500.
Kumlara batıp çöllere düşmek, aslanlara sataşmak, develere binip Arabın
yağmasına uğramak, haccetmek için değer.
Hacı,
bir sevgilinin Lâ’l (Kırmızı taş gibi) dudaklarından lezzet almak ümidiyle o
Karataşı (Hacer-i Esced) öper.
Dostum,
söz parasına artık damga basmaya kalkışma;
İsteği
olan, dileyen kişi, altın madenini görür, bulur elbet.
A
çarşı taciri (Ticaretle uğraşan), Mısır’dan
şeker geldi;
O
şeker gibi tatlı Yusuf (Güzel insan), ansızın
çıka geldi seferden (Yolculuktan).
Ruh
geldi, şarap geldi, kurtuluş macunu (İlacı)
geldi;
Bir
başka şey istiyorsan o başka şey de geldi.
Yakup
meyvesi (Keçiboynuzu-hamup), Eyyup çeşmesi (İçi ve dışı iyi eden su kaynağı insan) pencereden
göründü;
Bakış
çağı geldi işte.
Hızır,
Tanrı keremiyle (Büyüklüğüyle, ululuğuyla, asilliğiyle)
abıhayata (Ölümsüzlüğe) kavuştu;
İşte
bak, Zühre, gazel okuya-okuya Ay burcuna (Yumuşaklığa,
sevgiye, anlaşmaya, dostluğa iyi ahlaka) girdi.
Miraç
eden (Göğe çıkan) padişah geldi;
Gece,
ihtiyaçtan kurtuldu;
Gökyüzü
ona saçmak (Ortalığa dağıtmak) için eteğini
altınla doldurdu da geldi.
Gizlenmiş
olan Musa geldi, yüzlerce kaynak coşup akmaya başladı;
Can
sopaya döndü de (Elle tutulur hale) geldi,
beden, taş kesildi (Çok şaşırıp ne yapacağını, ne
söyleyeceğini bilmez, sesini çıkarama duruma) de geldi.
Bu
işe iş katan, boyuna uğraşıp savaşan adamlar arasına katılıp şu kavgalarla
gürültülerle dolu evde İsa helva yemez, burası eşeklerin ahırı çünkü.
***
DİVAN-I
KEBİR 2 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul
REMZİ KİTABEVİ 93
***
Karataş:
(Aslı bir gök taşı olan ve Kâbe’nin duvarı yanına konmuş
bulunan kara renkli bir taştır ki buna kara taş anlamına “ Hacer-i Esved”
derler.
Hac töreninde Kâbe’nin çevresinde yedi kere dolaşılır, her defasında
bu taşa elle dokunulur, öpülür, kalabalıktan yaklaşmaya imkân yoksa karşıdan
dokunulur gibi elle işaret edilir.
Her dönüş, bu taşla başlar ve orda biter.)
Neler öğrendik;
1. Hak dostunu arayan, bu isteğinde kararlı olanların çok
değerleri içinde barındıran Hak dostunu görebileceğini, bulabileceğini öğrendik.
2. Gökyüzüne ait kişinin dünya nimetlerine bağlanıp
kalmayacağını, gökyüzü nimetlerine ulaşmak için uğraşacağını, bu yolu gösteren,
bu yolu aydınlatan hak dostunu arayıp bulacağını öğrendik.
*
İşte böyle yaren;
Dünya işleriyle uğraşıp savaş verenlerin arasına,
kavgaların gürültülerle dolu bir yerde yücelere ait kişilerin yaşamayacağını öğrendik,
anladık.
*
RAVLİ