560.
Nefis zahit (Dinin emrettiklerini yapan,
yasakladıklarından sakınan) oldu amma gene de düzelmez;
Düzgün,
usûl boy (Bir ilmin veya tekniğin asıl konudan önce öğrenilmesi
gereken esas, başlangıç bilgisini) istiyorsan ancak yeşillikteki o selvi
boyludan iste (Şemsi Tebrizi’den), ondadır usûl
boy.
Senin
saf, tertemiz bir canın var, suretin (Görünüş, biçim)
o candan doğmuştur.
O
tertemiz, o suretten münezzeh (Temiz ve uzak) cana
bak, gör, ne biçim bir bedeni var onun.
Can
aynasına bak da gör, hem suretten münezzeh (Görünüşten
uzak), hem surete (Görünüşe, biçime) bürünmüş;
Her
an yeni bir put yapmada, sanki bir şaman.
Gâh
gönlün yanına akmada, sanki gâh balçık (Dünya)
derdine düşmede;
Hırsından
iki karı almış adama benziyor adeta.
Candan
agâh olmayan (Bilen, bilgili, haberli) padişah
şad (Sevinçli, neşeli) olur mu hiç?
Kıldan
bir kefene bürünmüş ölü, kalkar da nazlanır mı?
O
çeşit kişi deve gibi ağzını oynatır, bir şeyler geveler, çekinir durur, yani
ağzım dolu demek ister;
Fakat
ağızda lokma olmadan tükürdüğünü çiğnemek, beyhude yere çeneyi yorar ancak.
Er
(İşini iyi bilen, yetenekli, yiğit) ol, mecnun (Sevdiğin uğrunda kendini kaybeden) ol, kanlarla dolu
leğene dal (Korkaklık gösterme);
Gâh
erkek, gâh dişi (Kolay işlenen) olma;
Bu
iş insan işi değil, çaylağın (Karışık yerlerde avını
kaybetmeden ustalıkla manevra yapabilen, kısa sürede büyük hızlara
erişebilenlerin) kârı (Kazancıdır).
Onun
ürkmüş, yüzü sararmış Musa’sı gibi (Musa sopasının
yılan olduğunu görünce korkmuştu) çekinip (Allah’ı
görme) dileğinden geçme, derdine tövbe etmeye kalkışma.
Sevgili
(Allah), beni hiç mi hiç göremezsin der amma
aldırış etme, evet, görürsün söyleyinceye kadar dayan.
Nimetlere
daldın da sarhoş oldun mu ne gam kalır, ne tasan;
Sarhoş,
şu gökyüzünün söz söylediğini nerden bilecek, nerden duyacak?
Kaynak
güzel oldu, gönül çekti mi ağzın tatlılaşır;
Fakat
bütün inciler Aden denizindedir (Her Müslüman’ın
giremeyeceği, sadece hak edenlerin girebileceği en yüce 8.Cennet olan Adn
cennetindedir), kaynakta değil.
***
DİVAN-I
KEBİR 2 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul
REMZİ KİTABEVİ 93
***
Neler öğrendik;
1. Şu anda okuduğumuz, gördüğümüz, beğendiğimiz,
yaşamımıza geçirdiğimiz, isteklerimizi dinin isteklerine göre yaptığımız, dinin
yasak ettiklerinden uzak durmamızla yeterli amaca ulaşamayacağımızı, daha da
ilerisine gitmemiz gerektiğini öğrendik.
2. Aradığımız canın Şems Hazretlerinde olduğunu, canı Şems Hazretlerinden istememiz
gerektiğini öğrendik.
3. Şems Hazretlerini candan, canımızdan istemeliyi ki onu
gönül aynasında dünyada yaşadığı gibi canlı, hareketli, etken görebileceğimizi
öğrendik.
4. Aşk yolu ile Allah’a ulaşmak isteyenin doğru kaynağı
bulması gerektiğini, fakat değişmeyen sırların yerini Mevlana Hazretlerinden
öğrenebileceğimi öğrendik.
*
İşte böyle yaren;
Allah’ı görme dileğinden vazgeçmememiz gerektiğini,
yalvararak, ağlayarak ısrarla istememiz gerektiğini öğrendik, anladık.
Allah kulunun bu duasını kabul ederse ona dostlarından
birini sevdirdiğini, sevdirdiği bu kulu vasıtasıyla huzuruna almaya
hazırlattığını öğrendik, anladık.
Şems Hazretlerini candan görmek istememiz, Allah’a
yalvarışta bulunmamız gerektiğini Hazreti Mevlana’nın dilinden öğrendik,
anladık.
*
RAVLİ