5 Kasım 2019 Salı

DİVAN-I KEBİR 6. CİLT 90 İNCİ BEYİT


(Mevlana Hazretleri Allah’a kaçmak anlatıyor)
90. Başı yüce, pervasız kişilerin kurban bayramı nedir?
Herkes bilseydi öküze benzeyen (Aptal, anlayışsız bir biçimde) nefsin her parçası, bir kenarda asılır-kalırdı.

Yoksul gönlün yanıp yakılışı, şu lokmanın (Başı yüce kişilerin gıdasının) bir parçacığını görseydi yanıp yakılmasının yatışması (Sızlanmasını, şikâyet etmesinin hızını, etkisini, aşırılığının geçmesi) için boyuna kanını yakar-dururdu (Aşk ateşi ile yok ederdi).

Daha ilk konakta şu aşk, bu nimete zıttır (Ters, karşıt);
Aşka düşmüşse ne diye yiyip içmeye düşkündür ki?

Bütün dünyadakiler eşektir (Kaba düşüncesiz), öküzdür (Aptal, anlayışsız), aşka doğru sürüne-sürüne (Çok yavaş) gider;
Şu kişi, âşık olsaydı boyuna yer-durur muydu hiç?

Şu yiyip içme yüzünden karanlıklara daldıysan bil ki nefsin cevrinden (Eziyeti, cefası, üzgüsü ile)  eteğin ıslaktır (Altına idrar kaçırmış), yenin (Giysi kolun)-yakan yırtılmış (Perişan bir haldesin).

* Yavaş-yavaş Deccal'in eşeğini (Yalancı, fesat, dedikoducu kişinin kaba, düşüncesiz sözlerini) gebertirsen (Öldürüp hareketsiz bırakırsan) görürsün ki meydanda, atla dönüp dolaşan, Meryem oğlu İsa’dır.

* "Oruç tutarsanız hayırlıdır*  (Bakara suresi 183-184) buyruğuna uyarsan her yarabbi demene karşılık iki kere lebbeyk (Buyurunuz, emrediniz) sesini duyarsın.

Sevgilime benim gamlara batmam (Üzüntüye uğramam), sevdalara düşmem (Güçlü sevgiye, aşka) gerekmeseydi yüzlerce dükkânım olurdu, yüzlere akla (Düşünmeye, anlama ve kavrama gücüne), tedbire (Hazır olmaya, önlem almaya) sahip olurdum.

Varlık-yokluk gemim, denizlere düşüp batmasaydı gökyüzü, bütün incileriyle bana karşı bir yoksul kesilirdi (İhtiyacının karşılanmasını bekleyen olurdu).

Şu sarhoşlara da düşünce yolundan bir yol olsaydı akıl, aşkımızda ne diye elsiz, ayaksız kalacaktı böyle?
                       ***
DİVAN-I KEBİR 6 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
                        ***
Neler öğrendik;
1.    Yüce insanların dünyalık isteklerden vazgeçip sadece ihtiyaçları ile ilgilendiklerini öğrendik.
2.    Nefsimizin isteklerimizi ihtiyaç gibi algılatıp zorladığını için isteklerimizi bir tarafa bırakmamız gerektiğini öğrendik.
3.    İsteklerin kaynağı olan gönlümüzün çok değerli olanı istemesi, değersiz isteklerle uğraşarak zaman kaybettirmesine aklımızla engel olmamız gerektiğini öğrendik.
4.    Aşkın değerini bilmeyenlerin kaba ve anlayışı az olanlar olduğunu, dünyanın böyle kişilerle dolu olduğunu öğrendik.
5.    Yeme içme uğraşısının insanı aydınlık alandan karanlık alana sürüklediğini, yanlış ve hatalı kararlar almaya sebep olduğunu öğrendik.
6.    Değerli ve değerini yitirmeyen hakikat peşinde olanların dedikoduyu, yalan sözleri, ortalığı bulandıran sözleri taşımadıklarını, kendisine bu sözler ulaşsa bile geçersizleştirildiğini öğrendik.
7.    Yememizde, içmemizde, söz söylememizde oruç tutmamız, bu orucun karşılığını Allah’ın verdiğini öğrendik.
8.    Allah dostunu kendine sevgili edinenin sayısız imkanlara kavuşacağını öğrendik.
9.    Mevlana Hazretlerinin yüceliği karşısında gökyüzünün yoksul halde olduğunu öğrendik.
                    *
İşte böyle yaren;
Aşkı, aklın anlayabilme, asıl gerçekliğine ulaşabilme imkanı olmadığını, kişi Tanrıya inanma ve ulaşma bilincinin zevkiyle sarhoş olduktan sonra aşkı bulabileceğimizi, daha önce bu makama gelen kişinin yardımıyla ve öğretisiyle bu amaca ulaşabileceğimizi Mevlana Hazretlerinden kendi seviyemize göre öğrendik, anladık.
                     *
RAV

Popüler Yayınlar