(Mevlana Hazretleri aşkı
anlatıyor)
5900. Evvelsi gün, gönüle ait bir şeyler
söylüyor, kırık-dökük sözler ediyordum;
Düşünce
kadehi daraldı, ben de küçücük bir şişe gibi onu kırıverdim.
Bu
tufanda, koskoca gemiler bile tahta-tahta kırılır, ayrılırken benim kayığım da
nedir ki?
Zaten
elsiz-ayaksızın biriyim ben.
Şu
gemi, dalgadan kırıldı, dağıldı;
Ne
güzellik kaldı, ne çirkinlik;
Kendimden
geçtim, tezce bir tahtaya yapıştım.
Ne
yüceyim, ne aşağılık;
Fakat
şu söz, aşağı çıktı işte;
Çünkü
gâh bu dalgayla yüceler yücesine çıkmadayım;
Gâh
da yücelerden çok aşağılara inmedeyim.
Yok,
muyum, var mıyım?
Ne
bileyim ben?
Ancak
şu kadar biliyorum ki varsam yoğum a benim canım, fakat yoksam o vakit varım.
Tekrar
dirilmede ne şüphem var;
Şu
mahşerde yüzlerce defa düşünce gibi ağlayıp inleyerek öldüm, gene düşünce gibi
canlanıp dirildim.
Şu
ovadaki avcı, beni avlayıncıyadek elinden kan kesildi ciğerim;
Av
olmama nasıl sevinmeyeyim?
Beni
avladı da kurtuldum-gitti.
Düşünce,
bir orman sanki,
Bir
orman ki yüzlerce kurt var orda;
Fakat
ben, ne diye düşünmeyi iş edineyim kendime?
Düşünceyi
verenin yüzünden sarhoşum ben.
Nerden
kopup kesildiysem (Bulunduğum yerden ayrıldıysam)
önce oraya düşmüştüm ben;
Nereye
bir fak (Tuzak) kurdumsa sonunda o faka tutuldum
ben.
Bir
saman çöpüne müşteri çıkan kişinin ham hayaline gülerler doğrusu; bir de iş
gördüm diye kibrinden bıyık buruyor.
***
DİVAN-I
KEBİR 5 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR
BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler
öğrendik;
1.
Mevlana
Hazretleri düşünce dalgalanmasına kapılması ile bütünlüğünü kaybettiğini, bu
çetin dalgaların arasında aşk tahtasına tutunarak
kurtuluş yolunu bulduğunu öğrendik.
2.
Aşk
dalgalanmasının yukarı götürdüğü gibi aşağı da götürerek kişiyi değişik
seviyeleri dolaştırdığını öğrendik.
3.
Mevlana
Hazretleri aşka av olunca birçok düşüncenin oluşturduğu baskılardan kendini
kurtardığını öğrendik.
4.
Eski
bağlardan kolayca ayrılıp kurtulmanın kolay olmadığını, kurtulduk desek bile
fazla ileriye gidilemediğimizi öğrendik.
*
İşte
böyle yaren;
Tatsız, yavan işleri önemseyip yapmaya
kalkışan kişiye halkın güleceğini, halkın gülümsemesine de ne iyi iş yaptım
diye gururlanacağını öğrendik, anladık.
*
RAVLİ