(Mevlana Hazretleri Allah’a kaçmak anlatıyor)
50. * "Gözü kaymadı" (Necm suresi 17) sırrının sahibine kaçarsan karga (Leş yiyen biri olsa bile), yüce doğan (Padişahın elinde beslenen avcı) kesilir, çünkü onun
ağzında her şeyi neşe haline sokan bir iksir (Hayatı
ölümsüzleştiren sır) vardır.
Kargaya da, doğana da o şekli
veren, bir tecelli ederse (Meydana çıkarsa) soy
soy-boy (İyi ve üstün nitelikler bulunan köken) sahibi oldun gitti.
Gam da, neşe de o ışıktan ikiz
doğar (Aynı yerden meydana gelir);
Bir soluk, her şeyden yüz çevirseydi
her şey, neşelere dalar-giderdi.
Bütün cüzler (Bütünü oluşturan bölümlerden her biri), her biri, her
şey sensin, sen der;
Perde altında olmasalardı, hepsi de
bunu derdi, bunu söylerdi.
Can ağaçları böylesine bir
şarabın yeliyle (Tanrı şarabının rüzgârıyla)
oynayıp durmada;
O yel apaçık esseydi kimse
daralmazdı, herkes hafif ruhlu, neşeli bir hale gelirdi.
Gönül kervanının can sesi geliyor
kulağıma;
O ses duyulsaydı her deve,
kervanbaşı kesilirdi.
Her solukta sedeften inci
düşmede;
Derken sedef hemen o inciyi
yutmada (Saklamada), böyle olmasaydı sağırın (İşitme duygusundan yoksun kişinin) gözü, her sağıra
tercüman (Yol gösteren) olur-giderdi.
* Tebrizli Şems’in Suhey’li,
Yemen'de parlıyor;
Her yanda parlasaydı nerde bir sahtiyan
(İlaçlanmış, tabaklanmış boyanmış deri) varsa
Taif derisi kesilirdi (Güzel bir hale gelmek).
* A Tanrı ışığı Husameddin (,
ışık gibi tanıklık et;
Bir göz gördün mü ki ışığı
gözlemesin?
Işığın tanığı, gene ışıktır;
Ay’ın tanığı, yüzüdür Ay’ın;
Güzelim, burcu-burcu kokan
Mis-e tanık, dünyaya esip yayılan
kokusudur ancak.
***
DİVAN-I KEBİR 6 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
(Süheyl
yıldızı:
Semanın güney yarım küresinde bulunan Sefine-i Nûh burcundaki parlak ve
büyük bir yıldızın adı.
Süleyman Peygamberin yıldızıdır.
Bu yıldızın tesirinde olan talihlilerine Tanrı’nın üstün güç ilahi
nimetlerini ve saltanat verdiğine inanılır.
Yemenden daha iyi görülür.)
*
Neler öğrendik;
1.
Allah’a çok
yaklaşanın aşağılık birisi olsa bile Allah’ın sevdiği kişilerden biri olacağını
öğrendik.
2.
Üzüntünün ve
neşenin aynı kaynaktan geldiğini, görüş farkından, renkleri ayırt etmekten,
kişinin fiziksel enerjisinden, yol göstereninden, olayı aydınlatan düşünceden
üzüntü veya neşe haline dönüştüğünü öğrendik.
3.
Bütünü oluşturan
her parçaların her birine bakan kişiye, o cüzün senin bir parçanım, beni öyle
gör dediğini öğrendik.
4.
Tanrı yapısını
bilmeyenlerin sıkıntıya, darlığa düştüğünü, bilenlerin hafif ruhlu neşeli
olacaklarını öğrendik.
5.
Yücelere giden
kervan sinsi duyanların bu yolculuğa katılmak için kervana katılacaklarını
öğrendik.
6.
Şekil
değiştirmeyen mücevher söylerin açıkça söylendiğini, alan olmayınca sözlerin o
inci sözlerin gizlendiğini öğrendik.
7.
Şems
Hazretlerinin aşk öğretisinin inciler saçtığını öğrendik.
8.
Hüsâmeddin’in
Mevlânâ’ya gösterdiği sevgiye karşılık Mevlânâ’nın da kendisini diğer
dostlarından ve akrabalarından daha üstün tuttuğunu, onun bulunmadığı bir
mecliste konuşup neşelenemediğini söylediğini Eflaki'den öğrendik..
*
İşte böyle yaren;
Her yaratılanın özelliğini dışa vurarak kendini
tanıttığını, kendisine şahitlik edenin kendi özellikleri olduğunu öğrendik,
anladık.
*
RAVLİ