22 Eylül 2015 Salı

DİVAN-I KEBİR 2 CİLT 590 İNCİ BEYİT

590. Ten sedefindeki can incisine (Vücut içindeki değerli cana) bak da gör;
Ağırcanlılıktan (Hareketlerin yavaş oluşundan, tembelce davranış biçiminden) bezmiş (Yaşamak ve iş görme isteğini yitirmiş), usanmış (Tekrarlanması veya işin uzun sürmesi yüzünden hoşlanmaz veya sıkılır duruma gelmiş) da parmağını geveleyip (Ağzı içinde evirip çevirip) duruyor.

Can uçup gitti mi bu hapse atılmış inci, zerre (Çok küçük parçacık) gibi aslına ulaşır, çağırsan bile artık sana gelmez.

Bu zindanda (Vücuduna bağlanır) bağı ne kadar kuvvetli olursa o derece kanlara batar, yanar yakılır;
Bütün ömrü kanlar içinde geçer de gene kürkü bulaşmaz, pislenmez.

Babil kuyusuna (Helal büyüyü öğrenme yerine) varıncaya dek hiçbir yerde konaklamaz;
Can, büyücü olmadıkça hiçbir yerde dinlenip esenleşemez.

Ey Tebriz, Şemseddin senin burcundan doğarsa hem Ay gibi bulut altına girer (Dünyadan görülmesi perdelenir), hem Ay’ın aydınlığına aydınlık katar.

Nasılsın, nicesin, nitelik de kim oluyor ki senin kadrini (Kıymetini) bilsin, anlasın.

Nelikten (Birçok şeyden), nitelikten (Başkalarından ayrılan özellikten) münezzeh (Temiz, uzak) olan padişahtan başka kim senin kadrini bilebilir?

A güzelim, âlem seninle aydınlanmıştır, senin ışığınla dolmuştur, fakat senin hakkını yeryüzü bilsin yahut gökyüzü seni anlasın, bu pek uzak bir şey.

Şu mavi perdeyi (Gökyüzünün aslını görmeye engel olan bir engeli) oynatan bir yel (Rüzgâr) var, fakat esip duran hava değil bu, bir yel ki onu ancak Tanrı bilir.

Bilir misin, kim diker gam (Üzüntü) hırkasıyla neşe hırkasını (Mutlu olmaktan doğan ve dışa vurulan sevinç giysisini)?
Bu hırka, kendisini dikenden (İnşa edenden) ne diye ayrı sanır kendisini?

Aynanın gönlünde parlayan ne, bilir misin?
O ne hayaldir (Zihinde tasarlanan, canlandıran ve gerçeklenmesi özlenen şey), ancak gönlü tertemiz kişi (Dünyalık isteklerden vazgeçmiş kişi) bilir onu.
                          ***   
DİVAN-I KEBİR 2 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul REMZİ KİTABEVİ 93
                             ***
Neler öğrendik;
1.    Vücudumuzda değeri ve şekli değişmeyecek olan canımızı tanımamız ve özelliklerini bilmemiz gerektiğini öğrendik.
2.    Canımızın yüce âlemden vücudumuza geldiğini, ölümle de geldiği yere gittiğini öğrendik.
3.    Canını vücuduna bağlamaya çalışanların çok zorluk çekeceklerini, canın bu davranışlardan kirlenmeyeceğini öğrendik.
4.    Helal sihir olan iyi davranış ve tatlı dili öğreninceye kadar canımızın ruhsal ve bedensel sağlıklı ve sıhhatli olamayacağını öğrendik.
5.    Şems Hazretlerinin büyüklüğünü, yüceliğini sıradan bir insanın görüp anlayamayacağını öğrendik.
                               *
İşte böyle yaren;
Bize kime yakınsak, bağlıysak, sevip beğeniyorsak üzüntü veya neşeyi o kişiden aldığımızı öğrendik, anladık.
                               *

RAVLİ

Popüler Yayınlar