(Mevlana Hazretleri güzel insanların davranışını anlatıyor)
340.350* Mademki şekerkamışına (Tatlılık veren vücuda) maden (Tat
veren) kesildin, ne diye yüzünü ekşitirsin?
Aşk Burak’ı (Aracına), mademki ram oldu (Buyruğuna
girdi), sana, eşek (Kaba, düşüncesiz olan) ölümden ne gamın var.
Ben seninle bu kadar sıcakken ne
diye soğuk-soğuk ah edersin? Mademki gökyüzü damına çıktın, kurudan-yaştan ne gam sana.
Güzel sesimi dinledin, şifalar
verişimi gördün, iple oynayışımı seyrettin;
Şu çemberden ne gamın var.
Şu şekle ne diye sarılırsın,
manasız kalmaktan ne diye korkarsın; Mademki inci koltuğunda (Şekli değişmeyen mücevher sözler seni korumakta),
incisiz kalırım diye ne gamlanırsın?
A Yusuf, elinden kim kurtulur,
oltandan kim kaçabilir?
Bütün Mısır, senin sarhoşun,
körden, sağırdan ne gam sana.
* Gönülle mağara dostusun sen,
dört dostun ışığısın sen;
Mademki Zülfekar’a sahipsin, o
hançerden ne diye gamlanırsın?
Bağlar-bahçeler senin oldu;
O şekerlerden yiye-dur;
Kapıları kapasalar ne çıkar,
kapının kapanmasından ne gam sana.
Kendi çekip çevirmeni gördün,
kolunu-kanadın seyrettin;
Şanını-şerefini bildin anladın;
Her şansız-şerefsiz kişiden ne gam sana.
A canın canına can olan, a
konuklara can kesilen, a padişahlar padişahı Sencer'den(İran Selçuklularından olup 1117-1157 arasında Hükümdar) ne gam yersin ki?
Balık gibi sus, hoşça dal o
denize;
Mademki denizin dibindesin,
ateşten ne gam sana.
Sohbet hakkı için dostluk hakkı için
dün kendimde değilken, hastalık la söylediğim sözleri sevgiliye söylemeyin.
Ansızın, Allah korusun, o Ay yüzlü
bir duyar, işitirse gece karanlığında ne der, ne yapar, kendileri bilir artık.
Akıl, evde olmadı mı, masal
darmadağın olur gider;
Gâh (Bazen)
alta düşer, gâh üste çıkar;
Gâh savaşır, gâh ağlar.
Bendeki coşkunluğu âleme
dağıtsalar bir tek akıllı göremezsiniz, herkes aklından olur.
A akıl, boyuna vesveseler mi
dokuyorsun üstüme?
A bulut, boyuna acı şarap mı yağdırıyorsun
bağıma?
A Müslümanlar, a Müslümanlar, gönlünüzü
koruyun;
Çevremden çekilin;
Ne bakın bana, ne gönlümü almaya
kalkışın.
Hasta bir doğana benziyorum;
Hastalıktan yeryüzünde kalmışım;
Ne yerdekilerle aynı cinstenim,
ne de uçmama imkân var.
Padişahın elini hatırladım mı canıma
bir ateştir düşüyor kanadım yok ki uçup gideyim;
Kanatlarım yardım etmiyor bana.
A yoksul doğan (Taze av avlayıp yiyen veya padişahın eliyle beslediği avcı
kuş), kuzgunların (Leş yiyenlerin)
arasında nasılsın?
Aşka göz yummuşsun (Görmemezlikten gelmişsin) ama münafıklık (Arabozanlık) etmişsin sen.
Gönül yalım-yalım (Alev-alev) yanarken aşk, gizlenebilir mi hiç?
Hele gözlerden, akan çeşmeler
gibi yaşlar boşanırsa.
***
DİVAN-I KEBİR 6 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler öğrendik;
1.
Aşkın insanı
yücelere götürecek araca ve ölümsüzlüğe kavuşturacağını, acılığı-ekşiliği alıp
tatlılık vereceğini öğrendik.
2.
Yücelen insanın
yeryüzünde olanlardan, kendisini değerini görmeyen, görmezlikten gelenlerden
endişe etmeyeceğini öğrendik.
3.
Mevlana
Hazretlerinin güzel sözlerini okuyan ve dinleyenlerin bedensel ve ruhsal
hastalıktan kurtulacağını öğrendik.
4.
Mevlana
Hazretlerinden şekil değiştirmeyen, bütün zamanlarda geçerli anlamlı sözlerinin
kıyamete kadar dostları tarafından her zaman dağıtıldığını öğrendik.
5.
Tanrı erinin
devlet sahibi sevenleri olarak elinden hiç kimsenin üzüntü içine düşmeyeceğini
öğrendik.
6.
Tanrı eriyle can
dostu olanın Hazreti Âli’nin kılıcına sahip olduğunu, karşı çıkanların
hançerlerinden çekinmeyeceğini öğrendik.
7.
Tanrı eriyle dost
olana dünyaya bağlı kişilerin kapılarını kapatması üzüntü vermeyeceğini,
güzellikler içinde ağzı tatlı olarak yaşayacağını öğrendik.
8.
Tanrı eriyle dost
olanın kendi çevresini göreceğini, ulaşımda olanaklarını göreceğini,
şanını-şerefini bilip anlayacağını, şansız şerefsiz kişilerin davranışından
üzüntü duymayacağını öğrendik.
9.
Tanrı eriyle dost
olan kişinin ordusuz parasız hükümdarlık yaptığını öğrendik.
10.
Tanrı eriyle dost
olanın rahmetin içinde ateşten, yanmaktan korkmayacağını öğrendik.
11.
Bu bilgileri
Mevlana Hazretlerinin aşk sarhoşluğu içinde verdiğini öğrendik.
12.
Kimi ne kadar
seveceğimizi iyice düşündükten sonra karar vermemiz gerektiğini öğrendik.
13.
Mevlana Hazretlerinin
kolayca tarif edilemeyecek, tanımlanabilecek bir kişi olmadığını öğrendik.
14.
Şems
Hazretlerinin kendisinden düşük insanların arasında olmaması, kendi yakınına
gelmesini istediğini öğrendik.
*
İşte böyle yaren;
Aşkın gizlenemeyeceğini, gözyaşlarının göstereceğini
öğrendik, anladık.
*
RAVLİ