12 Aralık 2018 Çarşamba

DİVAN-I KEBİR 5. CİLT 3390 İNCİ BEYİT


(Mevlana Hazretleri Şems Hazretlerini olan aşkı anlatıyor)

3390. Derviş, dünden kurtulmuştur;
Geceden-gündüzden başka bir dünü (Geçmişi) vardır, onun.

Can gibi susarak konuşuyoruz;
Bir başka susana hayran olmuş gitmişiz.

Ziyan (Zarar) ediyorsun dedin;
Tut ki ediyorum, sana ne?

Sen mülhitsin (Doğru yoldan çıkmış-dinsiz imansızsın) dedin, öyle say.

Aslan (Gürbüz, cesur ve yiğit kişi) değilsin, tilkisin (Çok kurnaz) dedin;
Tut ki (Varsay ki) bütün köpeklerin de en aşağısıyız biz.

Gönülden haberin yok dedin;
A canımın-gönlümün eşi-dostu, dil say beni.

O kızıl saçlarda öylesine bir nur var ki gözden (Bakış-görüşten) de üstün, vehimden de ( Bir konuda kötü ihtimalleri akla getirip tasalanmadan da), candan da (Varlığın özünden de).

Kendini kapıya dikmek istiyorsan (Bu kapıdan içeri girmek istiyorsan) kalk, nefis perdesini yırt.

O lâtif (Yumuşak, hoş, ince ve güzel olan) can, kaşlı, gözlü, esmer benizli bir şekil (İnsan) oldu.

Neliksiz, niteliksiz (Tarifi yapılamayan) Tanrı, Mustafa Peygamber'in şeklinde göründü.

Onun şekli, şekilsizlik (Belli bir biçimi olmaması);
Onun nergis gözleri, tıpkı Mahşer günü (Kıyamet günü dirilenlerin toplandıkları yerdeki gün).
                     ***
DİVAN-I KEBİR 5 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
                        ***
Neler öğrendik;
1.    Dervişin yaşayan diğer insanlardan farklı zamanı yaşadığını, Allah’ın ruhları yaratıp bir araya topladığı ve hitap ettiği “Ben sizin Rabbiniz değil miyim?” sorusunu sorduğu zamanı yaşadığını öğrendik.
2.    Mevlevilikte belli bir aşamadan sonra dile, ağza, kulağa, sese, kelimeye ihtiyaç duyulmadan başkası ile konuşulduğunu, söylemek istediğinin duyulduğunu öğrendik.
3.    Mevlana Hazretlerinin kıyas edilecek ve tanımlanacak özelliklerden farklı özelliklerinin olduğunu, başkalarının benzetmesini ve tanımlamasını önemsemediğini öğrendik.
4.    İnsanın çok üstün özelliklerle yaratıldığını fakat perdeler konarak hakikat gösterilmeyip zararsız olması sağlandığını öğrendik.
5.    Nefsin, hakikati olduğu gibi görmemize perdeler koyarak doğru diyeceğimiz sanılarla engel olduğunu, bu perdeleri yırtmamız gerektiğini öğrendik.
6.    Allah’ın bazen peygamber, bazen Şems Hazretleri kılığına girerek kendini arayan âşıklara gösterdiğini öğrendik.
                     *
İşte böyle yaren;
Allah’ın tanımlanacak bir şekil ve ölçü olmadığını, ancak dilerse her şekle girip kendini gösterebileceğini, sadece ahrette değil bu dünyada da kendini gösterdiğini öğrendik, anladık.
                   *
RAV

Popüler Yayınlar