1120. (Mevlana Hazretlerinin
Şems Hazretleri ile ilgisini anlatımı)
Gerçeğe baş eğen gerçeksen kutluluk mağarasına git,
Müslüman bir ersen teslim oluş ülkesine var.
A benim canım, can istemişsin, işte buracıktayım ben,
işte buracıkta can;
Sana feda olmayacak canı tut da cehennemin ta dibine
at.
Her an, bir yepyeni İsa’nın doğmasını istiyorsan
senin o gül bahçenden bir yeldir (Rüzgâr), estir
de yolla Meryem’in büründüğü elbiseye.
Yokluk yurdunun varlık yurdu olmasını istiyorsan o,
İmran oğlu Musa’nın gördüğü ateşi sal matem harmanına (Acıların,
üzüntülerin, sıkıntıların bir küme oluşturduğu yere, yani gönlüne),
yansın gitsin.
İki âlimin de aynı kâseden yemesini içmesini, aynı
yola-yordama sahip olmasını istiyorsan o, ben Allah’ım sürmesini çek iki âlemin
de gözüne (Benliğini yok ederek Allah’ta var olmanın
yolunu bul).
A aydın gönüllü çalgıcı, ben susuyorum, fakat sen,
dinleyenleri zîr perdesine (En ince telden çalarak)
doyurdun mu tut, bem perdesinden (En kalın telin)
çalmaya başla.
Sen, gamların, kederlerin düşmanısın, susmak
yaraşmıyor sana;
Her an, gamın (Üzüntünün)
başına bir yeni taş at.
Kazmasız, külünksüz sanki bir ark açılmış gibi can
kaynağından her yoksulun evine bir yol buldu.
Gönül, yüzünü cana döndü de ey âşık, ey dertlere
batmış sevdalı, sevgilinin penceresine yürü, evinde oturup durma dedi.
A sevdalı hoca, a kâr kaydına düşmüş tacir, ovalara
yüz tut, neşe gül bahçesine git, gamlıların gamına dalma.
***
DİVAN-I
KEBİR 2 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul
REMZİ KİTABEVİ 93
***
Neler
öğrendik;
1. Ben-sen demekten vazgeçip kendimizi yok sayıp Allah’ın
varlığında var olmanın yolunu bulmamız gerektiğini öğrendik.
2. Allah’a yol bulmak için onun dostlarını bularak,
hizmet edip yaklaşarak bu yolun inceliklerini öğrenmemiz ve uygulamamız
gerektiğini öğrendik.
*
İşte
böyle yaren;
Kutlu,
mutlu, üzüntülerden uzak olmak için eminlik yurduna ulaşmak istiyorsak;
Önce
Tanrı erine kalbimizi, gönlümüzü teslim etmemiz, âşık olmayı öğrenmemiz, Tanrı
erlerinden öğrenmemiz ve yardım almamız gerektiğini öğrendik, anladık.
*
RAVLİ