1220. İster yücelerde ol, ister aşağılarda, varlığı
(Önemli, yararlı, değerli olmayı), sarhoşluğu (Allah’ı ve dostlarını
çok sevmekten oluşan mutluluğu) dile (Arzu et,
iste);
Bu baht (Gelecekteki
olayları kaçınılmaz bir biçimde belirleyen ilahi iradenin insan ve toplum için
çizdiği yaşayış biçimi) ne yücelere vakfedilmiştir (Verilmiştir), ne aşağılara.
Sus, bu hisse (Pay),
şu kıssaya (Ders alınması gereken anlatıya)
sığmaz;
Yürü, gözünü yücelere dik, onun (Allah’ın) Ay gibi yüzünü seyret.
Varlık yurdunu (Önemli,
değerli, yararlı yeri) zevkten (Düşünülmesinden,
elde edilmesinden oluşan hoş duygudan) başka bir şey bilme ey can;
Bu tatlı nükteyi (Herkesin
anlayamayacağı ince manayı) canında sakla ey can.
Çünkü arazı (Var olması için
bir şeye muhtaç olan) da, cevheri (Başkasına
muhtaç olmadan kendiliğinden var olan) de zevk meydana getirir;
Babayla ananın zevki bu dünyaya konuk etti seni ey can.
Nerde bir zevk varsa orada iki kişi vardır, gelip
birleşirler;
O iki bedenin birleşmesinden bir zevktir, meydana
gelir ey can.
Her duygu, bir duyulana çifttir, onunla
birleşmiştir;
Her akıl, bir akıllıya eştir, onun üstüne titrer
durur ey can.
Ey duygu (Kendine özgü bir
ruhsal hareket ve hareketlilik meydana getiren kuvvet), seni duygu
olarak yaratana eş olur (Allah’ın duygusu ile kendi
duygunu eşleştirirsen) da başkalarından kesilirsen sultan olursun ey can.
Halktan gelen zevk (Düşünülmesinden,
elde edilmesinden oluşan hoş duygudan), beden varlığını meydana (Vücudumuzu önemli, yararlı, değerli duruma) getirir;
*Hak’tan gelen zevkse gönlü, canı meydana getirir ey can.
Nerde o göz ki görsün;
Her yana perdeler salınmış;
Her zerre, gizlice eşiyle birleşmiş ey can.
Âşık da güzelle birleşip kaynaşmış, zahit de;
Zevkten varlık âlemine de sığmıyor, mekân âlemine de
ey can.
***
DİVAN-I
KEBİR 2 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul
REMZİ KİTABEVİ 93
***
Neler
öğrendik;
1.
Nerede ve ne konumda
olursak olalım Allah’ın kullarına yücelere çıkması için yolu açık tuttuğunu
öğrendik.
2.
Yücelerde her
insanın payı olduğunu, buraya ulaşıp kaderimizi ilahi iradenin değiştirmesi
için uğraşı vermemiz gerektiğini öğrendik.
3.
Aşağılarda
göreceklerimizin başka, yücelerde göreceklerimizin farklı olduğunu öğrendik.
4.
Varlığımızın
geçici olmayan zevke ulaştırmamız, eminlik yurdunda yer edinmemiz gerektiğini
öğrendik.
5.
Zevkin tek
kişinin kendi kendine oluşmasından olmadığını, iki kişinin birleşmesinden,
birlik olmasından, değerlerini ortak oluşturmalarından meydana geldiğini
öğrendik.
6.
Zevkin olduğu
yerde iki kişi olduğunu, iki kişinin birleşmesinden zevkin meydana geldiğini
öğrendik.
7.
Duygumuzun da
ikinci tarafı olduğunu, onu bulup birleştirmemiz gerektiğini öğrendik.
8.
Canın canı,
kişinin başka bir kişiyi aradığını, aklın başka bir akıllıyı aradığını, en iyi arayışın yaratanı aramak olduğunu öğrendik.
*
İşte
böyle yaren;
Yanlış
seçenekleri tercih etmemizin ve ona bağlanıp sahiplenmemizin, sonra da onun savunucusu
olmamızın görüş ve düşüncelerimize perde oluşturduğunu, ansal körlük (Gerçeklerle yüz yüze gelmeye karşı gösterilen direnç) ve
sağırlık (Duyduğunu değerlendirmeden yok saymak)
oluşturduğunu öğrendik, anladık.
Allah’ı
sevmenin oluşturduğu hoş duygunun Allah’ın bize hediyesi olduğunu, oluşan bu
zevkin de gönlümüzü ve canımızı meydana getirdiğini öğrendik, anladık.
*
RAVLİ