(Mevlana Hazretleri Allah’a kaçmak anlatıyor)
60. Kulağın göz kesilirse (Duyduğunu görmüş gibi değerlendiren) ışığın (Yol gösteren, aydınlatan kimse, düşünce) tanıklığını
duy;
Fakat senin gözün, kulak (Gördüğüne değil de duyduğuna inanan) olmuş;
Ona ise her harf, bir gül bahçesi
kesilmiş.
Bir harften bir gül alırsan
nerden gül devşireceksin manadan;
Ayağın zifte (Katran ve diğer organik maddelerin damıtılmasından elde
edilen, kolay kırılan, az sıvı ile eriyen, katı, siyah, parlak madde)
saplandıktan sonra zift diyarı, perde (Hakikati olduğu
gibi görmene engel) olur-gider sana.
* Duygu (Duyularla
algılama-önsezi) kitabı sol elde, akıl (Düşünme,
anlama ve kavrama gücü) kitabı sağ elde;
Sana, sol yanından vermişler
kitabı;
O yüzden de eşikten dışarıdan
sen.
Aklın, duygu tabiatını almış (Aklın araştırmadan, düşünmeden, anlamadan, kavramadan söyleneni
doğru kabul etmiş) ;
Sağ elin, sol kesilmiş (Aklın duyularına teslim olmuş) ;
Tabiatın değişmesi işi de masal değil
hani.
Tanrım, sen değiştir;
İşin-gücün değiştirmektir zaten;
Şu değiştirmeni anlatmakta kılıca
benzer diller.
Yokluğa varlık verirsin, bu,
değiştirmeden de üstündür mumdan ışık yaratırsın da şamdana dikerler onu.
Kitabı sol elimden al da sağıma
ver;
Kulun gücü yoktur, fakat sen,
solu sağ edebilirsin.
Sana layık temkinim yok, sen
temkin (İşin sonunu düşünerek ölçülü, tedbirli davranma
gücü) ver bana;
Saman çöpünü dağ yaparsın sen, dağın
ağırlığı kendinden değildir, sendendir.
Adam-akıllı (Gereğinden çok, iyice, bir güzel, bir temiz)
eksikliğin çaresi, olgun bir lütuftur (Önem verilen,
sayılan birinden gelen iyilik ve yardım) ancak;
Çünkü sen dilersen cehennem çukuru,
yüzlerce cennetten daha da güzel bir hale gelir.
Sevgilim, bugün de dünkü gibi
sarhoş olur, şuna-buna sataşırsa dünyaya bir kavgadır, düşer:
Varlığı bir coşup köpürmedir,
sarar.
***
DİVAN-I KEBİR 5 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler öğrendik;
1.
Doğru kişiden,
doğru ortamdan duyun kişinin gözüne ışık gibi hakikati gören olanak
sağlayacağını öğrendik.
2.
Allah dostunun
sözlerinin gül bahçesi oluşturduğunu, bülbül gibi Allah’ın sözlerinin neşe ve
zevk verdiğini öğrendik.
3.
Söylenen sözlerin
bütününün anlamını kavramadan sadece kelime ve harflere kendince anlam
yükleyenlerin ilerleyemeyeceğini, oldukları yerde kalacaklarını, hakikati tanıyamayacaklarını
öğrendik.
4.
Duygu ve aklın
etkisinde kalıp inanç alanına giremeyenlerin aşk yurdunun dışında kalacaklarını
öğrendik.
5.
Aklımızın
duygularımızın etkisinde kaldığı zaman kişiliğimizin de bu yönde sabitleşip değişemeyecek
duruma geleceğini öğrendik.
6.
Allah’ın
değiştirmeyi sevdiğinden bizi de değiştirmesi için dua etmemiz, daha iyi ve
yakın konuma gelmemiz gerektiğini öğrendik.
7.
İnsanların
zamanla oluşan kişiliklerini ve davranış biçimlerini değiştiremeyeceğini,
gücünün yetmeyeceğini, Allah’ın kudretinde olduğunu öğrendik.
8.
Eksikliğinin ve yanlışlığının
farkında olanların değişim isteğinde olarak arayışa geçeceklerini öğrendik.
9.
İnancın akıldan
ve duygudan üstün olduğunu, bunu bilmeyenlerin inancın nimetlerinden faydalanamayacaklarını
öğrendik.
*
İşte böyle yaren;
Allah’ın değişimi sevdiğini, değişim isteği olup
arayışa geçmiş kişiye kendi dostlarından birini tanıtıp-sevdirip onun öğretisi ve
yardımı ile huzuruna hazırlattığını, öğrendik, anladık.
*
RAVLİ