620.
Devlerle periler, kılıçlarla kalkanlarla korusalar gene de Tanrı emri gelince
bu tedbir (Önlem), alt-üst olur gider.
(Mu’min suresi 78 ayet: Allah'ın
emri gelince gerçek olarak hükmedilir ve işte buracıkta, boş şeylere uyanlar
ziyan eder gider)
Her
umduğunu elde edebilir misin?
Eline
geçen bazı kere sopa olur, bazı kere iki başlı yılan kesilir.
Dün,
bunun bir çaresini bulmaya çalışmadım, diye dertlenir durursun amma çare sandığın da seni aldatır.
Tut
ki o çareye başvurdun (Bir sonuca varmak, ortadaki
engelleri kaldırmak için tutulması gereken yolu, çıkar yol, çözüm yolu olarak
gördün), ne hâsıl (Olan, ortaya çıkan, görünen)
oldu o sevdadan (Aşırı ve güçlü tutkundan, isteğinden
ne elde ettin)?
Onun
gibi yüzlercesinin peşinde yüz tane daha tuzak (Güç ve
tehlikeli duruma düşürmek için kurulan düzenden, komplodan) belirir.
O
çareye sarıldım durdum da gene mat edemedim (Karşındakini
kötü duruma düşüremedin, bozamadım) dersin;
Görüyorsun
ya, o topal (Yetkisiz ve yeteneksiz önemli bir iş
yapmaya kalkıştığın zaman) çarenin ne faydası oldu?
Kaybedişi
gıda (Besin) edin, ona yakut kesil (Kendini kaybedişle süsle) de o ol;
İşte
sığınak budur, kaçılacak yer burası.
Peygamber’in
sözünden doğru haberi duy;
İnanan
hakkında demiştir ki:
İnanan
kişi, kopuza (Ozanların
çaldığı telli Türk çalgısına) benzer.
O
padişahlar padişahı (Peygamber Efendimiz) geldi,
ne de hoş, ne de güzel.
Dünya
misk (Asya’nın yüksek dağlarında yaşayan bir tür erkek
ceylanın kalın derisi altındaki bir bezden çıkarılan güzel kokulu maddenin)
kokusuyla, amber (Amber balığından çıkarılan güzel
kokulu, kül renginde olanın) kokusuyla doldu.
Mademki
inanan (Allah’a inanan, Allah’ın doğruluğunu,
büyüklüğünü ve gücünü sarsılmaz bir duygu ile benimser) , feryat (Haykırışlar) edip ağlamada kopuzdur;
Kopuz,
kendisine birisi mızrap vurmadıkça nerden feryat edecek?
Büyükler
büyüğü ferah (İç sıkıntısı olmayan, aydın, iç açıcı),
(Tanrı dostu Şem’si Tebrizi) geldi çattı, ulular
ulusu ferah (Kalbimize, gönlümüze bolluk, genişlik)
geldi erişti;
En
devamlı kerem (Büyüklük, ululuk, asillik) geldi,
Ay’ların Ayı (Karanlıklara aydınlık verelerin kaynağı)
geldi.
***
DİVAN-I
KEBİR 2 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul
REMZİ KİTABEVİ 93
***
Neler öğrendik;
1. Allah’a inanan olarak her şeyin Allah’tan geldiğine
inanmamız ve gücümüzün yaptığımız işe yetmez olduğunu kabul ederek yalvarış ve
ağlayışla Allah’tan yardım istememiz gerektiğini öğrendik.
2. Ne söylememiz ne yapmamız Allah’tan gönlümüze gelen
mesajlarla olduğunu öğrendik.
3. Düşmanımız ne tedbirler alırsa alsın, biz ne kadar
yapacağımızı ince düşünsek bile Allah’tan emir nasıl geldiyse öyle olacağını
öğrendik.
*
İşte böyle yaren;
Şems Hazretlerinin, Mevlana Hazretlerinin karanlıkta
kalıp göremeyenlere ışık tuttuğunu, hakikati görmemize yardım ettiğini, ben ve
ben merkezli düşünceden ve davranışlardan kendimizi temizleyerek büyüğümüze kendimizi
teslim etmemiz gerektiğini öğrendik, anladık.
Yaren, yücelere giden yolun uzun ve zorluklarda dolu
olduğundan tek başımıza başaramayız, bize yol gösteren, yolumuzu aydınlatan,
görünür ve görünmez yardımlarda bulunan öndere, Allah dostuna ihtiyaç olduğunu
öğrendik, anladık.
Allah kulunun kendisine yaklaşmasını istediği zaman o
kişiye kendi dostlarından birini sevdirerek yolu ve yolun terbiyesini onun
vasıtasıyla öğrettiğini öğrendik, anladık.
*
RAVLİ