6 Kasım 2015 Cuma

DİVAN-I KEBİR 2 CİLT 1020 İNCİ BEYİT

1020. Seher yeline sırlarımı söylemek, onu kendime haldaş etmek (Karışık bir sorunun içinden çıkartacak, bir sonuca ulaştıracak arkadaş) isterim amma en ulu bir sırdaş (Birbirimizin sırlarını bilecek kadar yakın) olmalı bana, onunla dertleşmeliyim, bunu istiyorum asıl (Gerçekten).

İhrama girilen (Kutsal olan) yerin halkasına (Birbirine sevgiyle bağlanmış saygıya değer kişilere) yapışmışım, haremdeyim (Saygıya değer yerdeyim), afetlerden emin olmuşum;

Mührünü basasın diye sızmışım (Otoriteni kabul etmişim, kendimi eminlikle eline teslim etmişim), erimişim, mum haline gelmişim (Kolayca şekil verilecek hale gelmişim), yüzüğündeki nakşı (Sendeki ebedi geçerli olan değerleri) istemekteyim.

A benim canım, benim gönlümde bir başka Ay gizli, bunu iyiden iyiye biliyorum, bu yakıyn (Sağlam bilgi ile kesin edinilmiş ) bilgisine mensubum, fakat onu apaçık görmek, ayn-al yakıyne ermek (Bir şeyi kendi gözüyle görüp niteliklerini, özünü, aslını, esasını görmek) istiyorum.
(Allah’ı baştaki gözümüzle hayalden, sanıdan, vehimden temizlenmiş olarak olduğu gibi görmek istiyorum)

Hırkamı rehin ettim (Sonradan geri almak için başka değerli bir şey elde etmek için kendimde olan değerli bir şeyimi bıraktım), meyhanenin (Tekkenin) çırılçıplak eriyim.

Bütün pılımı-pırtımı (Eski eşyalarımı) satıp yedim, meyhanenin (Tekkenin) konuğuyum ben.

A güzel yüzlü çalgıcı, el çırpa-çırpa söyle, oku, de ki:
Sen münacat (Yakarış) erisin, ben meyhane rindi (Sarhoşu).

Ey beden (Vücut) nakşına (Süsüne) kapılıp bağlanmış kişi, sen beni görmek istiyorsun amma canı görmeye imkân yoktur ki;
Ben de meyhanenin (Tekkenin) canıyım.

Ne yemeye içmeye, silip sömürmeye düşkünüm, ne yemek içmek derdindeyim;
Şu yemekten, içmekten bezmişim ben, meyhane sofrasının başındayım ben.

Ben padişahın hem-demiyim (Sıkı-fıkı, can ciğer arkadaşıyım), gerçekten de Süleyman’ım (Rahatlık, gönül ferahlığı ve sakinlik kaynağıyım) ben;

Tamamıyla iman (İslam dininin bütün hakikatlerini kabul edip gereğini yapan)  kesilmişim ben, meyhanenin (Mevlevi tekkesinin) imanıyım (İnandığı kişiyim) ben.

Şu aşağılık yerde (Dünyada) aşkınla çalıp çağırdım, sarhoşluğa düştüm;
Birisini gördüm de kimsin dedim;
Meyhane padişahıyım dedi.

Nerde olursam olayım, onunla aynı kâseden içiyorum;
Hangi bucakta dönüp dolaşsam mutlaka meyhanede (Tekkede) dönüp dolaşmadayım.
                          ***   
DİVAN-I KEBİR 2 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul REMZİ KİTABEVİ 93
                             ***
Neler öğrendik;
1.    Mevlana Hazretlerinin peygamber efendimiz Hazreti Muhammed gibi Miraçta Allah’ı gördüğü gibi görmek istediğini, bu amaçla her şeyini feda ettiğini öğrendik.
2.    Hazreti peygamberimiz Miraçta Allah’ın nasıl gördüyse Hazreti Mevlana’nın da bu istekte olduğunu öğrendik.
3.    Maddeden kurtulup tamamen mana kesilenlerin her arzusunun yerine geldiğini öğrendik.
                                  *
İşte böyle yaren;
Allah’ta kendini aşk yoluyla, Mevlana Hazretlerinin kılavuzluğuyla yok edenin Allah’tan ayrı olmayacağını, Allah’ın huyuyla huylanacağını, aynı renge boyanacağını, hakikati anlayacağını ve Allah isterse Allah’ı açıkça görebileceğini öğrendik, anladık.
                               *

RAVLİ

Popüler Yayınlar