17 Kasım 2019 Pazar

DİVAN-I KEBİR 6. CİLT 230 İNCİ BEYİT


(Mevlana Hazretleri Gönül gözünü açanın yolunu anlatıyor)

230. Dünyaya aldırış ettiğim yok;
Getir meyhanecinin kadehini bana:
Varlığımdan usanmışım zaten varlığım da ne olabilir ki?

* Ashabı Kehf’in köpeği delirdi de saldırmada aslandan da üstün bir hale geldi;
Sarhoşum, tel (Telli sazın telini) kırmanın sırası değil;
Sustum artık.

A gönül, mademki görüyorsun;
Söz söylemeyi, güzel görünmeyi bırak;
Kendine gel de şu atlastan, bir gelin perdesi elde et.

* Gözünün perdesini açarsın;
Münezzehtir(Temizdir) noksan sıfatlardan, kulunu geceleyin götüren.

Kendi yüzünü görür-gösterirsin;
Münezzehtir(Temizdir) noksan sıfatlardan, kulunu geceleyin götüren.

Aşk şarabı olur, coşar-köpürürsün;
O yandan, daha fazla kendinden geçer, aklını yitirirsin;
Binlerce akıl kapısın;
Münezzehtir(Temizdir) noksan sıfatlardan kulunu geceleyin götüren.

Canın başına bir taç vurursun;
Gönlü tutar, miraca götürürsün;
İki dünyadan da yüceltirsin onu;
 Münezzehtir(Temizdir) noksan sıfatlardan, kulunu geceleyin götüren.

Gönül, uçar da çölleri-ovalan aşar, bütün canlardan ileriye geçer; derken;
Ansızın sen çıkarsın karşısına;
Münezzehtir (Temizdir)noksan sıfatlardan, kulunu geceleyin götüren.

Kapıp kaldırdığını ağırlayıp o mekânsızlık bahçesine kondurursun; münezzehtir(Temizdir) noksan sıfatlardan, kulunu geceleyin götüren.

Bizimlesin diye öylesine sevinmedeyim ki gönlüm, her solukta uçmada;
Her an sabır elbisesini yırtmada;
Münezzehtir (Temizdir)noksan sıfatlardan, kulunu geceleyin götüren.

Altı yandan da kaçar, o tapıya sarılırım;
Çünkü pek gönüller bağlayansın, pek güzelsin sen;
Münezzehtir (Temizdir) noksan sıfatlardan, kulunu geceleyin götüren.
                       ***
DİVAN-I KEBİR 6 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
                        ***
Ashâb-ı Kehf: Mağara arkadaşları demektir.
Dikyanus adlı bir hükümdar yahut vali halkı yuta secde etmeye zorlamış.

Yedi kişi bu kötü işi işlememek için şehirden çıkmışlar.
Bir köpek de peşlerine takılmış, kovdukları halde peşlerini bırakmamış.

Köpekle bir mağaraya girmişler,
Tanrı onlara uyku vermiş, uyumuşlar, köpek de ön ayaklarını yere dayayıp uyumuş.

Uykuları üç yüz dokuz yıl sürmüş.
Yel, bunları sağa-sola çevirmiş.

Uyanınca bir gün uyuduklarını sanmışlar sonra güneşe bakıp daha batmamış, yarım gün uyumuşuz demişler.

Karınları acıktığı için yiyecek almak üzere içlerinden birini yollamışlar.

Adamın verdiği para üş asır önceye ait olduğu için iş anlaşılmış.
Zamanın hükümdarı imanlı bir kişiymiş.

Halkla beraber bunları ziyaret etmek istemiş.
Adamı öne geçirip mağaraya yönelmiş.

Fakat adam mağaraya girince, Tanrı köpekle beraber bunları sır etmiş (Gizlemiş)

Oraya bir mabet yapılmış (Kehf suresi 9-26)
Tarsusta, Elbistan’da, Maraş’ta daha başka yerlerde Ashâb-ı Kehf’e istinad edilen mağaralar vardır.

Batılara göre bu mağara Efsus şehrindir (E.H.Parmer; The Koran; Oxford 1953.s.241.not 1)

Neler öğrendik;
1.    Dünyaya ilgi göstermekten, önem vermekten ve kendini kendinden kurtarmış kişi; gönül gözünün açılması için kendini hazırlamış olacağını öğrendik.
2.    Allah dostlarının peşini bırakmayan kişi köpek bile olsa Aslandan daha güçlü-kuvvetli olacağını öğrendik.
3.    Gönül gözü görmeye başlayanın güzel söz söylemeyi, güzel görünmeyi bırakıp dünyanın fiziksel, siyasal, coğrafi, ekonomik bilgilerinin bir araya getirilmiş haritasını gözünün önüne koyacağını öğrendik.
                    *
İşte böyle yaren;
Allah dostlarını seven ve sığınanın gönlüyle canıyla hızlıca Kur’an’ da yazılan, Peygamberimizin söylediği, Tanrı erlerinin bahsettiği yerleri gidip göreceğini, söylenenlerin doğru olduğuna şahitlik yapacak kadar doyum sağlayacağını öğrendik, anladık.
                     *
RAV



Popüler Yayınlar