18 Kasım 2015 Çarşamba

DİVAN-I KEBİR 2 CİLT 1130 İNCİ BEYİT

1130. Bu gönül deriye benzer, gamsa (Güvensiz, kötü bir şey olacakmış düşüncesiyle beklemenin, istemediğimiz bir şeyin olacakmış gibi bizi tedirgin etmesinin, gerginlik oluşturduğu durum),   âdeta ateştir;
Bu deri, o ateşin tesiriyle deriden yapılmış sofra gibi bumburuşuk (Çok, iyice buruşmuş olan) bir hale gelir.

Gönül gözün gam yüzünden toprakla dolarsa nerden Tebriz’i bulacaksın, nerden Şemseddin’in tapısına ereceksin (Onun yaşam alanına kabul edileceksin)?

Gece perdesinin ardındaki şu Zencicikleri bir seyret, bu gece, Zenciciklerle can işretine dal.

Halkın hepsi de uyumuş, âşıklar açılıp saçılmışlar, birbirlerine sır söylemeye koyulmuşlar;
Aşk olsun, ne de güzel, ne de hoş bir yol yordam (Uygun bir davranış biçimi).

Dostlar coşup köpürmüş, candan gönülden yanıp yakılmış hepsi;
O nikâh parası olmayan, o bedava kendini gösteren dilbere karşı gönüllerini de, gözlerini de açmışlar, dalıp gitmişler o güzelliğe.

Senin aşkın bana râm olalı (Buyruğuma gireli) bu aşk haram oldu bana;
Senin saçların bana tuzak kesileli geceler mesken oldu bana.

Gece Zencisi sarhoş oldu, her şey şarap kesildi, şarap kadehi;
Her varlığın gözündeki sarhoşluğu artık o Zencinin gözünden seyret.

O dolap, su gelmez de dönmezse durur mu durur;
Fakat neden durdurduğunu ne bilsin dolap.

O yoksul döner durur, ne sevgilisi vardır, ne kini, Ferhad’ın dağ delmesi, Şirin’e kavuşmaktan başka ne içindir ki?

Padişah, o esrar-keş Hinliye, o şuhluğun, o nazın-edanın aslına, mayasına, o Zenci padişahlar padişahına birbirine girmiş, karışmış bir bölük asker ulaştırıyor (O kıvrım-kıvrım saçlar, yanağındaki bene sarkıyor).
                          ***   
DİVAN-I KEBİR 2 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul REMZİ KİTABEVİ 93
                             ***
Neler öğrendik;
1.    Doğru bir yere, doğru bir kişiye inanıp bağlanmayanların korkulardan, kuşkulardan kurtulduklarını, güven içinde olarak yaşam süreceklerini öğrendik.
2.    Kendini doğru kişiye sevgiyle bağlamayanların korku ve endişe içinde güzel insanları ve güzellikleri göremeyeceğini öğrendik.
3.    Her ne halde ve durumda olursak olalım bizi Allah’a ulaştıracak, ruhumuza Allah’ı sevdirecek, Allah nuru saçacak kişileri bulmamız ve onların buyruklarına boyun eğmemiz gerektiğini öğrendik, anladık.
                             *
İşte böyle yaren;
Özgürlük adı altında kendilerini korku ve kuşkulara kaptıranların Tanrı erinin buyruğuna girmeyeceklerini, güzel ve doğru kişiden yardım ve destek alamayacaklarını, mutsuz ve doyumsuz bir yaşam sürmeye kendilerini mahkûm edeceklerini öğrendik, anladık.

Yaşamımızın büyük bir kısmını sevdiğimize ulaşmak ve kavuşmak istediğimizden sevdiğimizi doğru seçmemiz, hizmet yoluyla yaklaşmamız ve her ne olursa olsun bağımızı koparmamamız gerektiğini öğrendik, anladık.
                               *

RAVLİ

Popüler Yayınlar