(Mevlana Hazretleri aşkı anlatıyor)
190. Zor iş, sana kolaylaştı mı, bunu Şemseddin'den
(Şems Hazretlerinden) bil a gönül;
Tecelli (Ortaya
çıkması), bil ki Musa için;
Cömert, kendiliğinden nerden
cömertliğe (Para ve malını esirgemeden veren, eli açık
duruma), ihsana (İyilik etmeye, iyi davranmaya)
kavuşacak?
Gümüşüm, altınım olsaydı
eşim-dostum az mı olurdu hiç?
Sevgilim yoksun olsaydı, altına
aldırış etmeseydi ne gamım kalırdı, ne derdim.
Tanrım, erler hakkı için sen onu
dünyadan geçir (Dünya nimetlerine bağlılığını ortadan
kaldır);
Dünyaya aldırış etmeseydi benim
katımda değersiz mi olurdu o?
Güzelim, beni istiyorsan, benimle
aynı derde sahipsen, aynı yola gidiyorsan ah etme, hasret çekme, pek büyük bir
bahtım var benim.
A güzel, güzelsin, alımlısın;
Bırak şu yoksul görünüşü;
Gözün tok olsaydı senin, felek
kul-köle kesilirdi bize.
Yakının bile adama yabancı
görünmesi, insanın tamahı (Doymazlığı)
yüzündendir;
İnsan tamah etmeseydi herkes,
dayı olurdu, amca kesilirdi insana.
Gel a Ay yüzlü, bize benze (Ortak niteliklerimiz olsun);
Ne nimet (İyilik, lütuf, ihsan) ara, ne devlet (Mevki,
makam);
Şeytan da böyle olsaydı bayrak
sahibi bir padişah olur-giderdi.
Şeytanlıktan ayrılırdı;
Kötü söz bile övünç gelirdi ona;
Cefayı (Güçlü
bir kimsenin yasaya veya vicdana aykırı olarak başkasını uğrattığı kötü durumu,
eziyeti, cefayı) vefa (Sevgiyi sürdürme, sevgi
dostluk bağlılığı) sayardı;
Hastalık, onca kerem kesilirdi.
Yokluk (Dünyaya
malına ihtiyaçsız olmak), öylesine bir devlettir;
Dünyada, bizde hayalden (Zihinde tasarlanan, canlandırılan ve gerçekleşmesi özlenilen),
rüyadan (Gerçekleşmesi imkânsız durumu isteyen ve
bekleyenden) ibaretiz (Oluşan, meydana gelen);
İş böyleyken kıvranır dururuz;
Uyuyan kişi, uykuda olduğunu
bilseydi, rüya gördüğünü anlasaydı gam mı yerdi (Üzüntü
duymazdı) hiç?
***
DİVAN-I KEBİR 6 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler öğrendik;
1.
Aşığın zor işi
kolaylaştığı zaman veya iyilik yapmasının kişinin kendinden bilmeyip Şems
Hazretlerinin yardımı ve bağışları ile olduğunu bilmesi gerektiğini öğrendik.
2.
Altını gümüşü
parası olanın dostunun çok olacağını öğrendik.
3.
Tanrı âşıklarının
dünya parasına malına mülküne aldırış etmediğini öğrendik.
4.
Tanrı erlerinin
güzel ve alımlı olduklarını, fakat yoksul görünüşü tercih ettiklerini öğrendik.
5.
Doymaz kişilikte
olan en yakınımız bile olsa bize yabancı gibi geleceğini öğrendik.
6.
Mevlevilere
benzemek için ne altın-para ara ne de şan şöhret ne mevki makam aramamak
gerektiğini, böylece kovulmaktan kurtulmuş kişi olunabileceğini öğrendik.
7.
Kovulmuşluktan
kurtulan kişinin halka kötü gelen ve rahatsız eden her ne varsa bunların
rahatsızlığından kurtulacağını öğrendik.
*
İşte böyle yaren;
Dünya hayatının bir rüya, bir hayal olduğunu, bunun
bilincinde olanın kısa süreli bu yaşamı önemsemeyeceğini, bu süreyi gerçek
yaşamı aramakla geçirmesi, gerçek yaşamı bulması gerektiğini öğrendik, anladık.
Gördüğümüz rüyanın rüya içinde bir rüya olduğunu,
hakikatin ne olduğunu anlayamadığımızı, sersem ve uykulu bir halde dünyada
geçecek süreyi dolduracağımızı, bu durumun hakikatinin farkına çok az kişinin
varacağını, öğrendik, anladık.
*
RAVLİ