kötü gözü değen güzel.
Eli kesilmiş (İş yapamaz) bir halde yokluk elinde kalmışsın.
Ayak kurtulduktan sonra çizme yırtılmış, ne olur ki?
Fakat pis himmetimiz (Beğenilmeyecek zararlı çalışmamız, boşa emek vermemiz, sonuçsuz gayretimiz) yüzünden de şeytan bile kaçıyor bizden.
***
DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler öğrendik;
1. Dünyayı yurt edinmiş, sonraki hayatı düşünmeyen güzel de olsa, eli öpülen çok değerli kişi de olsa ölümün eline düşeceğini, bir şey yapamayacak duruma geleceğini öğrendik.
İşte böyle yaren;
Söz söylemeyi bırakıp aşk şarabı olan Tanrı şarabından içerek sarhoş olmamız, mahmurluğumuzda gördüklerimizi hikâye etmemiz gerektiğini öğrendik, anladık.
(Yaren aklın başındayken seni sarhoş edip aklının birden anlayamayacağı, kavrayamayacağı sırlar öğretilir, kendine gelince bunları hatırlayamazsın ama çok önemli bilgiler edindiğin için sevinç duyarsın, sonra sırları yavaş-yavaş hatırlar yaşamında kullanırsın)
*
RAVLİ