15 Ağustos 2019 Perşembe

DİVAN-I KEBİR 5. CİLT 5970 İNCİ BEYİT


(Mevlana Hazretleri aşkı anlatıyor)

 5970.  Ne Cebrail’im (Allah’ın emrini getiren değilim) ben, ne casusum (Gizli bir amaç için çalışan değilim);
Ap-arı (Çok temiz) Tanrı'nın sırlarından (Her aklın erişemeyeceği, açıklanmayan, çözülemeyen gizemin) bir sırrım (Gizem);
Salıver beni, sen söyleninceye dek uçup gideyim ben.

Şaraptan bir yeldir (Rüzgâr), kopmada (Hızlıca yol almada);
Zaten şarap, havalandırır adamı;
Hele beni darmadağın (Çok dağınık ve karışık), eden bu çeşit şarap olursa...

Dünyadaki bütün zahitlere (Dinin emrettiğini yapan, yasaklarından uzak duran kişilere), bu şaraptan (Tanrı şarabından) bir koku düşse ne yıkıntılar meydana gelir, ne diyeyim ki;
Bilmiyorum ki ben.

Benim de adım mı okunur?
Bırak beni;
Şu sarhoşların nefeslerinden taşa, mermere bir koku salınsa taşla mermer söze gelir de ben abıhayatım (Ölümsüz oldum) demeye koyulur.  

Bedenim, bir bekâr odası (Özgür) kesildi;
Sarhoşların (Allah dostları) hepsi de orda toplamış;
Gönlüm de acaba ben de onlardan mıyım, yoksa onlar, ben mi diye şaşırıp kalmış.

İster onların cinsinden olayım, ister onlardan ayn....
Hiçbir şey bilmiyorum, ancak şunu biliyorum ki güller, fesleğenler içindeyim ben.

Sevgili, sen benden uzak oldukça böylesine cansın-cansız döner-dururum;
Mademki sen döndürmeye başladın beni;
Çevrende dönüp duruyorum ben de.

Buluşma bahçesi gibi kokum güzel;
Arı-duru su gibi ırmakta akıp duruyorum;
Mademki her yanımda lütuf (Önemli kişiden gelen iyilik, yardım) var, ihsan (Bağışlar) var;
Bu lütufla-bu ihsanla dönüp dururum ben de.

Bir hoş iş düştü bana;
Ne de hoş bir iş, ne de güzel bir av;
Güzelim ilkbahar yeli gibi esip durmadayım, dönüp gitmede.

Yüzlerce cana karşılık satmadığım bağı, bahçesi söyle dursun; Meydanında bir top oldum ben, bu meydanda yuvarlanıp durmadayım.
                         ***
DİVAN-I KEBİR 5 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
                        ***
Neler öğrendik;
1.    Mevlana Hazretlerinin ne Allah’tan söz getiren ne de gizlice dinleyip gözetlediklerini bize anlatan biri ve nede gizli bir iş yapan olmadığını öğrendik.
2.    Mevlana Hazretlerinin Tanrı şarabının verdiği sarhoşlukla sarhoş olan biri olduğunu öğrendik.
3.    Mümin kulun cennette sunulan insan eli değmemiş cennet şarabının dünyada da sunulduğunu bilse, kokusunun bile koklasa bu deneyimle sarhoş olup yere yıkıldığını görüp yaşayacağını öğrendik.
4.    Sarhoş Allah dostunun nefesinin taş, mermer gibi katı kişilere dokunsa bile büyük değişikler meydana getireceğini öğrendik.
5.    Mevlana Hazretlerinin ne o topluluktan, ne bu kişilerden kendini bağımsız gördüğünü, güzellikler-çiçekler içinde  olduğunu öğrendik.
6.    Mevlana Hazretleri Şems Hazretlerinin canlı cansız dönüp durduğunu öğrendik.
7.    Allah’ın iyilikleri, bağışları ile tertemiz su gibi kıyamete kadar akacak bir ırmak gibi olduğunu öğrendik.
8.    Güzel kokular salan bahçe gibi kokular saçarak esmeye kıyamete kadar devam edeceğini öğrendik.
                    *
İşte böyle yaren;
 Mevlana Hazretlerinin kolayca tanımlanacak, duruşu ve durduğu yer tarif edilebilecek biri olmadığını,  aşk nereye yuvarlarsa oraya yuvarlayacağını öğrendik, anladık.
                     *
RAV

Popüler Yayınlar