(Mevlana Hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor)
280-290. Mademki bu gece uykumu
bağladın (Uykuda görürsem geri giderim diyerek
uyutmuyorsun), bari sarhoşluğun yolunu kesme;
Eli güçlü bir padişahsın;
Akıllar bağışlarsın,
akıllısın sen.
Ne diye bağladım uykumu, iyilik
etmek için değil mi?
Gizil (Gizli
kalmış, henüz varlığı ortaya çıkmamış olan) definesin çünkü;
Defineyi (Saklanmış değerli şeyleri) meydana çıkarmayı kuruyorsun.
Ne de güzel, ne de tatlı bir
uykusuzluk;
Gülden de iyi, nesrinden de;
Tatlılıkta, yiyimde baldan da
tatlı, şekerden de.
Tertemiz canın için o saki (İnsan ruhuna Allah’ı sevdiren, Allah nuru saçan), bu
gece asiliği bırak;
Çünkü özleye-özleye yanıp yakılan
canda, sabır (Olacak veya gelecek bir şeyi telaş
göstermeden beklemek) denen şey kalmadı artık.
Gel a benim eşim-dostum, sabaha
dek pencereden pencereye döndük-dolaştık;
Çünkü uykuyu yıkan (Parçalayan, dağıtan, bozan) o er, boyuna geldi-gitti,
geldi-gitti.
Bu dönüp dolaşmaya, dönüp duran
gök bile haset (Kıskançlık) eder;
Çünkü iç budur, öbürüyse kabuk;
Nur budur, öbürüyse ateş.
Bu sarhoşlukla bence geceyle
gündüz, ne de kısadır ya;
Bu sarhoşlukla, bu mahmurlukla geceden
de kurtuldum ben, gündüzden de.
Eşim-dostum ol a padişahım,
şeytanın inadını eşim-dostum ol da güzellerin yüzlerini gör, başlarını kaşı.
Bu gece padişahımsın, alımlısın,
güzelsin, tam gönlün istediği dilbersin;
Uzat o hastalıklardan kurtaran
elini de çıkar kuyudan beni.
Bekçilerin şarabını içtim de
damın çevresinde dönüp duruyorum; Şarap (Tanrı şarabı)
içmeyi kuruyorsan sen de çevremde dön-dolaş.
Onun sarhoşlarıyla döner dolaşır,
sarhoş olursan altına dönersin; ayaksan baş kesilirsin, dilsizsen okumaya
koyulursun.
Şu gönlümde dalgalar var,
dalgıcın başını kaşımadayım fakat nerde inciler (Şekli
değişmeyen mücevherler sözler) yağdırmaya layık bir anlayış eteği?
Gamlarla, dertlerle dopdoluyum
ama gene de ağzımı yumdum, sustum;
Tanrım lütfet de örtücülüğünle şu
ateşte sabrımı artır benim.
Gönlüm, bir sevgilinin elindeki
kaleme dondu;
bu gece "ze" harfini
yazıyor, yarın
sa "n" harfini yazacak,
(zer-altın sözü yazılacak, altına döneceğim, sararıp
solacağım. Ayarı tam altın kesileceğim).
* O. kalemi rık'a nesih (Finike yazısından doğan Arap yazısının, köşeli ve kûfi denen
şeklinden sonra iri, kalın münhani tarzda yazılan sülüs denir. Sülüsün ince,
ince küçük olarak yazılışı “Nesih” adını almıştır.
Nesih daha köşeli ve
bazı harfleri birbirine ulanarak yazılırsa “Ruka” adını alır,
Beyitteki “Rık’a” dan
bu şekilde bahsedilmektedir) ve daha da başka yazılar yazmak için yontar;
Kalemde ben de kimim ki der,
ancak sana teslim olmuşum.
Gâh (Bazen)
kalemin yüzünü karartır, gâh onu saçına sürer şi gâh baş aşağı tutar onu, gâh
onunla bir iş görür.
Bir yazısıyla tutar, dünyanın
başını keser, başsız kor;
Bir yazısıyla bir yüce kişiyi,
evet, beladan kurtarır.
Kalemin şanı (Kişiye ait kalemle yazılmış âlem), şerefi, kâtibin
şanı, şerefi kadardır, ister padişahın elinde olsun, ister ağanın.
Kalemin başım yarar, neden
yardığını o bilir;
Hastanın nasıl iyileşeceğini Calinus (Tıp ve felsefe ustasıdır) bilir.
Kalem, ne kendi aklıyla beğenmeyi
bilir, ne kendi dileğiyle inkâra koyulabilir.
***
DİVAN-I KEBİR 6 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler öğrendik;
1.
Şems Hazretleri
kendi aklından akıllar bağışladığını,
kullandığımız akıldan daha üstün akla sahip olacağımızı öğrendik.
2.
Çok değerli
şeyleri Şems Hazretlerinin Mevlana Hazretlerinin isteği ve ihtiyacı için gizlilikten
çıkarıp Allah dostlarının yararlanması için ortaya çıkardığını öğrendik.
3.
Şems
Hazretlerinin gelip gitmesinin bir nur hareketi olduğunu öğrendik.
4.
Şems
Hazretlerinin kendisine aşkla bağlananı hastalıklardan kurtardığını öğrendik.
5.
Şems Hazretlerini
sevenlerle beraber olanın yükseleceğini, değerli hale geleceğini, dilinin güzel
şeyler söyleyeceğini öğrendik.
6.
Şems
Hazretlerinin değişken olmayan hakikat sözler söylediğini, sırlar verdiğini
öğrendik.
*
İşte böyle yaren;
Yazımızı Allah’ın yetki verdiği, sevdiği kul
tarafından yeniden yazılmasını istememiz, kabul etmemiz gerektiğini öğrendik,
anladık.
*
RAVLİ