1 Ağustos 2019 Perşembe

DİVAN-I KEBİR 5. CİLT 5840 İNCİ BEYİT


(Mevlana Hazretleri aşkı anlatıyor)

5840. Yeryüzü burcuna (Güzel olmak, örtülerden sıyrılmak, yükselerek görünür olmak için) yardımlar gelir, su burcuna (Yengeç, akrep, balık burcuna) bağışlar, ateş burcuna (Koç, aslan, yay burcuna) hararetler;
Hepsi de bir vericinin ihsanıyla (Asillik, ululuk sahibinin vermesiyle) olgunlaşır.

Anlayışlarla dopdolu olan şu duygular (Duyularla algılama, duyumsama) da burçlara benzer;

Aklın da anlayış şimşeği (Kapalı bir anlatımı hızlı ve çevreyi aydınlatan anlayışı sağlamak) candan çakar, duygunun (Duyularla algıladığımızı ne manaya geldiğini) anlayışı candan gelir, duygudan değil.

Sus, anlam suyunu mânevi (Ancak duyularla sezilebilen, içsel) kovayla çek (Bolca içine doldur);
Çünkü anlam (Bir kelimeden, bir sözden, bir davranış veya olgudan anlaşılan şey, bunların hatırlattığı düşünce veya nesne, mana), şu kullanılagelmiş sözlere sığmıyor.

İki-ûç tercî bir araya geldi;
Can, daha başlangıcında neşelendi, açıldı-saçıldı;
Fakat kaçacağından korkuyorum;
Tez (Çabuk) bağla-sar onları.

O şarabı (Tanrı şarabı) sun, çünkü kavgada gam (Tasa, kaygı, üzüntü), iyiden-iyiye sarıldı cana;
Sun o şarabı;
Çünkü o kızıl şaraptan başka bir derman (Güç, takat, mecal) yok sevdaya.

Kolum-kanadım, düğümler içinde kaldı büyü yüzünden;
lâ'l (Kırmızı renkli) şarabı sun da kanadımdan çöz düğümleri.

Dönen gökyüzü gibiyim;
Canım da güneş;
Pılı-pırtıyla dolu bir gemiyim, ayağım deniz benim.

Yüzlerce lütuflarla (Önemli, sayılan biri olduğundan iyilik, yardım etmek için) arıyor-soruyorsun, yüzlerce gizli sözlerle, işaretlerle çağırıyorsun beni;
Her solukta, a geri kalmış, beri gel diye kulağımı çekiyorsun benim.

Hiçbir kuş görmedim ki kalksın da kanatsız uçsun;
Hiçbir gemi görmedik ki tutsun da deniz olmadan yürüsün.

Ne de görülmemiş sanatın var;
Ne de erilmez (Ulaşılmaz) yücelikte bir şanın var;
Yokluk denizinde, her yandan görülür bir sırça düzersin (Meydana getirir gösterirsin).
                         ***
DİVAN-I KEBİR 5 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
                        ***
Neler öğrendik;
1.    Allah’ın su ve ateş burcuna bağışlarıyla gökyüzünden yeryüzüne tesir ederek insanlarda değişik duygu, düşünüş ve davranışlarla etki oluşturduğunu öğrendik.
2.    Burçların çeşitli duygu ve bunun oluşturduğu anlayışlara sebep olduğunu öğrendik.
3.     Burçların tesirinden çok daha etkin ve farklı candan akla gelen duyguyu oluşturan anlayış olduğunu,  bu anlayışın kişiyi olgunlaştırdığını öğrendik.
4.    Candan gelen anlayışın anlam yüklü olduğunu, anlamın değerini herkesin bilmediğini öğrendik.
5.    Tanrı sanatına Mevlana Hazretlerinin hayranlığından sarhoş olduğunu, daha da sarhoş olması için sanatın inceliklerinin kendisine gösterildiğini öğrendik.
                    *
İşte böyle yaren;
 Doğuştan ister aşağı, ister yukarı özellikler verilse de bunların üstüne çıkıp üstün olgun olmak gerektiğini bunun da kaynağının can olduğunu, canımızı madde dışına çıkarak ruh ve iç âlemimizi iyi tanıyarak yararlanmamız gerektiğini Mevlana Hazretlerinden öğrendik, anladık.
                     *
RAV

Popüler Yayınlar