(Mevlana Hazretleri aşkı
anlatıyor)
6010. Halkın padişahlığı masaldan ibaret;
İri
taneli inci, nasıl padişah katında bayağıysa öylesine bayağı;
O
ölümsüz padişahtan başka bir padişahlar padişahı (Şems Hazretlerinden
başka birini) bilmiyorum ki.
Ne
de sonsuz bir güneşsin ki zerrelerin hepsi de söz söylemede;
Sen,
Tanrı'nın zatının ışığı mısın, yoksa Tanrı mısın?
Bilmiyorum
ki.
Binlerce
Yâkub'un canı, bu güzellik yüzünden yanıp duruyor;
A
güzeller Yûsuf u, neden bu kuyudasın sen?
Bilmiyorum
ki?
Sus,
şu sözü çiğneyip duruş yüzünden boyuna renkten renge gark olmadasın;
Bir
soluk hay (Ey) diyorsun, bir soluk huy (Alışkanlık), bir soluk da ah ediyorsun (Acı ile içini çekiyorsun);
Neden
bu?
Bilmiyorum
ki.
Sustum;
O
yuttuğum afyonun yüzünden sarhoşum (Gerçeği göremeyecek
kadar kendimde değilim);
Hem
de öylesine sarhoşum ki kendimden geçişle (Coşkuya
kapılarak duygulanarak) sarhoşluğu, ayıklıktan (Sarhoşluğun
geçmiş olduğunu) ayırt edemiyorum ben.
Bilmiyorum,
bu dokuz kat göğü bilmiyorum ben;
Bu
büyücü ressamı bilmiyorum ben.
Bana
her yana gitme diyorsun;
Ustasın,
bu yana gel.
Bilmiyorum,
bilmiyorum o mekânsızlık yanını (Can ve kalbini Allah’a
feda edenlerin, ulaşabileceği makamı) ben.
Boyuna
yakama yapışır, boyuna darmadağın eder beni;
Bilmiyorum,
bilmiyorum şu huyu kötü güzel huyluyu.
Müziği
âdet edinmiş, sanat edinmiş bir canım var;
Müziksiz
rahat edemiyor;
Bilmiyorum,
bilmiyorum şu müzik arayan canı.
Bir
aslan görüyorum ki dünya, önünde ceylân sürüsü;
Fakat
bilmiyorum bu aslanı, bilmiyorum şu ceylânı.
***
DİVAN-I
KEBİR 5 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR
BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler
öğrendik;
1. Mevlana Hazretlerinin manevi sarhoşluk içinde
sersemlediğini, bu sersemlikle Şems Hazretlerini aradığını öğrendik.
*
İşte
böyle yaren;
Mevlana Hazretleri Şems Hazretlerini
tanımlayamadığını, yaşadıklarının güzelliklerin gerçek olup olmadığından emin
olamadığını öğrendik, anladık.
*
RAVLİ