(Mevlana Hazretleri aşkı
anlatıyor)
6020. Beni sel kapmış, dereyi arar bir hâle
getirmiş;
Fakat
bilmiyorum bu seli, bilmiyorum
şu dereyi.
Çocuk
gibi köyde, pazarda kaybolmuş-gitmişim;
Bilmiyorum
bu köyü, bilmiyorum bu pazarı.
Bir
esirgeyici, kötü sözlüler, kötü sözler söylüyorlar sana diyor; Bilmiyorum, bilmiyorum
iyi söyleyeni de, kötü söyleyeni de.
Yeryüzü
kadına benziyor, gökyüzü de kocasına;
Yeryüzü,
kedi gibi yavrusunu yiyor;
Fakat
bilmiyorum, bilmiyorum
bu karıyı da, bu kocayı da.
O
gayb âleminin güzeli bana, gözün bakışını da bilmiyorum,
kaşın işaretini de bilmiyorum diye kaşıyla
işaretler etmede.
Ben
Yâkub'um (Seven babayım), oysa Yûsuf (Sevdiğim güzel oğlum);
Gözüm,
onun kokusuyla aydın;
Bilmiyorum,
bilmiyorum bu kokunun aslını, fakat gözlerim
onunla ışıklanıyor.
Dünya,
yüzünü ekşitse bile benim yüzüme karşı Ay gibi güler durur; çünkü ben, o Ay
yüzlü beyden başkasını bilmiyorum, bilmiyorum.
Her
solukta, kudret elinden, kudret kolundan oklar uçmada;
Fakat
bilmiyorum o eli ben, bilmiyorum
o kolu ben.
Öyle
bir mutfağa düştüm ki can da kavruldu-gitti, gönül de;
Artık
ben, şu kokmuş yemeği bilmiyorum, bilmiyorum.
Bir
ekmekçi dükkânı isterim ki değirmi (Yuvarlak)
ekmeği, Ay değirmisine (Yuvarlağına) benzesin;
Bilmiyorum,
şu ekmeği, şu teraziyi, bilmiyorum.
***
DİVAN-I
KEBİR 5 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR
BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler
öğrendik;
1. Mevlana Hazretleri Yusuf peygamberinin oğlu Yusuf
peygamberi sevdiği gibi Şems Hazretlerini sevdiğini öğrendik.
2. Mevlana Hazretlerinin bu aşka neden, nasıl, hangi etki
ile düştüğünü, bu aşkın şu an ve gelecekte başına neler getireceğini
bilmediğini, anlamaya çalıştığını öğrendik.
*
İşte
böyle yaren;
Aşkın
insanı manevi sarhoşluk içine soktuğunu, bu sarhoşlukta hakikatlerin
gösterildiğini, olmuş ve olacak olaylardan haberdar edileceğini, aşk yaşayan
insanın başına ne gelirse gelsin daha önce haberi olarak şaşırıp suçlamalara
girmeyeceğini, kader yazgısını bilerek, Allah hükmünün olmasını gönül
rahatlığıyla kabul edeceğini öğrendik, anladık.
*
RAVLİ