19 Kasım 2019 Salı

DİVAN-I KEBİR 6. CİLT 250 İNCİ BEYİT


(Mevlana Hazretleri ilişkiyi anlatıyor)

250. * Tutalım, Adem gibi cennette bir buğday yedim;
Vuslat (Sevgiliye kavuşma) elbisemi soyup beni böyle çırıl-çıplak bırakmak, yaraşır mı sana?

Ayrılık savaşında kanlar içindeyim, canımdan yaralanmışım;
Tıpkı Harezm ordusuyla Gor ordusunun (Aral gölüne dökülen Ceyhun nehrinin deltasında Mâverâün nehir’de yapılan) savaşı gibi hani;
Reva (Uygun yerinde) görür müsün bunu?

Bana, bağışlanmışsın sen, ışık kıblesinin (Mutluluk, sevinç veya zekâdan doğan, özellikle yüzde ve gözde beliren parıltının) makbulüsün (Beğenilen, hoş karşılanansın) dedin;
Bağışlayıştan, suçlarımı örtüşten sonra bu çeşit azaplandırmak (Büyük sıkıntı, eziyet vermek) layık mı (Uygun, yerinde mi) sana?

A benim Ay yüzlüm, bir gün senin ışıklı gözünü gören gözlerin, kötülük isteyen kem (Kötü, fena) gözlülerin nazarına uğrayıp kor olmasını reva (Yakışır, yerinde, uygun) görür müsün?

* Şimdi, aşk dünyasında Davut oğlu Süleyman’sın Allah korusun, reva (Yakışır, yerinde, uygun) görür müsün bir karıncanın incinmesini?

O Şems'in sen ki ışığın, bütün ışıkları kaplamıştır;
Böyle olduğu halde tuttun, Tebriz'e döndün, gizlendin-gitti;
Layık (Uygun olan, yaraşan) mı bu sana?

Kulağına kim afsun (Büyülü sözler) okudu ki kaşlarını çatmışsın?
Neşesiz kimseyle oturma, düşüp kalkma demedim mi sana?

Birisi, zehirlerle dolu bir afsun okur kulağına;
Gamlarla dolu gönül alanından, bir hastalık haberi verir sana.

O kaşlarını çatmış ekşi suratlıyı gördün mü, tam onu, kaç ondan, ne diye durur da konuşursun onunla?

Rengini gördün ya, deniz suyunu tatmaya ne hacet (İhtiyaç) var?
Çünkü tattın mı, suyu ağzını zahire döndürür.
                       ***
DİVAN-I KEBİR 6 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
                        ***
Neler öğrendik;
1.    Büyüyle uğraşan veya kaşlarını çatmış, ekşi suratlı kişiyi gördüğümüz zaman durup konuşmadan kaçınmamız, kaçmamız gerektiğini öğrendik.
2.    Mevlana Hazretlerinin Şems Hazretlerinin aniden kaybolmasını kendi açısından değerlendirme yapmaya çalıştığını öğrendik.
3.    Seven kişinin sevdiğinden ayrı düştüğü zaman adeta özlem ateşiyle ısınmış fırına girmiş gibi pişmeye başlayacağını öğrendik.
                    *
İşte böyle yaren;
Bir şeyin iyi veya kötü özelliğini, kalitesini bilen kişinin deneme-yanılma yoluna girmeyeceğini, kötü veya zararlı ise uzak duracağını öğrendik, anladık.
                     *
RAV

Popüler Yayınlar