30 Kasım 2015 Pazartesi

DİVAN-I KEBİR 2 CİLT 1240 İNCİ BEYİT

1240. A köpeğe benzeyen nefis (Bedenin hissi istekleri), niceye bir diş bileyip (Kötülük yapmak, hıncını almak için fırsat bekleyip) duracaksın?

Başkalarının ululanmasından (Büyüklenmesinden, kibirlenmesinden) inciniyorsun (Üzüntü duyuyorsun, güceniyorsun, kırılıyorsun) amma sende yüzlerce kat fazla ululanma var.

Ağlıyorsun, zehirle dopdolusun (Büyük acılarla, acı, keder, sıkıntılarla dolusun), halka bu kahrın (Ezmek, üzmek, perişan etmek) ne?

Pişmiş kebap olmuş kelle gibi sırıtıyorsun (Dişlerini göstererek aptallık, şaşkınlık, kurnazlık veya alay belirtir biçimde gülüyorsun) da gülüyorum diyorsun.

Ben soflar (Bir çeşit sertçe, ince yünlü kumaş) giyinmiş bir sûfiyim (Kendini Tanrı’ya adamış kimseyim), iyilikleri buyuran bir adamım diyorsun;
Zindanda bulunan kişi, nasıl olur da şahnelik (Polislik, bekçilik) eder?

Mazursun (Özürlüsün, bahane buluyorsun), yalnız kendini görüyorsun, kendi kendini sıkıp üzülüyorsun, sonra da hüner sahibi olgun kişiler gibi başkalarını mazur (Özürlü) görmeye kalkışıyor, onların özürlerini dilemeye girişiyorsun.

Kur’an’ı kendi bilgine, kendi haline göre tevil ediyorsun (Söze ayrı mana vermeye kalkışıyorsun) da tutuyorsun, halk içinde örse vurur gibi Kur’ana vuruyorsun (Sözü Kur’ana bağlıyor, ilişkilendiriyorsun).

Yola (Allah dostlarına) toprak kesilirsen (Ölü durumuna gelirsen) abıhayatı bulursun;
Fakat ululanır (Büyüklenmek, kibirlenmek), kendini büyük görürsen bağlarla bağlanır da ateşlere atılırsın.

Şu geçitten geç, Tebrizli Tanrı Şems’inden başkasına, o şekerler gibi tatlı dosttan gayrisine kapıyı kapa.

Birlikte mekânsız (Herkesin girmesinin yasak olduğu yere girmek için uygun) bir hale gel, yokluğun ta (Dünyada görünür olmadan önceki tasarım yerinde) kendisinde yer edin, ikilik fikrini taşıyan her başı kes, as puta tapanın boynuna.

Bu kutsi dudu kuşunu (Güçlü, saygı uyandıran, uyandırıcı sözlerin), kanatları belirmeden (Sende belirmesinden önce), varlık kafesinde (Vücudunda), şükrane olarak (Yapılan iyiliğin farkında olan, bilen kişi olarak) şekerle besle (Kendini tatlı ile ödüllendir).

Ezel sarhoşu (Var oluşun başlangıcına gidip gördüklerinden hayranlığından kendinden geçmiş) oldun mu ebed kılıcını (Sonu olmayan zamana kadar gücü ve yetkiyi) al, bir Hintliye (Çirkin vücuda) benzeyen varlığı Türkçesine (Türk akıncısı gibi) yağmaya koyul (Elde etmeye başla).
                          ***   
DİVAN-I KEBİR 2 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul REMZİ KİTABEVİ 93
                            ***
Neler öğrendik;
1.    Kişi kendini bilmek ve tanımak yerine kendini görürse, yani ben iyiyim, ben doğruyum, ben bilgiliyim, ben başkalarından üstünüm derse ve böyle davranırsa nefsinin etkisinde olacağını, yanlış yapacağını öğrendik.
2.    Kur’anı kerimi anlayıp yaşantımıza katmak yerine kendi anlayış ve çıkarımıza delil olarak kullanmanın yanlış olduğunu öğrendik.
3.    Doğru kimseden eğitim almayanın, onun yüzüne karşı eleştirilerini almayan ve kabul etmeyen kişinin kendi değer yargılarına göre kendini doğru ve haklı görüp üstünlük taslayacağını, böylece ruh hastalığına yakalanacağını öğrendik.
4.    Tatlı bir kişi olmak için Şems Hazretlerinin öğretisinin yeterli olacağını öğrendik.
5.    Şems Hazretlerinin istediği uygunluğa gelenlere görünmeyen âlemi gösterip öğrettiğini öğrendik.
                             *
İşte böyle yaren;
Mevlana Hazretleri Şems Hazretlerinin öğretisine hiç kaygı ve kuşku duymadan, tereddüt etmeden katılmamız gerektiğini bize öğütlediğini öğrendik, anladık.

Şems Hazretlerinin söylediklerini anlamamız için önce Mevlana Hazretlerinin söylediklerini anlamamız ve bu anlayış için Mevlana Hazretlerinin bizi yetiştirmesi gerektiğini öğrendik, anladık.
                               *

RAVLİ

Popüler Yayınlar