(Mevlana Hazretleri
Şems Hazretlerini anlatıyor)
620. Toprağı hemencecik altın eder,
bedene hemencecik kanat verir,
Dinsiz can bile ondan din
ışıklarını elde eder.
* Gel sayvanına (Korunmak için), dehlizine (Dar
ve uzun geçişe) gir de delilini seyret;
Her ölü, onun caniyle bir Vis (Seven) kesilmiştir, Ramin'e (Sevilene)
dönmüştür.
A gönül, tekrar döner, gelir
ümidiyle bu sözleri o padişahtan, o şahinden, Tebriz-li Şemseddin'den
duymadasın sen.
O yüzü, sabah çağı görmek kutlu
olsun öyle bir padişahın, öyle bir padişahlar padişahının elini öpmek.
Öyle yüzü, seher çağı görmek, ne
de hoştur;
Daha gün ağarırken öyle bir
parlak Ay'ı görmek ne de güzeldir.
Günün ilk anında iki güneşi
birden görmek;
Biri doğudan doğmada;
Öbürü varlık göklerinde neşeler
saçmada, gülüp durmada.
Ne de mutlu sabahtır o sabah ki
gelir de yastığın başucunda oturur; Gözünü uykudan açar açmaz o neşeli padişahı
görürsün.
Ne mutlu gündür, ne mutlu an;
Ne mutlu bahttır (Gelecekteki olayları kaçınılmaz bir biçimde belirleyen ilahi
iradenin insan ve toplum için çizdiği yaşayış biçimi, kader, talih), ne
mutlu devlet (Büyüklük, mevki);
Öylesine güç bulunan dilberi,
kolaylıkla, erkenden buluverirsin.
Nazlanır, oturursa demiri bile
dertle eritir;
Yook, lütuf (Önem verilen, sayılan birinden gelen iyilik, yardım) eder
de oturursa her müflise madenler bağışlar.
Geceleyin onu görenlerin gecesi, gündüzden
aydın olur, onu kuyuda görenlere kuyu, saray olur, sayvan kesilir.
***
DİVAN-I KEBİR 6 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler öğrendik;
1.
Şems
Hazretlerinin koruyucu alanına girmemiz, korkmamamız, delillerini görmemiz,
seven ve sevilen haline gelmemiz, din ışıklarını elde etmemiz, yaşamımızda
hareketlilik kazanmamız gerektiğini öğrendik.
2.
Mevlana
Hazretleri Şems Hazretlerini özlediğini, geri dönmesini, güzel yüzünü
göstermesini istediğini, mutlu güne kavuşmak istediğini öğrendik.
3.
Şems
Hazretlerine kavuşmanın kaderimizi değiştirecek şans olduğunu öğrendik.
*
İşte böyle yaren;
Şems Hazretlerini hakikatini görenlerin, karanlıkta
bile gündüzden daha aydın gören, hakikati olduğu gibi gören, perdelenmiş,
karartılmış olanı gören göz kazanmış olacağını, yaşamında ağız tadına
kavuşacağını öğrendik, anladık.
*
RAVLİ