26 Eylül 2015 Cumartesi

DİVAN-I KEBİR 2 CİLT 630 İNCİ BEYİT

630. Kopuz (Ozanların çaldığı telli Türk çalgısı) huy edinmiştir, mızrap yemedikçe duramaz, dayanamaz;
Çalgıcının ayaklarına yüz sürer, başvurur.

Devletimiz geçim (Anlaşma, uyum) devleti, kahvemiz arştan (İkram göğün en yüksek katından) gelmede, meclise badem helvası dökülüp saçılmış.

“Sana buğz eden  (Gizli düşmanlık eden, nefret eden) yok mu, asıl odur nesli kesilen (Tamamen yok olan, ortadan kalkan)” (Kevser suresi 3.) ayetini okumadan önce işte sana hemencecik tam elli gazel, beşi de caba (Fazlasıyla).

Rab (Sahibimiz, efendimiz olan) saki (İnsan ruhuna Allah nurunu sevgisi veren, saçan) ikbal açıklığı (Gelecekteki olayları kaçınılmaz bir biçimde belirleyen ilahi iradenin insan ve toplum için çizdiği yaşayış biçimini sağlayan, yüksek makama eriştiren) daima onunla, okuyup üfüren, kutluluk;
A korkan, çekinme, ürkme artık.

Ruh, büyük kâseyle içtiği kahvemizden esridi (Coştu, kendinden geçti);
Dünya yemyeşil, kıpkızıl çiçeklerle bezendi.

Sus, mahrem (Bizlere yakın biri) olda rabbani (Rab ile ilgili) mecliste her an, boğazsız, dudaksız, sağraksız (Kapsız,) can şarabını içedur.

Türkistan’ın yağma beyi, zenciler diyarına ordu saldı, saldırdı, aklını başına devşir de hemencecik kendinden geçiş kalesine kaç.

Ne vaktedek Zenci gece, canımızı sıkacak, aklımızı dağıtacak?
Padişahlar padişahı sabah, geldi de kafasına hançer sapladı onun.

Kara gece (Kötülük, uğursuzluk, sıkıntı veren) öküzünü (Bönlüğü, görgüsüzlüğü, kabalığı, anlayışsızlığı, yeteneksizliği), sehere kurban (Aydınlığa tercih) ettiler, müezzin onun için Allahu ekber (Tanrı uluların ulusudur) demede.

Gökyüzü, leğenin altından öylesine bir mum çıkardı (Topraktan yaratılmış insanda aydınlık verecek yeteneği, özelliği gösterdi), getirdi ki utancından gökte bir tek yıldız bile kalmadı (Aydınlığından gökteki yıldızların görünmez hale geldi).
                          ***   
DİVAN-I KEBİR 2 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul REMZİ KİTABEVİ 93
                             ***
Neler öğrendik;
1.    İnsan olarak bizim bir çalgı gibi olduğumuzu, bizi akort edecek, usul ve ritimle vuruşlar yaparak bizden hoş ses çıkartacak, işi bilen Allah dostu kişinin yetiştirmesini istememiz ve beklememiz, ona boyun eğmemiz gerektiğini öğrendik.
2.    Hazreti Mevlana’nın gıdasının en yüksek gökten geldiğini, topluluğunda bulunanlara ikram ettiğini öğrendik.
3.    Şems Hazretlerinin kutluluk, uğurluluk verdiğini, heybetinden, ululuğundan korkmamak ürkmemek gerektiğini öğrendik.
4.    Allah dostları kendine yakın olanların canlarını sarhoş olup kendinden geçen bir kutlu hale getirdiğini öğrendik, anladık.
                               *
İşte böyle yaren;
Sıradan bir insan olmaktan kurtulmak istiyorsan Allah dostlarını sevmemiz ve o topluluğa katılmak için çalışmamız, uğraşı vermemiz gerektiğini öğrendik, anladık.
                               *

RAVLİ

Popüler Yayınlar