1010. O (Şems Hazretleri)
beni coşturup söyletmiyorsa sözü bırakayım, sükût edeyim (Susayım, söz söylemeyeyim);
Çünkü atlı odur, bense onun ayağının altında bir
tozum ancak.
Sen uyumayacaksan otur, ben uyudum;
Sen, kendi hikâyeni söyleyedur, ben hikâyemi
söyledim, bitirdim.
O hikâyeyi bitirdim artık, çünkü öylesine uykum var
ki sarhoşlar gibi her yana sendeliyorum, yıkılıyorum.
İster uyuyayım, ister uyanık olayım, o sevgiliye
susuzum (Çok istiyorum, özlem çekiyorum) ben;
Onun hayalidir yoldaşım-eşim benim.
Ayna gibi o yüze tâbiim (Bağımlıyım);
O yüzdendir ki onun sıfatlarını göstermedeyim, onun
sıfatlarını (Özelliklerini) gizlemedeyim.
O gülünce ben de gülerim, o coşup köpürünce, açılıp
saçılınca ben de coşar-köpürürüm, açılır-saçılırım.
Ötesini sen söyle delip-delip senin ipine dizdiğim
mana incileri, hep senin denizinden çıkan incilerdir.
Kendimden geçmişim amma bundan da daha fazla geçmek
isterim ki gözüne, işte diyeyim, sarhoş dediğin böyle olur, böylesine sarhoşluk
isterim ben.
O güzelim boğazımı tuttu da ne istiyorsun dedi;
İşte dedim, bunu istiyorum.
Ne taç isterim ben, ne taht isterim;
Tapında (İnancımı ve
bağlılığımı göstermek için) yeryüzüne düşüp kapanmayı (Senden başka herkesle ilişkimi kesmek) isterim ancak.
***
DİVAN-I
KEBİR 2 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul
REMZİ KİTABEVİ 93
***
Neler
öğrendik;
1.
Mevlana
Hazretlerinin Şems Hazretlerinin aşk yolundan gönlüne girdiğini, buradan
bizlere sırlar verdiğini öğrendik.
*
İşte
böyle yaren;
İnsana
Allah’ı sevdiren, Allah nuru döken kişiye tutkulu bir sevgiyle bağlanıp hizmet
etmemiz, yüzünü göremezsek bile hayaliyle sevgi ve ilgimizi devam ettirmemiz
gerektiğini öğrendik, anladık.
*
RAVLİ