(Mevlana Hazretleri Allah’a kaçmak anlatıyor)
100.* Husrev (Seven), şu Şirin'e (Sevilene)
bir dokunsaydı parmacığını (Küçük parmağını) yalasaydı,
ne diye külah kaydına düşerdi, ne diye kaftana bağlanırdı (Giysilerine bahane eder aşağılardı)?
* Aşk hekimi Calinus'a (Doktor) bir macun verseydi otlar toplama yüzünden
bunca dikenler mi çiğnerdi o?
Tecilli (Meydana
çıkış) sarhoşluğu olsaydı her dağın başında, her dağ, bulut gibi muallâk
(Sonuca bağlanmamış) dururdu havada.
* Düşünce gulyabanilerin (İnsanın gördüğünü sandığı korkunç hayaletlerin) her
biri, bir bucağa gitseydi varlıklarla dolu olan her ova, lezzetlerle,
nimetlerle dolar-giderdi.
Her ahdin (Kendi kendine söz vermenin) uhdesinden (Yapmakla yükümlü olduğu iş, görevle) gelseydin, her
ahde vefa etseydin (Yapılan iyiliğe kendini boşlu hissetseydin)
dünyayı besleyip geliştiren, gönüle huzur ve karar veren (Sakinlikle iş yapan) o güzel de ahdine vefa ederdi.
Şu varlık buğdayı, tezce un
olsaydı halkın varlık matahı (İnsan, mal, eşya),
şu değirmenden (Döngüden) dışarıda kalırdı.
* Bir Hızır, ansızın delseydi
varlık gemimizi, bütün canlar (Mevleviler), şu
denizde yüzer-dururdu.
Şair, padişahı över;
Fakat kendinden haberi olsaydı
padişah kalkar da, şairi överdi.
* Eli, ayağı kırılanın elini,
ayağını, sınıkları onaran Tanrı, sarıp bağlasaydı, o kişi, ne cebirde(Zorlayışta) kalırdı, ne kaderde;
Ne korkardı, ne umardı (İsteyiş ve bekleyiş).
O kırıklıkta, kırılmanın zevkim
görüp duysaydı ne merhem sorardı, ne derman arardı.
***
DİVAN-I KEBİR 6 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler öğrendik;
1.
Karşılaştığımız
olumsuzlar, sıkıntıların bizi arayışa yönlendirdiğini, bu arayışta
beklentimizin çok üstünde güzellikleri görüp tanıma, beraber olma fırsatı
bulduğumuzu öğrendik.
*
İşte böyle yaren;
Sıkıntıyla zevkin bir olduğunu, bir yerden geldiğini,
her ikisinin dönüşümlü olarak bize kendini gösterdiğini öğrendik, anladık.
*
RAVLİ