1050. A sarhoşların canı, gönlü, sözümü iyi tut,
sözümü;
Açıl bana.
Mahrem değilsin (Başkalarına
söylemem) diyorsun, and olsun (Şahit olsun)
Allah’a, mahremim (Gizli olanı söylemem), mahrem
(Gizlerim).
O yıllanmış şarabı doldur kadehe, gel otur kucağıma,
otur, otur ki böyle bir anda uykuda bile olsam uyanır, sıçrar kalkarım ben.
Canın için, başın için ey dost, şimdi sun bize;
Aldatma, yarın doldururum, yarın sunarım demeye
kalkışma.
Senden ne diye el çekeyim?
Vallahi de bırakmam seni, billahi de bırakmam.
Sonucu bıktım artık, vazgeçtim kavgadan-gürültüden
dedirtmeyecek kadar savaşır-dururum seninle.
Şarabın yeliyle beni ateşlere salıp yakmanı isterim;
Kendi suyunla beni toprak gibi alçaltmanı, yerlere
döşemeni dilerim.
Adını söylemediğim dilbere canım feda olsun;
Onu aramadığım günüm varsa kararsın, geceye dönsün.
Yarın o, benim mahalleme çıkar-gelir de ben gönül
kaydında kalırsam bütün şehirde rezil-rüsva (Toplum
içinde utanılacak duruma düşmüş) olayım gitsin.
Dedim ki:
Geldim, aradım seni, fakat evde yoktun;
Yarabbi, böyle bir yalanı, hem de yüzüme karşı nasıl
da söylüyor.
Bir gün, and (Şahit) olsun
Allah’a, gazel söyleye-söyleye can vereceğim, çünkü nice zamandır, zârı-zârı (Sızlanarak, inleyerek) ağlayıp duruyorum, kıla döndüm (İnceldim, zayıfladım) artık.
***
DİVAN-I
KEBİR 2 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul
REMZİ KİTABEVİ 93
***
Neler
öğrendik;
1.
Mevlana Hazretlerine
en gizli davranışlarımızı ve sözlerimizi söylemekte çekinmememiz gerektiğini,
dinleyeceğini, yardım edeceğini, sırrımızı gizleyeceğini öğrendik.
2.
Mevlana
Hazretlerinin kendine bağlananları bırakmayacağını, sarhoş bir hale getirerek
düzelteceğini öğrendik.
*
İşte
böyle yaren;
Mevlana
Hazretlerinin kendisine candan bağlananlardan, sevenlerinden ve sevdiğinden
asla vazgeçmeyeceğini öğrendik, anladık.
*
RAVLİ