(Mevlana Hazretleri aşkı
anlatıyor)
5840.
Yeryüzü burcuna (Güzel olmak, örtülerden sıyrılmak,
yükselerek görünür olmak için) yardımlar gelir, su burcuna (Yengeç, akrep, balık burcuna) bağışlar, ateş burcuna (Koç, aslan, yay burcuna) hararetler;
Hepsi
de bir vericinin ihsanıyla (Asillik, ululuk sahibinin
vermesiyle) olgunlaşır.
Anlayışlarla
dopdolu olan şu duygular (Duyularla algılama, duyumsama)
da burçlara benzer;
Aklın
da anlayış şimşeği (Kapalı bir anlatımı hızlı ve
çevreyi aydınlatan anlayışı sağlamak) candan çakar, duygunun (Duyularla algıladığımızı ne manaya geldiğini) anlayışı
candan gelir, duygudan değil.
Sus,
anlam suyunu mânevi (Ancak duyularla sezilebilen, içsel)
kovayla çek (Bolca içine doldur);
Çünkü
anlam (Bir kelimeden, bir sözden, bir davranış veya
olgudan anlaşılan şey, bunların hatırlattığı düşünce veya nesne, mana),
şu kullanılagelmiş sözlere sığmıyor.
İki-ûç
tercî bir araya geldi;
Can,
daha başlangıcında neşelendi, açıldı-saçıldı;
Fakat
kaçacağından korkuyorum;
Tez
(Çabuk) bağla-sar onları.
O
şarabı (Tanrı şarabı) sun, çünkü kavgada gam (Tasa, kaygı, üzüntü), iyiden-iyiye sarıldı cana;
Sun
o şarabı;
Çünkü
o kızıl şaraptan başka bir derman (Güç, takat, mecal)
yok sevdaya.
Kolum-kanadım,
düğümler içinde kaldı büyü yüzünden;
lâ'l
(Kırmızı renkli) şarabı sun da kanadımdan çöz
düğümleri.
Dönen
gökyüzü gibiyim;
Canım
da güneş;
Pılı-pırtıyla
dolu bir gemiyim, ayağım deniz benim.
Yüzlerce
lütuflarla (Önemli, sayılan biri olduğundan iyilik,
yardım etmek için) arıyor-soruyorsun, yüzlerce gizli sözlerle,
işaretlerle çağırıyorsun beni;
Her
solukta, a geri kalmış, beri gel diye kulağımı çekiyorsun benim.
Hiçbir
kuş görmedim ki kalksın da kanatsız uçsun;
Hiçbir
gemi görmedik ki tutsun da deniz olmadan yürüsün.
Ne
de görülmemiş sanatın var;
Ne
de erilmez (Ulaşılmaz) yücelikte bir şanın var;
Yokluk
denizinde, her yandan görülür bir sırça düzersin (Meydana
getirir gösterirsin).
***
DİVAN-I
KEBİR 5 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR
BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler
öğrendik;
1.
Allah’ın
su ve ateş burcuna bağışlarıyla gökyüzünden yeryüzüne tesir ederek insanlarda
değişik duygu, düşünüş ve davranışlarla etki oluşturduğunu öğrendik.
2.
Burçların
çeşitli duygu ve bunun oluşturduğu anlayışlara sebep olduğunu öğrendik.
3.
Burçların tesirinden çok daha etkin ve farklı
candan akla gelen duyguyu oluşturan anlayış olduğunu, bu anlayışın kişiyi olgunlaştırdığını
öğrendik.
4.
Candan
gelen anlayışın anlam yüklü olduğunu, anlamın değerini herkesin bilmediğini öğrendik.
5.
Tanrı
sanatına Mevlana Hazretlerinin hayranlığından sarhoş olduğunu, daha da sarhoş
olması için sanatın inceliklerinin kendisine gösterildiğini öğrendik.
*
İşte
böyle yaren;
Doğuştan ister aşağı, ister yukarı özellikler
verilse de bunların üstüne çıkıp üstün olgun olmak
gerektiğini bunun da kaynağının can olduğunu,
canımızı madde dışına çıkarak ruh ve iç âlemimizi
iyi tanıyarak yararlanmamız gerektiğini Mevlana Hazretlerinden öğrendik,
anladık.
*
RAVLİ