(Mevlana Hazretleri Allah’a kaçmak anlatıyor)
90. Başı yüce, pervasız kişilerin
kurban bayramı nedir?
Herkes bilseydi öküze benzeyen (Aptal, anlayışsız bir biçimde) nefsin her parçası, bir
kenarda asılır-kalırdı.
Yoksul gönlün yanıp yakılışı, şu
lokmanın (Başı yüce kişilerin gıdasının) bir
parçacığını görseydi yanıp yakılmasının yatışması (Sızlanmasını,
şikâyet etmesinin hızını, etkisini, aşırılığının geçmesi) için boyuna kanını
yakar-dururdu (Aşk ateşi ile yok ederdi).
Daha ilk konakta şu aşk, bu
nimete zıttır (Ters, karşıt);
Aşka düşmüşse ne diye yiyip
içmeye düşkündür ki?
Bütün dünyadakiler eşektir (Kaba düşüncesiz), öküzdür (Aptal,
anlayışsız), aşka doğru sürüne-sürüne (Çok yavaş)
gider;
Şu kişi, âşık olsaydı boyuna
yer-durur muydu hiç?
Şu yiyip içme yüzünden
karanlıklara daldıysan bil ki nefsin cevrinden (Eziyeti,
cefası, üzgüsü ile) eteğin
ıslaktır (Altına idrar kaçırmış), yenin (Giysi kolun)-yakan yırtılmış (Perişan
bir haldesin).
* Yavaş-yavaş Deccal'in eşeğini (Yalancı, fesat, dedikoducu kişinin kaba, düşüncesiz sözlerini) gebertirsen (Öldürüp hareketsiz bırakırsan) görürsün ki meydanda,
atla dönüp dolaşan, Meryem oğlu İsa’dır.
* "Oruç tutarsanız
hayırlıdır* (Bakara
suresi 183-184) buyruğuna uyarsan her yarabbi demene karşılık iki kere
lebbeyk (Buyurunuz, emrediniz) sesini duyarsın.
Sevgilime benim gamlara batmam (Üzüntüye uğramam), sevdalara düşmem (Güçlü sevgiye, aşka) gerekmeseydi yüzlerce dükkânım
olurdu, yüzlere akla (Düşünmeye, anlama ve kavrama
gücüne), tedbire (Hazır olmaya, önlem almaya)
sahip olurdum.
Varlık-yokluk gemim, denizlere
düşüp batmasaydı gökyüzü, bütün incileriyle bana karşı bir yoksul kesilirdi (İhtiyacının karşılanmasını bekleyen olurdu).
Şu sarhoşlara da düşünce yolundan
bir yol olsaydı akıl, aşkımızda ne diye elsiz, ayaksız kalacaktı böyle?
***
DİVAN-I KEBİR 6 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler öğrendik;
1.
Yüce insanların dünyalık
isteklerden vazgeçip sadece ihtiyaçları ile ilgilendiklerini öğrendik.
2.
Nefsimizin
isteklerimizi ihtiyaç gibi algılatıp zorladığını için isteklerimizi bir tarafa
bırakmamız gerektiğini öğrendik.
3.
İsteklerin
kaynağı olan gönlümüzün çok değerli olanı istemesi, değersiz isteklerle
uğraşarak zaman kaybettirmesine aklımızla engel olmamız gerektiğini öğrendik.
4.
Aşkın değerini
bilmeyenlerin kaba ve anlayışı az olanlar olduğunu, dünyanın böyle kişilerle
dolu olduğunu öğrendik.
5.
Yeme içme uğraşısının
insanı aydınlık alandan karanlık alana sürüklediğini, yanlış ve hatalı kararlar
almaya sebep olduğunu öğrendik.
6.
Değerli ve
değerini yitirmeyen hakikat peşinde olanların dedikoduyu, yalan sözleri,
ortalığı bulandıran sözleri taşımadıklarını, kendisine bu sözler ulaşsa bile
geçersizleştirildiğini öğrendik.
7.
Yememizde,
içmemizde, söz söylememizde oruç tutmamız, bu orucun karşılığını Allah’ın
verdiğini öğrendik.
8.
Allah dostunu
kendine sevgili edinenin sayısız imkanlara kavuşacağını öğrendik.
9.
Mevlana Hazretlerinin
yüceliği karşısında gökyüzünün yoksul halde olduğunu öğrendik.
*
İşte böyle yaren;
Aşkı, aklın anlayabilme, asıl gerçekliğine ulaşabilme imkanı
olmadığını, kişi Tanrıya inanma ve ulaşma bilincinin zevkiyle sarhoş olduktan
sonra aşkı bulabileceğimizi, daha önce bu makama gelen kişinin yardımıyla ve
öğretisiyle bu amaca ulaşabileceğimizi Mevlana Hazretlerinden kendi seviyemize göre öğrendik, anladık.
*
RAVLİ