22 Kasım 2019 Cuma

DİVAN-I KEBİR 6. CİLT 280-290 İNCİ BEYİT


(Mevlana Hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor)

280-290. Mademki bu gece uykumu bağladın (Uykuda görürsem geri giderim diyerek uyutmuyorsun), bari sarhoşluğun yolunu kesme;
Eli güçlü bir padişahsın;
Akıllar bağışlarsın, akıllısın sen.

Ne diye bağladım uykumu, iyilik etmek için değil mi?
Gizil (Gizli kalmış, henüz varlığı ortaya çıkmamış olan) definesin çünkü;
Defineyi (Saklanmış değerli şeyleri) meydana çıkarmayı kuruyorsun.

Ne de güzel, ne de tatlı bir uykusuzluk;
Gülden de iyi, nesrinden de;
Tatlılıkta, yiyimde baldan da tatlı, şekerden de.

Tertemiz canın için o saki (İnsan ruhuna Allah’ı sevdiren, Allah nuru saçan), bu gece asiliği bırak;
Çünkü özleye-özleye yanıp yakılan canda, sabır (Olacak veya gelecek bir şeyi telaş göstermeden beklemek) denen şey kalmadı artık.

Gel a benim eşim-dostum, sabaha dek pencereden pencereye döndük-dolaştık;
Çünkü uykuyu yıkan (Parçalayan, dağıtan, bozan) o er, boyuna geldi-gitti, geldi-gitti.

Bu dönüp dolaşmaya, dönüp duran gök bile haset (Kıskançlık) eder;
Çünkü iç budur, öbürüyse kabuk;
Nur budur, öbürüyse ateş.

Bu sarhoşlukla bence geceyle gündüz, ne de kısadır ya;
Bu sarhoşlukla, bu mahmurlukla geceden de kurtuldum ben, gündüzden de.

Eşim-dostum ol a padişahım, şeytanın inadını eşim-dostum ol da güzellerin yüzlerini gör, başlarını kaşı.

Bu gece padişahımsın, alımlısın, güzelsin, tam gönlün istediği dilbersin;
Uzat o hastalıklardan kurtaran elini de çıkar kuyudan beni.

Bekçilerin şarabını içtim de damın çevresinde dönüp duruyorum; Şarap (Tanrı şarabı) içmeyi kuruyorsan sen de çevremde dön-dolaş.

Onun sarhoşlarıyla döner dolaşır, sarhoş olursan altına dönersin; ayaksan baş kesilirsin, dilsizsen okumaya koyulursun.

Şu gönlümde dalgalar var, dalgıcın başını kaşımadayım fakat nerde inciler (Şekli değişmeyen mücevherler sözler) yağdırmaya layık bir anlayış eteği?

Gamlarla, dertlerle dopdoluyum ama gene de ağzımı yumdum, sustum;
Tanrım lütfet de örtücülüğünle şu ateşte sabrımı artır benim.

Gönlüm, bir sevgilinin elindeki kaleme dondu;
bu gece "ze" harfini yazıyor, yarın
sa "n" harfini yazacak, (zer-altın sözü yazılacak, altına döneceğim, sararıp solacağım. Ayarı tam altın kesileceğim).

* O. kalemi rık'a nesih (Finike yazısından doğan Arap yazısının, köşeli ve kûfi denen şeklinden sonra iri, kalın münhani tarzda yazılan sülüs denir. Sülüsün ince, ince küçük olarak yazılışı “Nesih” adını almıştır.
Nesih daha köşeli ve bazı harfleri birbirine ulanarak yazılırsa “Ruka” adını alır,
Beyitteki “Rık’a” dan bu şekilde bahsedilmektedir) ve daha da başka yazılar yazmak için yontar;
Kalemde ben de kimim ki der, ancak sana teslim olmuşum.

Gâh (Bazen) kalemin yüzünü karartır, gâh onu saçına sürer şi gâh baş aşağı tutar onu, gâh onunla bir iş görür.

Bir yazısıyla tutar, dünyanın başını keser, başsız kor;
Bir yazısıyla bir yüce kişiyi, evet, beladan kurtarır.

Kalemin şanı (Kişiye ait kalemle yazılmış âlem), şerefi, kâtibin şanı, şerefi kadardır, ister padişahın elinde olsun, ister ağanın.

Kalemin başım yarar, neden yardığını o bilir;
Hastanın nasıl iyileşeceğini Calinus (Tıp ve felsefe ustasıdır) bilir.

Kalem, ne kendi aklıyla beğenmeyi bilir, ne kendi dileğiyle inkâra koyulabilir.
                       ***
DİVAN-I KEBİR 6 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
                        ***
Neler öğrendik;
1.    Şems Hazretleri kendi aklından akıllar bağışladığını,  kullandığımız akıldan daha üstün akla sahip olacağımızı öğrendik.
2.    Çok değerli şeyleri Şems Hazretlerinin Mevlana Hazretlerinin isteği ve ihtiyacı için gizlilikten çıkarıp Allah dostlarının yararlanması için ortaya çıkardığını öğrendik.
3.    Şems Hazretlerinin gelip gitmesinin bir nur hareketi olduğunu öğrendik.
4.    Şems Hazretlerinin kendisine aşkla bağlananı hastalıklardan kurtardığını öğrendik.
5.    Şems Hazretlerini sevenlerle beraber olanın yükseleceğini, değerli hale geleceğini, dilinin güzel şeyler söyleyeceğini öğrendik.
6.    Şems Hazretlerinin değişken olmayan hakikat sözler söylediğini, sırlar verdiğini öğrendik.
                    *
İşte böyle yaren;
Yazımızı Allah’ın yetki verdiği, sevdiği kul tarafından yeniden yazılmasını istememiz, kabul etmemiz gerektiğini öğrendik, anladık.
                     *
RAV

Popüler Yayınlar